“Yaban ineği” değil yaban insanı!

Manisa’nın Saruhanlı ilçesinin Tepegöl mevkisinde sayıları bin beşyüzün üzerinde olan yaban ineklerinin tarlalarına zarar verdiğini belirten Çaltepe köylüleri, kaymakamlığa başvurarak tedbir alınmasını istedi. Muhtar Muammer Kocabaş, yaptığı açıklamada “Yaban domuzu zararından dert yanarken, başımıza bir de yaban ineği çıktı” dedi.
Bu zamanda Manisa gibi bir ilimizde yaban ineklerinin dağlarda barınabiliyor olması bence sevinç kaynağı olmalı. Kaymakamlık, Çaltepe köylülerinin zararını karşılamalı ama yaban ineklerinin açlığına da bir çare bulmalı. Yaban hayvanı aç kalmasa, insanların yerleşim alanlarına yanaşmaz.
Asıl mesele, Türkiye’nin başına musallat olan yaban insanlardır! İdeolojileri yabancıdır. Türklüğü sevmezler, “Türküm” derseniz “ırkçılık yapıyorsunuz” diye cevap verirler ama kendileri her türlü etnik grubun ırkçılığını yaparlar. Bazıları resmen çifte pasaportludur. Bazıları da ay yıldızlı Türk pasaportu taşımak zorunluluğundan nefret eder. Zihinleri yabancıdır. Asıl mesele Esenyurt’ta Cengiz Akyıldız’ı ve arkadaşlarını kurşunlayan yaban insanlarıdır.

***

İlginçtir, Mısır’da Arap Baharı denilen Amerikan projesi sonucu ayaklanmalar ve uyduruk seçimlerle bir ara iş başına gelen, sonra darbeyle devrilen İhvanı Müslimin örgütünün üst düzey üyelerinin bir kısmının çifte vatandaşlığa sahip olduğu ortaya çıktı! Mısır İdare Mahkemesi’ne başvuran avukat Semir Sabri, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yardımcısı ve Dış İlişkiler Müsteşarı İsamel-Haddad, oğulları ve yeğeni ile Mursi’nin danışmanlarından Ahmed Abdulati, Eymen Ali, Murad Ali, Muhammed Sultan’ın, İçişleri Bakanlığı’nın izni olmadan başka ülkelerin vatandaşlığını aldığını, bu sebeple Mısır vatandaşlığından çıkarılmalarını istedi. Avukat Sabri, Haddad’ın İngiliz vatandaşı olduğunu belgeledi.
Türkiye’nin Amerikan vatandaşı Başbakanı oldu, İngiliz vatandaşı Bakanı da bulunuyor ama pek gündeme getirilmiyor.
Gerçi insan başka ülkenin vatandaşlığını almakla kendi milletine yabancılaşmaz, esas olan zihindeki yabancılaşmadır. Mesela Türkiye’nin iki kurucusuna “iki ayyaş” diyebilen zihniyet, yabancı bir zihniyet değil midir? Veya milletin adını zikretmemek için milli kimliğin yerine dini kimliği öneren zihniyet, ABD veya Avrupa’nın “Türk tarihinin ve Türk kimliğinin hakkından gelmek” projesine hizmet etmiş olmuyor mu?

***

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç ise Bursa’dan cemaate seslenerek, “Her şeyin garantisi biziz. Biz varsak, siz de varsınız. Biz yoksak siz de yoksunuz” dedi.
Arınç seçimlere dönük olarak da “Biz gidersek, ekonomi çöker, maaş ödeyemezler. Her şey tersine döner. Bu kadar açık söylüyorum. Para, üretim, ihracat, hamle, yatırım olmaz. Kalkınma olmaz. İnsanlar birbirlerine düşerler. Ben buluyorum, buluşturuyorum, her ay milyarları veriyorum” diye konuştu.
Aslında bu sözler de itiraftır. Arınç’ın sözleri ile Erdoğan’ın sözlerini birleştirirsek şöyle bir durum ortaya çıkıyor:
“AKP varsa, paralel devlet var. AKP varsa, milli orduya operasyon var!”
Bu garip konuşma, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de dikkatini çekti. Tekin, “Her şeyin garantisi biziz, biz varsak siz varsınız. Biz yoksak siz de yoksunuz” sözlerinin suç ortaklığını gösterdiğini ve açık bir tehdit olduğunu söyledi.
Tekin, “Sen neymişsin be Bülent Abi. Demek sen olmasan Türkiye çöker. Bir ülke düşünün koskoca Türkiye Cumhuriyeti bizim bildiğimiz kurallar ve yasalar içinde yürümesi gereken bir ülkede bir hükümetin sözcüsü bulup buluşturmaktan bahsediyor” dedi.
Aslında bulup buluşturdukları yalan da değil. Merkez Bankası kayıtlarında sadece 2011 yılında kaynağı belli olmayan 30 milyar dolar görünüyor! Ne karşılığında peki? Çözüm süreci adlı “Kürtlere özerklik” karşılığında elbette...

Yazarın Diğer Yazıları