Ya benimsin ya da kara toprağın!

Demokrasiyi pek severim... Ama yönetim başkasındayken... Yönetme yetkisini kaptığımda ise demokrasi, işleri yavaşlatan lüzumsuz bir aksesuardır... Demokrasinin sağlayacağı ne varsa ben sağlayacağım, hatta bahşedeceğim için demokrasiye gerek yoktur...

***

Hukukun üstünlüğüne bayılıyorum... Ama benim üstüme çıkmasından asla hazzetmem... Hukuk hukuk da bir yere kadar... Hukukun üstünlüğü benim sınırımda bitsin, başkası neyse de benim üstüme çıkmasın...

***

Tek parti rejimleri kötüdür, hem de çok kötü... Tek bir istisnası var: O 'tek parti' benim partim değilse... 'Hoca'nın haspası'na yakıştığı gibi bana her şey yakışır... Başka partilere 'tek parti' rejimi yakışmaz ama benim partim olursa o rejim 'Medine hurması' gibidir...

***

Benimki taç giydiğimde akıllanan başlardan... Mühür elime geçti mi derhal kınadıklarıma benziyorum... Artık güç bende ve ben bu acı ilacı zavallı kitlelere vermek, onları direnseler de adam etmek mecburiyetindeyim...

***

Devlet, parti veya dernek yönetimlerinde 'istişare'yi muhalefetteyken tercih ederim... Koltuğu kaptıktan sonra 'istişare' çok gereksiz bir bürokrasiye dönüşür gözümde... Zaten ben onların yerine düşünüyor ve kendilerini büyük zahmetten, beyinlerini hücre harcamaktan kurtarıyorum... 'İstişare'yi put hâline getirmemek lâzım... 'İstişare eder gibi' yapmak en iyisi...

***

Benim ağzımdan 'söz' çıkmaz 'hikmet' çıkar... Size 'yanlış' gibi görünen 'doğru'dur da siz bunu anlamazsınız... Zaman içinde konuştuklarım ve yaptıklarım arasında 'çelişki' görürseniz, bilin ki bu sizin göz veya akıl sürçmenizdir...

***

Mal, mülk, servet başkalarının elindeyken 'cehennem yakıtı'dır... Ama bize geçtiğinde 'haklı mücadelemizin bir silahı'dır... O yüzden artış yöntemi teferruat bile değildir... Asıl olan rakibe karşı daha fazla silahlanmaktır... Bunun nefsle ilgisi yoktur...

***

Adaletsizliğe uğradığımda, nasırıma basıldığında güzel feryat koparırım... Çünkü ben mazlumum ve adalet benim için var... Kılıç benim elime geçtiğinde ise 'kınadığımla imtihan olma'yı önemsemem bile... Artık 'zalim' ve 'mazlum' yoktur, 'yöneten' ve 'yönetilen' vardır... 'Mağduriyet' işe yarayacaksa eğer onu patenti bana aittir...

***

Hangi yapı olursa olsun, kuralları galipler koyar... Mücadele verirken söylediklerim o kadar önemlidir ki, sözlerimin 'altının çizilmesi'ni isterim... Mühür bendeyse artık o söylediklerimin 'üstünün çizilmesi' şarttır benim için...

***

Herhangi bir eylemin 'iyi' veya 'kötü' olması kimin yaptığına bağlıdır... Başkası yapıyorsa 'kötü', ben yapıyorsam mutlak 'iyi'dir, doğrudur... Hem unutmayalım, klasik ata sporumuzdur: Benim yanlışım, başkalarının doğrusundan üstündür!..

***

Demokrasi dediğin ya benim olacak ya kara toprağın... Demokrasinin yüzlerce tanımı var ama en güzelini Zübük yapmıştı bana göre... Filmde halkın coşkulu alkışları arasında kürsüye çıkan Zübük "Artık demokrasi var, aç gözünü, doldur keseni" diye sesleniyor, "Demokrasi ne demek sayın hemşerilerim?" sorusuna yine kendisi cevap vermeye çalışıyordu...

"Demokrasi öyle bir şeydir ki" dedikten sonra ne diyeceğini bilemiyor, biraz duraklıyor, tanımlayamayacağını anlayınca "Tadından yenmez, anladınız değil mi?" diyerek pişkin pişkin gülüyordu...

***

Mesele o şahıs, bu parti, filanca lider değil kesinlikle... Kaçımız bu çifte standarttan beriyiz, kaçımız bu aynada kendimizi görüyoruz, kaçımız 'kınadıklarımızla imtihan edilirken' umursuyor, kaçımız benzeştiğimizi fark ediyoruz?

Mesele bu... Yani ben, sen, o... Yani hepimiz...

Yazarın Diğer Yazıları