Ya AKP sahneden çekilecek ya Türkiye!
Azerbaycan’ın Şark gazetesinde yazan Elçin Halitbeyli, “Türk basınının Ermenistan’a olan ilgisi bitmek bilmiyor. Kardeş ülkeden meslektaşlarımız, Ermenistan ziyaretlerini zincir hâline getirdi. Bir grup Türk gazeteci, düşman ülkeyi ziyaret edip döner dönmez, başka bir grup gidiyor” diyerek bir sorgulama yapıyor:
- Acaba Türk meslektaşlarımızı Ermenistan’a çeken ne? Acaba Ermenistan, dünya için büyük yenilikler yaptı, gelişmiş bir devlet hâline geldi de bizim mi haberimiz yok?
- Türk gazetecilerin Ermenistan ziyaretlerinden sonra hazırlanan haberlerin, Türkiye’nin ve basın yayın organlarının çıkarlarından çok Erivan’ın çıkarlarına hizmet ettiğini görmemek mümkün değil.
- Ermenistan, söz konusu röportajlarla kendisinin Türkiye’de ve dünyada propagandasının yapılması imkânı elde ediyor.
- Ayrıca Türk meslektaşlarımız, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde Ermenileri mazlum olarak gösteriyor. Ermeniler için bundan büyük propaganda olamaz.
n Çok utanç verici bir durum. Türk meslektaşlarımızın birilerinin kurnaz oyununa alet oldukları çok açık. En kötüsü de onlar bunu ya anlamıyorlar ya da anlamamış gibi yapıyorlar.
* * *
Halk Cephesi gazetesinde Rahid Caferli ise “Türkiye Hükûmeti’nin, büyük bir kararlılıkla ortaya attığı ‘demokratik açılım’ veya ‘Kürt açılımı’ olarak adlandırılan planının çıkmaza girdiği açık. Kürt açılımının iflasa uğradığı ortada. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin malum girişimi, Öcalan’ı cezaevindeki bir teröristten ‘dışarıya müdahale edebilen’ bir politikacıya dönüştürdü” diye gündemin diğer maddesini ele aldı.
Caferli, “Türkiye’yi çok iyi tanıyan” Prof. Rafik İsmayıl’ın “Öcalan ile anlaşmaya zorlanan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin süreci öngördüğü yönde devam ettirmeye çalışacağını düşünüyorum. Yani artık geriye dönüş yok. Daha net söylersek, planı durdurması, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin siyasi iflası ve sahneden çekilmesi anlamına gelir” sözlerine de yer verdi.
* * *
Bilindiği gibi Wilson prensiplerinin ortaya atılması ve Sevr’den beri Anadolu Türklüğü’ne dayatılan, bu topraklarda Ermenistan ve Kürdistan diye iki devlet daha kurulmasıdır.
Bize göre Ermeni ve Kürt açılımları, Wilson prensiplerinin günümüzde yeniden yorumlanarak uygulanmaya çalışılmasıdır. Zaten biri diğerini tetikler, biri diğerinden bağımsız değildir.
Alevi açılımına gelince.. Bu konuda da garip bir durum var. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın yanı sıra Erzincan’da gözaltına alınan MİT görevlilerinin de Alevi kökenli olduğu bilgisinin kendisine ulaştığını vurgulayarak, “Birileri, TSK ve MİT’e yönelik mezhepsel tasfiye sürecine mi girdi?” diye soruyor.
Baykal, Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiası konusunda da “İktidarda Berlusconi sendromu var. Berlusconi yumruktan sonra puan kazandı. Hükümet sansasyonel suikast haberleriyle puan toplamaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.
* * *
AKP’nin en sadık destekçileri, artık içeride liberal faşistler ve azınlık temsilcileri, dışarıda ise Türkiye’yi çözmeye çalışan ABD yönetimidir.
Bize göre artık AKP, açılımları durdursa da durdurmasa da siyaseten iflâs etmiştir ve sahneden çekilecektir. Aksi halde sahneden çekilecek olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve dolayısıyla adı bile Anayasa’dan çıkarılmak istenen Türk Milleti olacaktır.