Washington ve Ankara'da kukla festivali!

Basın, Tayyip Erdoğan-Barak Obama görüşmesine ve DPT’nin kapatılmasına kilitlenmişken günün haberi Bursa’dan geldi; Türkiye’nin yanı sıra altı ülkeden gelen kukla ve gölge oyunu ustalarının katılımıyla düzenlenen “13. Uluslararası Bursa Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali”, Karagöz-Hacivat oyunlarıyla başladı. Karagöz ve Hacivat’ın yapımında çalıştığı rivayet edilen Orhan Camisi önünde başlayan festival, 12 Aralık’a kadar sürecek.
Peki ya Ankara’daki kukla festivali ne zamana kadar sürecek?

* * *

Ne demek istediğimi Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun bir anısını hatırlatarak anlatayım. Sinanoğlu, bir programımızda, 1947’de kendisi bir çocukken Ankara’da Amerikan askerlerini gördüğünde, “Biz İstiklal Savaşı’nı bunun için mi yaptık?” diye düşündüğünü söylemiş ve şöyle devam etmişti:
“Sonra anladım ki Türkiye, Yalta Konferansı’nda ABD’nin etki alanına terk edilmiştir. Buna karşılık Doğu Avrupa da Sovyet etki alanı olarak kabul edilmişti. Amerikan askerlerinin bu anlaşmadan hemen sonra İsmet Paşa’nın yaptığı gizli anlaşmalarla Türkiye’ye gelmesi, hatta Meclis binasının duvarına bitişik bir şekilde karargâh kurmalarından da durum belli oluyordu. O tarihten sonra Türkiye, Amerikan yörüngesine girmiştir. Soğuk Savaş bittiği halde Türkiye bu yörüngeden kurtulamamıştır. Devletin kendisi ve silahlı kuvvetleri NATO üzerinden Amerikan etkisi altında iken bağımsız siyasi partilerin olması mümkün değildir.”
Askeri teslimiyet bir tarafa, bugüne kadar uygulanan IMF ve Dünya Bankası politikalarının sonucuna bakıyoruz.
Kamu-Sen’in yaptığı araştırmaya göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının en bozuk olduğu ikinci, yoksulluk oranında ise en yüksek üçüncü ülke konumunda.
İktidara yakınlığıyla bilinen Memur-Sen’in araştırması ise açlık sınırının 873.2 liraya, yoksulluk sınırının ise 2 bin 344 liraya yükseldiğini gösteriyor.

* * *


İngiltere’nin The Daily Telegraph gazetesi, “Türkiye’nin İran’a yaptırım konusunda çantada keklik olarak görülmemesi gerekir. Washington bunun farkında. Avrupa’nın çoğu ise farkında değil” diye yazdı.
Acaba öyle mi? Çünkü Fransa’nın Le Figaro gazetesi de bir Türk diplomata dayanarak BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a ek yaptırımlar için oylama yapılması halinde Ankara’nın veto etmeyeceğini öne sürdü.
İngiliz gazetesi Financial Times ise “Eleştirilere rağmen Obama yönetimi, Ankara’yı zor bir bölgede hayati bir ortak olarak görüyor” dedi. Gazete, “Obama’nın ’model ortaklık’ olarak adlandırdığı ortaklığın ilk gerçek testi İran olacak” görüşünü de dile getirdi.
Tam da bugünlerde, CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, Tayyip Erdoğan’a yönelik soru önergesinde, “Terör örgütü PKK’nın elindeki Amerikan menşeli silahların, Blackwater şirketi aracılığıyla verildiği iddiaları hükümetinizce araştırılmış mıdır?” diye sordu.
“Model ortak” nasıl araştırsın?

* * *


Taksirli bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan inşaat mühendisi Yıldırım Bayazıt Terzi, bize mektup göndermiş. Diyor ki, “1946’dan sonra 63 yıl geçti. O zaman başlayan siyasi, iktisadi ve askeri bağımlılıktan sonra ne bekliyordunuz? ABD ve AB, bu ülkeden bütün üsleri ile çıkarılmadıkça bu tablo değişmez. Biz emperyalistleri yendik mi? Yendik. Bağımsız cumhuriyetimizi kurduk mu? Kurduk. Millet bilinçlenip, hazır hale gelince bin yıldan beri dayak yediği halde yenilmeye doymayanlara son bir dayak atarak gelecek bin yılı da kurtaracağız.”

Yazarın Diğer Yazıları