Virüs, altına hücum, yasaklar, tatbikatlar...
İngiltere'de, koronavirüs vakalarının artması gerekçesiyle 6'dan fazla kişinin bir araya gelmesi yasaklandı. İngiltere Başbakanlığı'ndan yapılan açıklamada, toplanma yasağının hem kapalı hem de açık mekânları kapsadığı belirtildi.
Okul, işyeri ve Covid-19'a karşı önlem alınarak yapılan düğün, cenaze ve organize takım sporları bu yasaktan muaf tutuldu.
İngiltere'de İçişleri Bakan Yardımcısı Kit Malthouse, halka, en fazla 6 kişinin toplanması kuralını ihlâl eden komşularını yetkililere bildirme çağrısı yaptı.
Ulusal Polis Şefleri Konseyi Başkanı Martin Hewitt ise 6 kişi kuralının "vatandaşların komşularını ele vermesi" üzerine kurulmadığını kaydetti.
Altı kişinin bir araya gelmesi yasaklanabildiğine göre, bu gidişle iki kişinin bir araya gelmesi de yasaklanabilir. Yasaklarla birlikte, İngiltere dahil bütün hükümetler, vatandaşlarına dünya ilaç tekellerinin programlarını dayatıyor! Hemen her ülkede doktorlar, Dünya Sağlık Teşkilatı'nın protokollerine uygun ilaç ve tedavi şeması uygulamak zorunda. Aksini yapmak mümkün değil. Türkiye'de konu ile ilgili bilimsel araştırma yapmak bile bakanlığın iznine bağlandı!
***
Böyle bir ortamda, Fransa'nın desteklediği Yunanistan, Ege'nin ve Doğu Akdeniz'in tümüne sahip çıkmaya çalışırken, ABD, Kıbrıs Rum devleti ile ortak tatbikat yaptı. Bununla da yetinmediler, Batı Trakya'da yani Türkiye sınırında da Yunan ordusu ile tatbikat yapacaklarını açıkladılar. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Rum kesimini ziyaretinden sonra, Türkiye, Yunanistan'ın görüşme şartını kabul ederek, Oruç Reis gemisini geri çekti. Görüntü bu! Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Pompeo ile telefon görüşmesi yaptı.
Türk Dışişleri Bakanlığı ise "ABD'nin son dönemde attığı adımlar Doğu Akdeniz'de gerginliği artırmaktadır. ABD'yi, Kıbrıs Adası'nda geleneksel olarak sürdürdüğü tarafsızlık politikasına geri dönmeye davet ediyoruz" diye açıklama yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, daha önce Nikos Anastasiadis ile görüşmesi sonrası bir açıklama yaparak "Türkiye'nin bölgedeki eylemleri bizi derinden endişelendiriyor" demişti.
***
Olaylar bu şekilde gelişirken, Türkiye'de ancak savaş zamanları mümkün olabilecek şekilde altına hücum devam ediyor! Öyle ki Amerikan Wall Street Journal gazetesi, Türkiye'de altına talebin artmasını sayfalarına taşıdı. Gazete haberinde, "Türkiye'de finans sistemi çözüldükçe, insanlar uzun süredir en sevdikleri yatırım aracı olan altına yatırım yapmaya devam ediyor" ifadelerini kullandı.
Haberde, Özak Kıymetli Madenler AŞ Genel Müdürü Özgür Anık'ın "20 yıldır Kapalıçarşı'dayım. Çarşıyı hiç böyle görmedim. Altın fiyatları zirveyi gördüğünde genelde insanlar gelir ve altınlarını satarlardı. Bu kez tam tersi oldu. İnsanlar daha fazla altın aldı. Günlük ortalama altın hacmi, yaklaşık 200 kilogramdan 2000 kilograma yükseldi." sözlerine de yer verildi.
Haberde, altın satın alma çılgınlığının, TL'ye karşı duyulan güvenin azalmasının yanı sıra Türkiye'nin artan mali sorunlarının da bir ölçüsü olduğu belirtiliyor.
Yine çelik kasa distribütörü Mustafa Tuzcuoğlu'nun "Çelik kasalara talep, yüzde 50 arttı. İnsanlar birikimlerinin yarısını bankada yarısını ise evlerinde tutuyor. Ben de böyle yapıyorum." sözleri de haberin bir diğer unsuru…
***
Savaş şartlarında, kazanmakta olan ülkelerin parasının değeri artar, kaybedenlerde ise halk, altına hücum eder. Çünkü para baş aşağı gitmektedir. Durum bu merkezdeyken Atatürk'ün devletten önce kurduğu partinin il başkanı, Atatürk'e, Atatürk diyemediğini açıklıyor ve Türkiye bunu tartışıyor! Önemli gündemlerden biri de şeyh diye ortaya çıkan sahtekârların sapıklıkları ve servetleri…