"Vatan"daşlık satmak mı vatan satmak mı?
Vatandaşlık ne amaçla satılır? Parayla vatan sahibi olunabilir mi?
Abdullah Gül, başbakan iken 20 bin dolara vatandaşlık satarak, nakit sıkıntısını gidereceklerini söylüyordu! Biz o zaman bu çıkışı şöyle eleştirmiştik:
"Diyelim ki, Türkiye'den mübadele ile gönderilen Rumların torunları, yeniden vatandaşlık istedi! Ne yapacak Gül? Yine tehcir edilen Ermenilerin torunları da 20 bin dolara vatandaşlık isteyebilir! Böyle bir talep gelirse, Gül kabul edecek mi?"
***
Yabancılara konut satışı yoluyla Türk vatandaşlığının önünü açan Mütekabiliyet Yasası, 2013'te kabul edildi. O dönemde Türkiye'de 1 milyon dolar ödeyerek mülk sahibi olanlara Türk vatandaşı olma imkânı tanındı. 2018'de ise Türk vatandaşlığı için gereken rakam 250 bin dolara indirildi. Yönetmelik 2022'de bir daha değiştirilerek rakam 400 bin dolara çıkarıldı. Bu sırada yurt içinde ve dışında parayla Türk vatandaşlığı almak isteyenlere hizmet vermek amacıyla çok sayıda hukuk bürosu kuruldu. AKP iktidarının bugüne kadar kaç yabancıya vatandaşlık bilinmiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin kaderini belirleyecek seçimlerde patayla vatandaş olmuş kaç kişinin oy kullandığı da bilinmiyor.
Bu arada 2022 yılının Nisan-Aralık ayları arasında e. devlet üzerinden isim ve soy isim değişikliği yapılabilmesine dair bir düzenleme daha yapıldı ve yabancılar, beş dakikada Türk adlarını aldı. Bu sebeple seçmen listelerinden, parayla vatandaş olmuş kişileri tespit etmek mümkün değil.
***
Türkiye Barolar Birliği yabancı parayla yatırım karşılığında Türk vatandaşlığı verilmesinin yönetmelikle düzenlenmesi üzerine konuyu Danıştay'a taşımıştı. Oysa başvuru dilekçesinde belirttikleri gibi uygulama Anayasa'ya aykırı idi ve Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması bunu da siyasi partilerin yapması gerekirdi.
Türkiye Barolar Birliği, dilekçesinde şöyle denilmişti:
"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin şartların kanun ile düzenlenmesini emretmektedir.
Bu çerçevede Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ilgili hükümlerinde vatandaşlığın hangi hallerde kazanılacağı düzenlenmiş, buna ilişkin şartlar sınırlı olarak sayılmıştır. Kanunda, belli bir miktar yabancı para karşılığında fon/bireysel emeklilik sistemine giriş gibi yatırımlar yapmak yoluyla Türk vatandaşlığı kazanılmasına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu düzenlemede, devletle hukuki ve siyasi bağ ile bağlılığı ifade eden vatandaşlık kavramının yabancı bir para cinsinden bir değer ile karşılanması, vatandaşlık kavramını soyutlaştırmakta ve özünden uzaklaştırmaktadır.
Dolayısıyla düzenlemeler gerek Anayasa'ya aykırılığı gerekse kanuni dayanaktan yoksun olmasının yanı sıra, Türk Vatandaşlık Kanunu tarafından da benimsenen 'vatandaşlığın gerçekliği' ilkesine aykırılık teşkil etmektedir."
***
Görüldüğü gibi yabancıları parayla vatandaş yaparak oy kullandırılan seçimler de Anayasa'ya aykırıdır ve gayrimeşrudur.
Denilebilir ki, "Tayyip Erdoğan'ın üçüncü defa Cumhurbaşkanı adayı olmasının da Anayasa'ya aykırı olduğunu, bundan dolayı de seçimlerin hukuk dışı olduğunu da yazdınız ama süreç devan ediyor. Şimdi parayla vatandaşlık verilen yabancıların oy kullanmasının da Anayasa'ya aykırı olduğunu dolayısıyla seçimleri gayrimeşru duruma düşürdüğünü söylemenin ne faydası var?"
Biz, hukuka aykırı olanı tespit ederek gündeme getirmek durumundayız. AKP, iktidarı hiç bırakmamaya programlandığı; devleti de kendi ideolojisine göre düzenlediği ve yargı erkini siyasi iradeye bağladığı için kimseden ses çıkmıyor ama diğer partiler de bu dayatmaya uygun hareket ediyor! Suça ortak oluyor!
Bu şartlarda seçime girmenin, yenilgiyi kabul etmek anlamına geldiğini seçim öncesinde yazdım. Şimdi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde uyarımı parayla vatandaşlık satılmasını da ekleyerek tekrarlamış oluyorum.
Bu konu, "ikinci turda kim kimi destekleyecek?" tartışmasından daha hayatidir. Zira bu tartışmalar da sanki meşru bir seçim yapılıyormuş gibi bir şartlanma sağlıyor!
Kaldı ki "vatandaşlık satmak", sonuçta "vatan topraklarını satmak" değil midir?