Vatan kaybetmek mi vatanı korumak mı?
Suriye'de ne yazık ki Türkiye'nin taşeronluğunu üstlendiği iç savaşın sonunda bu ülke halkının ne durumlara düştüğünü her gün gözlemliyoruz. Akdeniz sahillerine vuran Suriyeli bebek cesetleri, aslında hepimize büyük bir uyarıydı. Ya Macaristan'da kucağında bebeği ile yürüyen sığınmacı kadına çelme atıp yere düşüren "kadın kameraman"ı hatırlıyor musunuz?
Başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri, sığınmacıların Türkiye'de tutulması için fon ayırdı. Bir kısmını verdiler.
Diğer taraftan, sığınmacılar, hem Suriye'nin kuzeyinin boşaltılması hem de Türkiye'nin güney illerinin nüfus yapısını değiştirmek için bir proje çerçevesinde Türkiye'ye sürüldü. Türkiye-Suriye sınırında, şimdi güvenli bölge veya tampon bölge denilen 900 kilometre uzunluğunda bir toprak şeridi, Türkiye ile Arap dünyasının ilişkisini kesmek için kullanılacak. Bu bölgedeki mayınlı arazi şeridinin İsrail şirketine 49 yıllığına verilmek istenmesinin sebebi de buydu!
***
Topraklarını Yahudi yerleşimcilere satan Filistinlilerin İsrail'in kurulmasından beri kendi vatanlarında uğradıkları zulmü de bütün dünya seyrediyor.
Doğu Türkistan'da kurdukları devleti kaybeden Uygur Türklerinin başına gelenleri, son dönemde Türkiye'de bile Suriyeliler kadar itibar görmemelerini hatta bazılarının geri gönderme kamplarında tutulduğunu da bilgilerinize sunmuştuk.
Bütün bunların sebebi, "vatanı kaybetmek"tir. Vatan nasıl kaybedilir? Bu konuda tarihi örnekler üzerinde çalışarak kitaplar yazılabilir fakat üzerinde durulması gereken bakış açısı vatan nasıl korunur olmalıdır!
Vatan deyince insanın aklına ilk olarak Namık Kemal, Ziya Gökalp, İsmail Gaspıralı, Sultan Galiyev, Osman Batur ve tabii ki Atatürk geliyor…
Kırım, Doğu Türkistan ve bütün Orta Asya vatan değil miydi? Bu sebeple Atatürk dehasının kıymetini bilmek gerekir…
***
"Vatan"ın ne demek olduğunu, çocukluğundan beri Türk Dünyası müziği üzerinde çalışan, bu konuda otorite kabul edilen ve 61 yaşında kendi imkânlarıyla bir albüm hazırlayan Bünyamin Aksungur'a da sormak gerekir.
Aksungur, albümün adını "Canan Uykuda" diye koymuş. Canan halkı temsil ediyor! (Bunun hikâyesini Arslan Tekin ve Selcan Taşçı'dan okuyabilirsiniz.)
Fakat albümde bir Özbek şarkısı var ki dinleyeni sersemletiyor adeta. Aksungur, şöyle diyor.
"Bu şarkıyı ilk duyduğumda öyle etkilendim ki tam altı ay boyunca bunu dinleyerek ağladım. Vatan sevgisi ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
'Özge yurtta şah bolgenden
Öz yurtuñda gedâ bol'
Başka yurtta şah olacağına, kendi yurdunda dilenci ol!
Biraz araştırınca gördüm ki bu bir atasözüdür. Doğu Türkistan'daki Uygur Türkleri de Türkmenistan'daki, Afganistan'daki hatta Tataristan ve Başkurdistan'daki soydaşlarımız da aynı atasözünü küçük farklarla sık sık tekrarlıyor.
Biz de Anadolu ve Balkanlar'da benzer bir sözü tekrarlamıyor muyuz? Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş..."
ÖZGE YURTTA ŞAH BOLGENDEN
ÖZ YURTUÑDA GEDÂ BOL
Söz: Narzi (Narmurad Narzullayev)
Müzik: Curabek Muradov
Özge aynı hiç ay dimeñ, Özge caynı hiç cay dimeñ, Özge nâyni hiç nây dimeñ, Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol...
Bîgâne nan nan emestür, Bîgâne can can emestür, Bîgâne kan kan emestür; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Her kimniñ öz gülzârı bar, Her kimniñ öz bazârı bar, Her kimniñ öz mezârı bar; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Tétimaydı birévn aşı, Kavuşmaydı yaklar başı, Melâl kiler atgen taşı; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Yaman imes, yahşi bolgin, Şair bolgin, nakşî bolgin, Tumar bolgin, hafız bolgin; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Yahşi biler her müsülman, Musafirlik dert dey yaman, Öz uyide éziz insan; Özge yurtta şah bölgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Diliñni dep sen dua bol, Eliñni dep sen edâ bol, Tiliñni dep sen imlâ bol; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.
Kelecekke nésihatim, Ferzenlerge vésiyetim, Budur Narzî kalp deshettim; Özge yurtta şah bolgenden, Öz yurtuñda gedâ bol.