Varlığım bankalara armağan olsun
Geçen hafta bütün gazetelerde çıkan bir haber kabak tadı verdi.
Konya’da bir vatandaşın tüketici hakem heyetinde açtığı kart aidat ücretinin geçmişe yönelik iadesi kararını Yargıtay onaylamış.
Bu içeriğe sahip 300’ün üzerinde haber son bir yılda çıktı.
Mahkemeler bankaların kart ücreti alamayacağına hükmetti.
Etti de ne oldu?
Bankalar almaya devam ediyor.
Kart aidatına önce hükümet karşı çıktı.
Çıktı da ne oldu?
Bankalar almaya devam etti.
Türkiye’de yasaların uygulanamadığı sektör, bankacılık sektörüdür.
Her şeye rağmen kart ücreti almaya devam ediyorlar.
Onun için ben artık bankalar ile ilgili mahkeme kararı haberlerini okumuyorum.
Yıllarca devlete sırtını dayayarak milyar dolarlık kârlar elde eden bankalar, faizlerin düşmesiyle bu nemalarını kaybedince ellerini vatandaşın cebine sokmaya başladılar.
Her şeyden para almaya başladılar.
Hesap işletim ücreti, hesap bakım ücreti, ekstre ücreti, makbuz ücreti ve daha onlarca, şeytanın bile akınla gelmeyecek yöntemlerle para almaya başladılar.
Bankaya gidiyorsunuz hesap dökümünüzü alıyorsunuz para.
İşlem yaptınız para.
İşine geliyorsa. Yoksa yapma!
Bankaların ’Deli Dumrul’uygulamasına bir yenisi daha ekleniyor.
SMS ücreti.
Biliyorsunuz özellikle internet şubesi için güvenlik uygulaması SMS ile yapılıyor. Bankalar tarafından gönderilen kısa mesaj artık ücretli olacak.
Her gün 1 milyona yakın giden kısa mesajlar bankalar için yeni bir gelir kaynağı olacak. Bankalar bu mesaj için 30 ile 50 kuruş arasında bir ücret talep etmeyi planlıyorlar.
2010 yılı başında BDDK tarafından yayınlanan Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkeler Tebliği’nin yürürlüğe girmesiyle interaktif bankacılık kanallarında iki faktörlü kimlik doğrulama zorunlu hale geldi.
Bu nedenle internet şubesine girişte sadece kullanıcı kodu ve parola yeterli değil. İnternet bankacılığında işlem yapabilmek için kullanıcı kodu ve paroladan sonra cep telefonunuza SMS olarak gönderilen şifreyi de girmeniz gerekiyor.
Bu zorunluluk bazı internet şubesi dolandırıcılığı karşısında bankalara zorunlu uygulama olarak getirildi.
Çünkü Yargıtay, internet şubesi dolandırıcılığında bankanın zararı gidermesi yönünde emsal karar verdi. Yani hizmeti veren banka güvenlikten de sorumlu.
Bankalar 1 yıldır kısa mesajı ücretsiz yolluyorlardı.
Şimdi 50 kuruşa yakın ücret alacaklar. Her gün bir kez internet şubesine girdiğinizi ve en az bir işlem yaptığınızı düşünürsek 2 SMS eder ve 30 günde 30 liraya yakın bir para ödeyeceğiz. Oysa GSM şirketleri kullanıcılarına 10 bin kısa mesajı, 5-6 lira gibi bir paraya satıyorlar.
Yapılacak bir şey yok.
Türkiye’de bir banka egemenliği hakim.
Hükümetlerin bile havlu attığı bir mücadelede vatandaş ne yapabilir ki?
’Varlığım bankalara armağan olsun’, demenin dışında!