Varlığı tespit edilemeyenler!
Tarihin en büyük, en cesur, en adi, en sinsi, en düşmanca kumpaslarından birini kuracaksınız... Türk Silahlı Kuvvetleri'ni 'terör örgütü' derecesine indirip imhaya kalkışacaksınız... Ve bu hayalî örgüte isim bulmanız lâzım...
Binlerce, on binlerce kelimeden bir isim seçebilirsiniz... Ama o da özenle seçiliyor: Ergenekon!.. Sadece bu ismin seçilmesi bile, birçok değerin, o aşağılık çukurda aynı anda işinin bitirilmesi için şeytanî bir zekânın nasıl da harekete geçtiğini gösteriyor...
Bu kumpasa 'Ergenekon' ismini vermek ilk kimin aklına gelmiştir? Türklüğün en önemli sembollerinden birini, olmayan örgüte isim yaparak, birden fazla suikastı gerçekleştirmek nasıl bir düşmanlığın dışa vurulmasıdır?
***
Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeniden görülmeye başlayan davada Savcı "Ergenekon adlı örgütün varlığı tespit edilememiştir" dedi...
"Varlığı tespit edilememiştir..."
Birçok şey artık telafi edilemeyecek, geri getirilemeyecek ama 'varlığı tespit edilemeyenler'e yeni tespitler eklenebilir, hak için, adalet için...
Mesela Ergenekon savcılarının heykeli dikilmesi gerektiğini söyleyenlerin şerefi tespit edilememiştir!..
"Asker eşleri Maarif Takvimine soyunsun" diyen kumpasçı gözdesinin namusu tespit edilememiştir!..
İftiraları onuruna yediremediği için intihar eden subay hakkında "Mermiye kafa attı" diye mel'unluk yapan gazetecinin babası tespit edilememiştir!..
Ergenekon ve benzer davaları 'devletin bağırsak temizlemesi' olarak görenlerin ahlakı tespit edilememiştir!..
Türk Silahlı Kuvvetleri'yle doğrudan hesaplaşmaya cesaret edemeyen ve olup biteni ellerini ovuşturarak izleyen yetki sahiplerinin mertliği tespit edilememiştir!..
Ellerine tutuşturulan kitaplarla Ergenekon'u yazmış görünen ve isimlerini kiraya vererek şöhrete ulaşan zübük siyasetçilerin haysiyeti tespit edilememiştir!..
***
Bu hukuksuzluk sürecinde, canlarını ve hürriyetlerini kaybedenler, sahte delillerle hayatları karartılanlar, sağlığından olanlar, işsiz kalıp sefalet çekenler, babalarından ve evlâtlarından ayrı kalanlar, itibardan düşenler ve diğerleri için artık pek çok şey asla geri gelmeyecek...
Savcının bu kanaati mahkemenin kararına dönüştüğünde bile adalet sağlanmış olmayacak, bunca kayıptan sonra...
Acıyı biraz daha azaltacak ve belki bir miktar teselli verecek olan, hatta bundan sonra aklından kumpas geçirecekleri ürkütecek olan, hem bu kumpasın çökmesi, hem de bu kumpasta rolü olanların tamamının adil biçimde yargılanmasıdır...
***
Ayrıca özel teklifler de gelebilir... Meselâ, kumpasçıların heykelinin dikilmesini savunan ve bu halkla ilişkiler çalışmaları karşılığında bağlı bulunduğu network sayesinde yalıya kavuşan gazeteci bozuntusunun yalısı elinden alınıp bir gün mutlaka bütün bu iğrençliklerin sergilendiği 'kumpas müzesi'ne dönüştürülmelidir...
Asker eşlerine gazilere moral için takvime soyunma teklifi yapanlar da bundan sonra o kumpasçılara moral için hangi takvime soyunur bilemeyiz tabii ama hesap vermeleri mazlumun bedduasına kalmamalıdır...
Ergenekon kitapları yazarak, sözde örgütün şifrelerini ortaya koyanlara da o kitapları mümkünse imha etmeleri için 'münasip' alternatifler sunulmalıdır...
O süreçte "bağırsaklar temizleniyor" diye sevinç naraları atanların tıbbî operasyonla bağırsakları ile beyinlerinin yer değiştirmeleri sağlanmalıdır...