“Üst akıl!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan nihayet Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırı boyunca kurgulanan oyunun bir “üst aklın” eseri olduğunu söyledi.
Türkiye’nin tek devlet, tek vatan ve tek bayrak olarak yaşaması için çırpınanlar Erdoğan’ın bu söylediğini; “Çözüm süreci” dediği günden de önce, PKK’nın var olduğu günden beri söylüyor ve bunun arkasında İsrail’inden Avrupa ülkelerine, ABD’sinden Ermenistan’ına kadar kimlerin bulunduğunu da harita ve tarihî vesikalarla yıllardır anlatıp durdu... Ve Erdoğan’a bugün itiraf ettiği ve dert yandığı “üst aklın” bir eseri olan “Büyük Ortadoğu Projesi” ve “Dinlerarası Diyalog” senaryolarının Türkiye’deki uygulayıcısı olmaması için çalmadık kapı, işitmediği hakaret, yemediği tokat, Silivri başta olmak üzere tıkılmadığı hapishane kalmadı...
Gelin görün ki o gün bugündür dün Başbakan ve bugün Cumhurbaşkanı olan Erdoğan, Türkiye’yi 36 etnik kimlikten oluşan bir mozaik olarak takdim etmeyi, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türklüğü hafızalardan silmek için ardı ardına adımlar atmayı ve Türkiye’nin bir bölgesine “Kürdistan” demeyi, Diyarbakır’ı bu “Kürdistan” dediği bölgenin “Yıldızı” yani “Merkezi” olarak görüp göstermeyi sürdürdü, hâlâ da sürdürüyor. Türkiye’de bütün bu tehlikeleri dile getirenler “Anaların ağlamasına sevinenler” ve “Cinayetlerden siyasi rant elde edenler” olarak yaftalanır, elleri kelepçelenirken, Diyarbakır başta olmak üzere bölgeyi mesken tutup, “Müşterek noktalarınızı değil, farklılıklarınızı öne çıkarın” fitnesi yayan ABD Adana Konsolosları ve nice misyonerler ve cümle CIA ajanları itibar görüyor, akılları “üst akıl” olarak bölgede iktidar eliyle devreye sokuluyor..
Ve koskoca Türk milletine, “üst aklın” tetikçileri hakkında “PKK’nın silah bırakmadığı ve teröristlerin Türkiye’yi terk etmediğini biliyorduk, süreç zarar görmesin diye millete bunu söylemedik” deniyor. Yani üst akıl ve teröristi himaye için aziz Türk milletine yalan söylediklerini itiraf ediyorlar. Daha doğrusu biz söylesek yandaşlar inanmazdı, Allah söyletiyor...
Ve netice şöyle tecelli ediyor...
Bu “üst aklı” kendi yanına alan PKK, “üst aklı” kendi yanına alan IŞİD, “üst aklı” kendi yanına alan Barzani gibi, bu süreçten kimi devlet, kimi petrol, kimi yerel yönetimlerde özerklik kılıfı altında Türkiye’den toprak koparıp bağımsızlaşma gibi neticelere doğru hızla yol alırken... Bütün bu olup bitenlerin seyircisi ve uygulayıcısı olarak Türkiye’yi yönetenler ise... Hiçbir devlet tecrübesi olmayan bu oluşumların başındakilerden daha beceriksiz olduklarını tarih huzurunda kayda düşüyor; servetlerine servet katmakla teselli olacak ve Hitlervarî bir polis ve kanun devleti kurmakla hesap vermekten kurtulacakları zehabı ile her gün yeni bir yanlışa imza atıp duruyorlar... Yok öyle yağma!