Tutuklama, manevi işkenceye dönüştürülür mü?
Adam, elinde valizle Beşiktaş Adliyesi’ne doğru yürüyordu. Bir süre önce tutuklanmış, askeri cezaevinde yatarken nöbetçi hakim kararıyla tahliye edilmişti. Ardından savcıların itirazı üzerine heyetli duruşmada tekrar tutuklanmıştı. Ona da valizini eline alıp adliyenin yolunu tutmak düşmüştü.
Albay Kubilay Aktaş, kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmış, kuvvetli suç şüphesi bulunmadığı sebebiyle tahliye edilmiş, ardından “Kesinleşen tutuklama kararlarından sonra tutuklama şartlarında şüpheliler lehine yeni olgu ve değişiklikler bulunmaması” ve “kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması ve devam etmesi” gerekçesiyle, diğer sanıklarla birlikte yeniden tutuklanmıştı.
Peki ama, yaşı elliyi geçmiş, bazıları 70’ine varmış insanları, bir gün aniden sevindirmek, bir gün aniden derin üzüntüye sevk etmek, manevi işkence değil midir? Yargı erki, sanık durumunda da olsa vatandaşa karşı böyle kullanılabilir mi?
Nitekim Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş da “Nöbetçi mahkeme dosyayı incelemiş, tutuklama sebeplerinin ve delillerinin yeterli olmadığını görmüş ki tahliye kararı vermiş. Ardından yeniden tutuklama kararı vermenin hukuk açısından çok ciddi ve kamuoyunu tatmin edecek açıklamalarının olması gerek. HSYK’nın yapısı değiştirilerek özel yetkili mahkemelerin güvence altına alınması öngörülüyor. Bunların tamamı korku imparatorluğunu egemen kılmak için yapılıyor” diyor.
Yap-boz anayasası!
Habertürk, yeniden tutuklamalar için “Balyoz mu yap-boz mu?” diye manşet atmış. Yap-boz üslubu sadece bazı yargı mensuplarına değil, AKP’ye de hakim durumda. Öyle ki hükümet olarak hazırladıkları Anayasa değişikliklerine, “depo imza” dedikleri hazır imza listesini eklediler. Listede imzası bulunan TBMM Başkanı, “Bu listeler, partideki yoklama kağıtları olabilir” dediyse de sonunda yaptıkları hatayı kabul ettiler ve tekliften 50 imzayı çektiler. Böylece imza sayısı 184’ün altına düşünce teklif de düşmüş oldu. Ardından, teklif yeniden imzaya açıldı ve gerekli sayı yeniden elde edildi. Fakat hukuk bilinçleri sıfır olduğu için AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ’ın ağzından “yeni anayasa değişiklik teklifinde değişiklik olabileceği” açıklandı.
Nasıl yani?
İmzalar emir komuta zinciri içinde, boş kağıda mı atılıyor? İmzalar atıldığına göre değişiklik nasıl yapılacak? Anayasa değişikliği gibi önemli bir konuda, önce bir-iki sene önce atılmış depo imzaları kullanan AKP, bu defa da milletvekillerinin değişiklik tekliflerini okumadan imza attığını ilan ediyor!
Anlaşılıyor ki bu Anayasa değişikliği girişimini de tıpkı açılımlar gibi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Bir an önce vazgeçseler kendileri için iyi olacaktı ama bu şansı da kaçırdılar.
Hüseyin Kalkan’a
Allah’tan rahmet diliyorum
Eski Balıkesir milletvekili Doç. Dr. Hüseyin Kalkan, 60 yaşında vefat etti. Kalkan, zaman zaman bizi gazetede ziyaret eder ve görüşlerini anlatırdı. Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde oğlumun da hocasıydı. Allah rahmet eylesin. Eşi ve oğulları Yavuzhan, Oğuzhan ile Denizhan’a başsağlığı diliyorum.