Türk'ün Türk'ten büyük düşmanı yoktur!
Deprem çifte darbeyle bizi kalbimizden vuralı 13 gün oldu. Ruhumuzda derin, upuzun bir yara açıtı ve hâlâ bu yarayı deşiyor… Önümüzde iki seçenek var. Ya bu acıyı müsekkinlerle sürekli bastıracağız yahut o acıyla yüzleşeceğiz…
Osmanlı Türkiye''sini geçtim, Cumhuriyet kurulduktan sonraki her depremden sonra yapılan, molozları kaldırıp, daha temel atılırken "depremde mutlaka yıkılacak" vasıfta olmasına mutlaka dikkat edilen beton mezarlar inşa etmek oldu…
"Körler, sağırlar, dilsizler" ilişki zinciri hiç aksamadan Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına kadar devam etti.
"Çağdaş muasır medeniyetler seviyesini aşacağız" dedikçe "Körler, sağırlar, dilsizler" çarklarını döndürmeye devam ettiler.
"İstikbal göklerdedir" işaretine uyarak "Kızılelma" çelik kartallar gibi uçurulduğunda, yollar, köprüler, barajlar kurulurken "Körler, sağırlar, dilsizler", depremde mutlaka yıkılacak binalara ruhsat vermeye devam ettiler…
Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılı için duyduğumuz gururu, milletimizin yeni yüzyılı inşa etmek için duyduğu iştiyakı, gencecik evlatlarımızın yaşama sevincini enkaz altında bırakmak istiyorlardı, bıraktılar da…
Hani deriz ya, "Türk''ün Türk''ten başka dostu yoktur!" diye…
Galiba tersi de doğru:
Türk''ün Türk''ten büyük düşmanı yoktur!
Öyle değil mi? Bizi bu sefer de canlı canlı mezara gömen yine içimizdeki düşman değil mi!
**
İçimizdeki düşman, büyük bir gaflet içinde ki unutuyor:
Türkiye Türkleri, Selçuklu hakanlığını tarumar eden Haçlı Seferleriyle, Moğol İstilasıyla, Osmanlı''yı derinden sarsan Timur darbesiyle, "Tek dişi kalmış Canavar"ın yazdığı Sevr paçavrasıyla; yani bizi Orta Asya''ya sürmeyi hayal eden modern Haçlılarla baş etmiş bir millettir.
Ve bir milletin geleceği, yaşadığı büyük sorunları çözebilme yeteneğinde gizlidir.
İçimizdeki düşmana inat, bu mücadeleden de muzaffer çıkacağız!
ANEKDOT
Zalim bir komutan bir şehri işgal eder, şehre saldırır, çekilir. Adamlarına ahalinin ne yaptığını sorar, ahalinin ikinci bir saldırıya karşı hazırlandığı cevabını alır. Komutan yeniden hücum emri verir. Adamlarına vaziyeti sorar, halkın baş başa verip meşveret ettiğini, toprağı eşeleyerek konuştukları rapor edilir. Yeni bir saldırı başlatır. Saldırıdan sonra halkın artık davul zurna çalıp dans ettiği rapor edildiğinde, o yeri terk emri verir…