Türklükle Mücadele Derneği kursalar daha ahlâkî olur!
“MTTB’nin birinci T’si ne olacak?” tartışması devam ediyor. Önce Cihangir Er’in ikinci mektubuna bakalım:
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına öneri olarak ’etnik’ tanımı ile genel mana gösterip Türk adının çıkarılmak istenmesi ayrıca ayıptır. Tarih bu utancın sahiplerini unutmayacaktır. MTTB gibi millî bir kurumun adı ile kurdurulan bir dernekten böylesi Türklük düşmanlığı üretilmesini, bırakın eleştirmemiz, tepkisiz kalmamız dahi beklenemez.
Adınızda ’Milli’ ve ’Türk’ kelimeleri olacak ama millet adının anayasadan silinmesini beyan edeceksiniz, üstüne de savunma yapacaksınız. Böylesi aymazlık ancak mankurtlukla mümkündür. Atasını bilen kendini bilir. MTTB’lilere; Anayasa’dan Türk adının silinmesini isteyenin kimin ahfadı olduğunu sorarım! Türk kelimesinden bu derece nefretin sebebi nedir?”
***
Sahi neden Türk kelimesi bazı insanları bu kadar rahatsız ediyor? Türkiye’nin bir Türk devleti olduğunu söylemeyi ırkçılık sayıyorlar ama her türlü etnik ırkçılığa yol veriyorlar. Bu, büyük bir çelişki değil mi? İşte bir mektup:
“Arslan Bulut’a cevap; MTTB’nin anayasa öneri teklifindeki, ’Türk vatandaşı ibaresi yerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı’ ibaresinin getirilmesi teklifi bilindiği üzre bir çok kişi tarafından yadsınmıştır. (!)
Benito Mussolini’nin kurucusu olduğu Faşizm, Mussolini’nin İtalya’da iktidarı ele geçirmesiyle resmi ideoloji olarak benimsenmiştir. Ve akabinde Almanya’da Nazizm’le had safhaya çıkmış, bunun sonucu olarak Hitler tarafından bir çok Yahudi katledilmiştir.
Günümüzde milliyetçilik faşizmin biraz daha yumuşatılmış hali olarak varlığını Türkiye gibi ülkelerde sürdürmektedir. Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Doğu Anadolu bölgesinde dağlara; ’Ne mutlu Türküm diyene’ yazılmasının tek bir açıklaması vardır, o da çatışma ortamı yaratmaktır..
Bunun dışında Hürriyet ve Yeniçağ gibi gazetelerde ’Türkiye Türklerindir’ sloganı bulunması, Türkiye’de yaşayan diğer etnik kökenlilere bir haksızlık ve hakaret olarak, son derece bir ilkelliktir!
2011 senesinde halen insanların etnik kökenlerine bakılmaksızın, onları Türkleştirmek bir caniliktir! Bu gibi politikalarla insanımızı devletine ve askerine karşı küstüren kişilerin halen kindar bir şekilde ve bağnaz bir tutumla ırkların üstünlüğünü savunmaları hem ülkemizin gelişmesi yolunda büyük bir engel teşkil etmekte, hem de terörün varlığını sürdürmesine imkân sağlamaktadır ve bu en büyük vatan hainliğidir. Bu insanların zihniyeti değişmeden Türkiye’de yapılan reformlar neticesiz kalmakla birlikte, gerçek anlamda gelişimini sağlayamayacaktır.”
Salih Ağbalık (Afyonkarahisar MTTB il başkanı)
***
Başka mektuplar da var ama Türklüğe karşı çıkanların zihniyet haritası özetle böyle! “Ne mutlu Türküm diyene” demeyi vatan hainliği olarak gören bir zihniyet! Peki bu gençler kendilerini ne olarak görüyor acaba?
Millet olmayı, milliyete mensup olmayı ırkçılık olarak öğretmişler bu gençlere. Türkiye’de ırkının üstünlüğünü savunan hemen hemen yok gibidir. Buna rağmen, milliyetçiliği nazizm, faşizm ve ırkçılık ile karıştırarak, adında milli ve Türk kelimeleri olan bir kurum çatısı altında Türklüğe karşı mücadele veriyorlar. Bu, en azından ahlâki bir durum değildir. Bu bakışa sahip olanların kurması gereken derneğin adı; “Türklükle Mücadele Derneği” olabilir. Milli Türk Talebe Birliği çatısı altında Türklüğe karşı fikirler ileri sürmek, Türk adının Anayasa’dan çıkarılmasını istemek, insanı psikolojik olarak rahatsız etmez mi?
Millet olmak, birçok etnik kökene mensup insanın tek bir ırkta değil tek bir siyasi mensubiyette birleşmesi halidir ve bu formül başka güçlere yem olmamak için tarihi tecrübelerle bulunmuştur. Bütün milletler böyle oluşmuştur. Türk olmak da böyledir ama bir ülkenin Başbakanı, kurucu felsefeyi reddederek, milletin adını, etnik gruplardan biri gibi kabul ettirmeye uğraşırsa, Cumhurbaşkanı, “dağa taşa ne mutlu Türk’üm diyene yazmak ilkelliktir” demişse, onların takipçisi olan gençlerden ne bekleyebilirsiniz?