Türklerin direniş hakkı!

Dün, “Peki asıl Anayasa değişikliğini talep eden kim? Kim olacak PKK ve onun arkasındaki Batılı güçler! ’Türk Milleti’, ‘Türk Devleti’gibi ifadelerin anayasadan çıkarılmasını, demokratik özerklik modelinin anayasal hale getirilmesini istiyorlar” değerlendirmesinde bulunmuştuk.
Meğer bizim o yazıyı yazdığımız saatlerde açıklama yapan Genişlemeden Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Angela Filote, “Türkiye’de demokrasinin AB standartlarına ve katılım kriterlerine uyumlu, kalıcı şekilde güçlendirilmesi için yeni sivil anayasanın sağlam bir temel oluşturacağı noktasında siyasi yelpazedeki görüşleri paylaşıyoruz” diye konuşuyormuş...

* * *

Hollandalı Hristiyan Demokrat Oomen-Ruijten da özellikle Kürt ve Alevi vatandaşlarla ilgili başlatılan inisiyatiflerin somut adımlara dönüşmesini talep etti.
Raportör Oomen-Ruijten, “Yeni reformlarda hükümet ve muhalefetin yapıcı bir şekilde birlikte çalışmasını gerçekten umuyorum” dedi.
AB Haber’e göre Yıllık İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye “sivil Anayasa” çağrısı yapmaya hazırlanan Avrupa Komisyonu’ndan üst düzey bir bürokrat, “Sivil Anayasa çalışmalarını 2011 seçimleri sonrasına bırakmak en az iki yıl sivil Anayasa’yı ertelemek anlamına gelecek. Ana muhalefet partisinin sivil Anayasa’ya yeşil ışık yakması önemli bir fırsattır. Türkiye’nin AB üyeliği için sivil Anayasa olmazsa olmaz bir kuraldır” dedi!
Demek ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel gezisinde AB’den bu işaretleri aldı ki bu açıklamalardan önce “Anayasa’yı hemen değiştirelim” önerisinde bulundu.

* * *


Türkiye’yi Anayasa değişiklikleri ile dönüştürülebileceklerini öngörüyorlar.
Biz zaman zaman rejimin korunması konusunda halkın direnme hakkından bahsederiz.
Karadeniz Gazetesi’nden Osman Diyadin de her vesileyle AB’nin merkezi konumundaki Almanya’nın anayasasında bulunan rejimin korunması ile ilgili maddeyi hatırlatıyor:
“Almanya Anayasası’nın ‘Devletin Ana ilkeleri ve Direnme Hakkı’nı düzenleyen 20. maddesinin 4. fıkrasında ’Bu anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı, başka bir çözümün bulunmaması halinde bütün Almanlar direniş hakkına sahiptir’ diye yazar.
Bu maddeyi kendimize uyarlayarak ’Bu anayasa düzenini ortadan kaldırmak isteyen herkese karşı, başka bir çözümün bulunmaması halinde bütün Türkler direniş hakkına sahiptir’ diye kendi anayasamıza ilave etsek ne olur?”

* * *


Diyadin’in hatırlattığı bir başka yasa da ABD’nin 2007 yılında çıkardığı, İngilizce Dil Birliği Yasası:
“Yasanın gerekçeleri şöyle:
‘1- Eğitim ve resmi yazışma masraflarından tasarruf sağlamak.
2- Ülkedeki az gelişmiş bölgelerin dil farkı sebebiyle geri kalmalarını önlemek.
3- İngilizcenin ABD’deki farklı etnik köken, kültür ve dilleri birleştiren temel olgu olduğu gerçeğinin kabul edilmesi.’
İngilizce Dil Birliği Kanunu, şu mecburiyetleri getiriyor:
‘1- Kamu ve özel tüm işyerlerinde İngilizce kullanılması.
2- Vatandaşlık başvurularının Güvenlikten Sorumlu Bakanlığa verilen İngilizce bilme şartını yerine getirmek yetkisine göre işlem görmesi.’
Türkiye’de bugün ‘Türkçe Dil Birliği Yasası’ konulsa ve biri çıkıp ‘Türkçe, Türkiye’deki farklı etnik köken, kültür ve dilleri birleştiren temel olgudur. Eğitimde ve resmi yazışmalarda tasarruf sağlamak gerekir. Ülkedeki az gelişmiş bölgelerin dil farkı sebebiyle geri kalmalarını bu kanun önler. Kamu ve özel tüm işyerlerinde Türkçe kullanılmalıdır’ dese neler olur?”

* * *


Ben ‘Anayasa değişmez’ demiyorum. Yalnız, üniter-ulus devlet yapısını değiştirmeye yönelik bütün girişimlere karşı Türklerin de direniş hakkı vardır. Bu hak ve görev Türk Anayasası’nın “Başlangıç” ilkelerinde belirtilmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları