Türkiye’ye yine tuzak kuruldu!

Türkiye’yi yönetenler açılım politikalarını sürdürürken, PKK saldırılarının neden birdenbire bu kadar arttığı konusunda şüpheler var!
Tayyip Erdoğan’ın yağmasa da gürlemesi, birdenbire aslan kesilmesi, kara harekâtı olmaksızın, Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarının bombalanması için emir vermesi, hemen herkesi memnun etmiş görünüyor. Fakat bu işin içinde bir bit yeniği var!

***

Prof. Dr. Özer Ozankaya, “AKP’nin taşan sabrının asıl sebebi, Türkiye’nin Suriye’ye saldırmasını sağlamak olmasın?” diye soruyor:
“PKK eşkıyalığını tepeleyip önlemenin zorunlu yolu olan silahlı mücadeleye yıllarca uzak duran AKP iktidarının, ‘Artık sabrımız tükendi’ söyleminin içtenliğine inanmamak gerekir.
AKP iktidarının PKK ile ciddi mücadele etme niyeti olsaydı, bugüne gelmeden, BOP’un eş-başkanı olarak ABD hükümetini çoktan bu cinayet örgütünü desteklemekten vazgeçmeye çağırması, bunun için de tüm ulusal kamuoyunun bu yolda desteğini almaya en büyük özeni göstermesi gerekirdi.
Oysa AKP iktidarının bugüne değin izlediği zikzaklardan oluşan politika, gerçekte ‘Habur utancı’ ve ’Türk Silahlı Kuvvetlerini bir kurum olarak yıpratma faciası’ diye nitelenebilecek olan ve ulusal bağımsızlık ve birliğe, yurt bütünlüğüne tümden aykırı olan bir BOP politikasıdır.
Bu gerçek karşısında, ABD güdümündeki PKK’nın, her biri canımızın bir parçası olan yurt çocuklarına yönelttiği cinayetlerin yoğunlaşmasının ve AKP iktidarının da birdenbire ‘Sabrımız taşıyor, bıçak kemikte..’ söylemi tutturmasının asıl amacı, kamuoyunu aldatan geçici bir görüntü yaratıp Türkiye’nin Suriye’ye saldırmasını sağlamaktır. BDP’nin de bu oyunun bir figüranı olduğu görüşündeyim.”

***


Ozankaya’nın şüphesini haklı çıkaracak başka gelişmeler de var. Milliyet gazetesi, bir süreden beri, PKK saldırılarını Suriye’nin kışkırttığı yolunda propaganda yapıyor. Yani Suriye’yi vurması için Türkiye’ye gerekçe oluşturmaya çalışıyor. Öyle ki Milliyet’i yönetenler, Suriye’ye bütün dünya ülkelerinden gazetecilerin gidecek olmasını bile hazmedemedi! Sanki Pentagon Milliyet’e taşınmış da psikolojik savaş oradan yönetiliyor. Milliyet yöneticileri ve yazarları, Amerika’ya bu kadar güvenmesin, yarın hepsini ortada bırakır!

***


Banu Avar da diyor ki “Küresel çetelerin oyunları ancak bölge ülkelerinin dayanışmasıyla bozulur. İran Suriye Türkiye Rusya arasındaki herhangi bir yakınlaşma Batılı çevreler ve işbirlikçilerinin ödünü koparır. Provokasyonlar, suikastler, terör eylemleri sahneye konur. Bölge ülkeleri arasına kama sokulur! Çamur kampanyaları sahibinin sesi ekranlardan yayılır: ‘Onlar Suriye ajanı!, Ergenekon’un Suriye kolu!’, ‘Zaten ne Arabın yüzü ne Şam’ın şekeri!’ gibi sözler duyulur..
Hem Arap’ın yüzü hem Şam’ın şekeri! Onlar bizim akrabalarımız.. Bizim derdimiz ne Esad’a destek olmak ne Baas partisini savunmak.. Hiçbiri sütten çıkmadı.. Ama kardeş ve akraba Suriye halkıyla elele, bu bölgede kurulan kapandan çıkabiliriz. Tüm dengeleri bozacak bir ülkeler arası çatışma, bu coğrafyayı yüzyıllarca sürecek bir istikrarsızlığa mahkum edecektir. Ve böylesi bir müdahale Türkiye’yi de yok edecektir.. Suriye düşerse, Lübnan düşer, Suriye düşerse İran düşer, Suriye düşerse Türkiye düşer. Avrasya kilidi dağılır. O kapıdan girenler Avrasyayı mahveder.”

***


Demek ki, PKK saldırıları, Türkiye’nin Suriye ile savaşa sokulması için atılan ilk adımdır. Bu saldırılara karşı 1990’ların mantığı ile hareket etmek sırıtıyor zaten.

Yazarın Diğer Yazıları