Türkiye'nin uyuşturucu bağımlılığı: Borçlanmak!
Financial Times, gazetesi Türkiye muhabiri Delphine Strauss, IMF Başkanı’na İstanbul’da ayakkabı atılması üzerine yazdığı yazıda “Ekonomik krizlere olan yatkınlığı, Türkiye’yi IMF’nin en sürekli müşterilerinden biri haline getirdi. Birçok Türk, IMF’yi Türkiye’nin dış kaynaklara bağımlılığını artırmakla suçlamaktadır. Bir köşe yazarı, Türkiye ile IMF arasındaki ilişkileri, bir ’uyuşturucu bağımlısı ile uyuşturucu satıcısı’ arasındaki ilişkiye benzetmiştir” diye yazdı.
Başka kim yazmış bilmiyorum ama Türkiye ile IMF arasındaki ilişkiyi, uyuşturucu bağımlısı ile uyuşturucu satıcısı arasındaki ilişkiye benzeten biziz. Hem de 10 yıldır her vesileyle bu benzetmeyi tekrar ettiğimizi bütün okurlarımız bilir.
Fakat IMF politikaları ile ilgili bu benzetmenin asıl sahibi bir Amerikalı yazardır. David C. Korten tarafından yazılmış “When Corporations Rule the World” adlı kitapta, “Bugünkü ekonomik küreselleşmenin oluşumunda rol oynayan başlıca üç forum vardır. Bunlar Dış İlişkiler Konseyi (Council of Foreign Relations), Bilderberg ve Üçlü Komisyon’dur. IMF ve Dünya Bankası ise düşük gelirli ülkelerin küresel sisteme bağımlılıklarının artmasını ve dolayısıyla ekonomilerini şirketlerin sömürgeciliğine açmalarını sağlamaktadır. Borçlu ülkelerin büyük çoğunluğu, var olan dış borçlarını yeni dış krediler alarak ödemektedir. Daha fazla borç aldıkça, dışarıya bağımlılık daha da artmaktadır ve bütün çabalar ekonomik gelişmenin nasıl sağlanacağı konusunda harcanacağı yerde, nasıl daha fazla borç alınabileceğine yöneltilmektedir. Belli bir süre sonra, durum uyuşturucu bağımlılığı gibi olur” denilmektedir.
* * *
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ise, “Küresel Sistem Nereye Gidiyor” konulu konferansta yaptığı konuşmada, İstanbul’daki bu toplantının IMF’nin yeni bir başlangıç yapması için imkân sağlayacağını umduğunu söyledi. IMF Başkanı, dünya ekonomisini, Amerikan merkezli, IMF ve Dünya Bankası odaklı sistemin çökerttiğini bile bile ulusal ekonomilerin dünya ekonomik sistemine bağlı olması gerektiğini öne sürdü.
Yani kimse itiraz etmezse, küresel sömürüyü bıraktıkları yerden devam ettirecekler. Uyuşturucu tedavisi görmüş ülkeleri, yeniden uyuşturucuya başlatacaklar!
Nitekim Dominique Strauss-Kahn, düşük gelirli ülkelere 2009 yılında verecekleri toplam borç miktarının 2008’in dört katı olacağını bildirdi.
* * *
Küresel Sendikalar Konseyi’nin “7 Ekim Dünya İnsanına Yarışır İş Eylem Günü” dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında konuşan Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ise IMF politikalarının yanlışlığının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ortaya çıktığını belirterek, “IMF’ye yol verme zamanı gelmiştir” dedi.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Guy Ryder de IMF ve Dünya Bankası’nın Türkiye’yi bir takım ekonomik politikalara zorladığını ve bunun da güvencesiz çalışma ortamını artırdığını hatırlattı.
Ryder, toplumca kabul edilemez politikalar sonucunda dünyada da milyonlarca insanın işsizlik tehdidi ile karşı karşıya bulunduğunu anlattı.
Türk-İş’in konuyla ilgili raporunda da “IMF ve Dünya Bankası patentli” politikaların terk edilmesi istendi. Raporda “Sorunlar yapısaldır ve kökeni geçmişe dayanmaktadır. Bir anlamda, günümüze gelen neo-liberal politikaların yarattığı bir sonuçtur” denildi.
Bu saatten sonra IMF politikalarına razı olmak, kurbanlık öküzün, kasap bıçağını yalamasına benzer.