Türkiye'nin MR'ını artık çekemezsiniz Sayın Çağlayan?
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ardahan’da “Türkiye’deki bütün illerin MR’ını çekiyoruz, kılcal damarlara kadar. Röntgen devri kapandı” dedi.
Çağlayan, Türkiye’nin ekonomik verilerinden bahsediyor herhalde! Fakat unuttuğu bir şey var. Ülkenin borsası ve bankalarının yüzde 51’inden fazlası yabancıların elinde!
Sadece bankaları ele alırsak, ülkenin yarısından fazlasının kılcal damarlarına yabancılar hakim. Aralarında Yunan istihbaratına veri sağlayan bir Yunan bankası da var!
Bu durumda çekilecek ekonomik MR, neyi yansıtacak? Her an değişebilen ekonomik göstergeleri takip etmek, yani MR çekmek için sistemin tümüne hakim olmanız gerekir.
***
Ekonominin kanı paradır. Merkez bankaları ekonominin kalbidir. Kalp görevi yapan merkez bankası, kanı atar damarlar, yani bankalar vasıtasıyla kılcal damarlara, en ücra köşelerdeki şubelere kadar pompalamakla görevlidir.
Peki para kime pompalanıyor?
Ekonomik vücutta kan gitmeyen bölgelerden biri olan Ardahan, şimdi akla gelmiş ama aynı şartlara sahip birçok ilimiz var!
Bankalar, uzun süreden beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını aşırı tüketime yönelterek borçlandırmak için çalışmaktadır. Sorgusuz sualsiz dağıttıkları kredi kartları üzerinden vatandaşı, faiz tuzağına düşürmüşlerdir. Bankalar, aynı zamanda toplardamar görevi yapmaktadır. Fakat faiz bindirerek vatandaşın kanını vampir gibi emmektedirler.
Bankalar “daha fazla kan” diye diye tutturdukları için, bazen bütün çarklar geçici olarak hızlanır. Bu arada ne suya dikkat edilir, ne de gıdaya. Mide abur-cubur doldurulur. Kalınbağırsaklar aşırı çalıştığı için kabızlığa yol açar. Bu arada bağırsak parazitleri, hatta tenyalar türemiştir. Daha fazla kan isteyen toplardamarlar kansız kalır. Çünkü kanı, tenyalar emmektedir. Arada, sırada büyük tenyaların, küçük tenyaları yuttuğu da olur. Bağırsaklarda mafya savaşları başlar. Buralarda silahlar konuşur, rüşvet konuşur, torpil konuşur. Artık adalet de işlemez. Çünkü hakimler “vicdanlarıyla cüzdanları arasına” sıkıştığını söyler! Bütün kanı tenyalar emmektedir. Vücut, oksijen de alamamaktadır. Çünkü, artık tenyaların talepleri, beynin sözünden geçerlidir.
***
Ekonomik vücudun sinir sistemi de tıpkı insan vücudu gibidir. İktidarların görevi sinir sistemini idare etmektir. Beyin görevi onların, beyincik görevi ise ekonomik kurmaylarındır. Fakat tenyalar, onların içine de nüfuz etmiştir. Zaten bir kısmı tenyadır!
Ekonomik vücudun ruhu ahlâktır. Adaletin temeli kendini bile kayırmamaktır. Devletin başından başlar ahlâk. Ve oy verirken başlar. Kendini bile kayırmadan, namuslu biçimde oy vererek başlar!
***
Servet, millet sektörü ile tabana yayılmadıkça, bilgi kentleri gibi modellerle ekonomik enerji kılcal damarlara kadar ulaşmadıkça, mülkiyet zekâtın devlet tarafından toplanması suretiyle sınırlandırılmazsa, böylece “servetin zenginler arasında dönüp dolaşan bir devlet olması” engellenmezse ve elde edilen servet fazlası, girişimcilere, fakir vatandaşlara, evlenecek gençlere, öğrencilere dağıtılmazsa, toplumsal dengeler korunamaz.
Korunamadığı için de ne kadar MR çekerseniz çekin faydasızdır. Çünkü MR cihazı size doğruyu göstermeyecektir!
***
Kendi milli ekonominizi yok ederek dünyaya açılırsanız, halkınızı yabancılara kul köle edersiniz.
Demek ki önce milli ekonomi kurulmalı, yeni tarım, bilgi ve sanayi kentleri ile Türkiye’nin gücü geometrik hızla artırılmalıdır.
Sanayi toplumu ve bilgi toplumu aşamaları bu şekilde çabucak gerçekleştirilebilir. Mevcut kentlere yığılma ve yozlaşma önlenebilir. “İç göç” ün çözümü de budur. Emeğin değer bulması, sermayenin tabana yayılması böyle bir proje ile gerçekleşebilir. Yeni kentler, hem sanayileşmenin, hem bilgi toplumunun roketleri olacaktır.