Başlıkta tırnak içinde verdiğim “Türkiye’nin etrafını ateş çemberine çeviririz” sözlerinin sahibi, Anadolu Ajansı’nın nedense kısaltılmış olarak Joe Biden diye geçtiği, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir numaralı söz sahibi, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı, Yahudi Lobisi’nin Henry Kissinger’den sonra Amerika’daki en güçlü isimlerinden biri olan senatör Joseph Biden’dir.
Demokrat Parti’den başkan adayı da olmuş, ancak çok düşük oranda oy aldığı için yarıştan çekilmiştir.
“Türkiye’nin etrafını ateş çemberine çeviririz” sözünü de yanlış hatırlamıyorsam 20 yıl önce Türkiye’nin İsrail’e karşı Filistin’in yanında yar almasından dolayı söylemişti.
***
Anadolu Ajansı, Obama’nın başkan yardımcısı adayı olarak açıklanan Biden için Türk kamuoyuna “Koyu Katoliktir” diye bilgi veriyor! Katolikle filan hiç ilgisi yoktur, Yahudidir.
Yine aynı ajans “Washington’daki kaynaklara göre, Biden, Türkiye’yi yakından tanıması açısından olumlu bir isim” değerlendirmesinde bulunuyor. Bu da büyük bir yalan! Biden, Türkiye değil, İsrail için çok olumlu bir isim.
Haberde, “Biden’in adı, Irak savaşının ardından mezhep çatışmalarının çıktığı dönemde Irak’ın etnik ve dini temele dayalı olarak üçe bölünmesini ve her bir bölümün gevşek bir federasyonla Bağdat’ta merkezi yönetime bağlanmasını önermesiyle öne çıkmıştı. Bu öneri, kabul görmedi. Joe Biden, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni tasarılarında da geleneksel olarak Ermeni tezlerini destekleyen bir tutum aldı. Obama da Ermeni tezlerini desteklemesiyle biliniyor” yorumu da var.
Irak’ın üçe bölünmesi bir İsrail tezidir ve Türkiye buna karşıdır. Yine Türkiye’yi Ermeni soykırımı yapmakla suçlayan birine nasıl olur da “olumlu bir isim” denilebilir.
Irak, fiilen üçe bölünmüş değil midir?
Gazeteler, İnternet siteleri, Anadolu Ajansı’nın “koyu katoliktir, Türkiye için olumlu bir isimdir” ifadelerini aynen yayınlıyor. Çoğu, bunu bilgisizlikten yapıyor. Yani kasıtları olmadığına eminim. Fakat Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı’nda böyle bir yönlendirme nasıl yapılabiliyor?
***
Joseph Biden, yurt dışına gönderilecek büyükelçileri Dış İlişkiler Komitesi’nde sorgular, Ankara büyükelçi adaylarına özel bir önem verir.
1 Eylül 1995 tarihli Akşam gazetesinde yayınlanan Tuncay Güney imzalı habere göre 21 Eylül 1994 günü, Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi üyeleri, onay almayı bekleyen yeni büyükelçi adaylarını dinliyordu. Komite başkanı senatör Joseph Biden, Ankara Büyükelçisi adayı Grossman’ı soru yağmuruna tutuyordu.
Senatör Biden, Türkiye’nin ekonomisine, Kürt konusuna, askeri karakterli partiler olarak nitelediği Refah Partisi ve MHP’nin oylarındaki yükselişe, Kıbrıs sorununa işaret ederek ilk soruyu soruyor:
“-Sayın Grossman, Çiller hükümetinin karşı karşıya bulunduğu sorunlar, sizin Türkiye’yi kandırma, baskı kurma, ikna etme yeteneğinizi nasıl etkileyecektir?”
Grossman “Eğer senato tarafından büyükelçiliğim onaylanırsa” diye söze başlıyor ve devam ediyor:
“-Müttefikimiz Türkiye ile güvenlik müdahalelerini içeren bir hat izleyeceğim.”
Biden, Grossman’a özelleştirmeyi soruyor:
“-Dünya Bankası ve ABD, Türkiye’ye ‘şu zamana kadar özelleştirme yönünde adım atmalısınız’ demeli mi? Bir süre dayatmalı mı?”
Grossman cevap veriyor:
“-Efendim sanırım yapmamız gereken Türkiye’ye özelleştirme konusundaki birikimlerimizi aktarmak, diğer ülkelerdeki özelleştirme uygulamalarının sonuçlarını iletmek ve özelleştirme konusunda tüm desteğimizi sunmak olmalıdır.”
Sorgulama böyle uzayıp gidiyor ve sonunda Biden, Grossman’ın büyükelçiliğini onaylıyor.
HHH
Cumhuriyetçilerin adayı John MacCain, ABD’nin kurduğu dünya çapındaki sivil örümcek ağının başındaki isimlerden biridir. Demokratların adayı Obama’nın yardımcısı Biden de ondan aşağı kalan biri değildir. Eğer Obama seçilirse asıl başkan Biden olacaktır!
