Türkiye üzerine oyunlar (22 Şubat 2010)

Yıllarca Türkiye üzerine oyunlar oynandı. Halen de oynanıyor. Bu oyunlar hep siyasi olmuştur. Türkiye üzerine hep senaryolar yazılmış ve Türk halkına da oynattırılmıştır. Son dönemde Türkiye üzerine yazılan siyasi oyunlara bir de ekonomi eklendi. Avrupa’da ülkeler bir bir batarken, Türkiye’nin kredi notu arttı. Sanki her şey güllük gülistanlık gibi Türkiye’nin görünümü pozitife çevrildi. İşte kredi notu arttırılan Türkiye’den iki ekonomik veri:
2009’da 888 adet anonim şirket, 102 adet kollektif şirket, 11 adet komandit şirket, 9 bin 151 adet limited şirket ve 243 adet de kooperatif kapandı. Bu rakamlar 2008 Ocak-Aralık döneminde ise anonim şirkette 836 adet, kollektif şirkette 88 adet, komandit şirkette 6 adet, limited şirkette 8 bin 416 adet ve kooperatiflerde 232 adet olarak belirlenmişti.
İşsizlik rakamı cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlarında. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibariyle her ay açıkladığı Hane Halkı İşgücü Araştırması, “Ekim-Kasım-Aralık 2009” dönemini kapsayan “Kasım” sonuçlarına göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 233 bin kişi artarak, 3 milyon 270 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise söz konusu dönemde 0,5 puan arttı ve yüzde 13,1 seviyesinde gerçekleşti. İşte böyle bir ülkenin kredi notu yabancılar tarafından arttırıldı.Düşen borsa bir anda yükseldi. Yine yükselen dolar tekrar düşmeye başladı.
Bayram değil seyran değil ama kredi notumuz yükseldi. Türkiye’ye adeta kışın ortasında bahar geldi. Peki kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu niye böyle bir ortamda yükseltme gereği duydu? Türk ekonomisinin temel veri olarak daha iyi olduğu 1990’da notumuzu düşürerek Türkiye’yi tarihinin en derin krizine iten bu kredi derecelendirme kuruluşları neyi baz adı?
Bana göre Türkiye üzerine yazılan senaryolarının bir parçasıdır bu kredi notu artırımı.
Türkiye’yi bir iç savaşa götüremeyen güçler şimdi ekonomik olarak içini boşaltıyorlar. AKP iktidarının özelleştirme adı altında ne bulduysa yabancıya satması aslında ekonomik işgalden başka bir şey değildi.
İşte kredi derecelendirme kuruluşları bu ekonomik işgalin devamının kolaylaşması için Türkiye’nin kredi notunu arttırdılar. Türkiye’yi küresel sermayenin daha rahat içini boşaltması için. İşte Türkiye’nin kredi notunun arttırılması için en önemli veri. Sermaye transferleri. Yani özelleştirme ile elde edilen kârların ülkelerine götürülmesi. Yabancı yatırımcıların doğrudan yatırımlardan 2003 başından 2009 yılı sonuna kadar olan AKP iktidarının 7 yılında Türkiye’deki doğrudan yatırımlardan elde ettiği kârlar ve portföy yatırımlarından sağladıkları getirilerin 34 milyar dolarlık bölümünü ülkelerine transfer etti. Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerine göre AKP iktidarının 7 yılını kapsayan 2003-2009 döneminde yabancılar, Türkiye’deki doğrudan yatırımlarından elde ettikleri kârların 11 milyar 508 milyon doları ile borsa, devlet iç borçlanma senetleri gibi finansal araçlara yaptıkları portföy yatırımlarından kazandıkları 22 milyar 562 milyon doları yurt dışına transfer ettiler. Böylece anılan dönemde Türkiye’de elde edilen kârların 34 milyar 70 milyon dolarlık bölümü ülkeden çıkarak, başka ekonomilere akmış oldu. Türkiye’den yabancıların 25 yıllık dönemde yaptıkları kâr transferlerinin toplamı ise 49 milyar 967 milyon dolar düzeyine ulaştı. Buyurun size Türkiye’nin kredi notunun artmasının gerçek nedeni. Eğer Türkiye’nin kredi notu artmasaydı her şey iyi gösterilmeseydi yabancılar bu kadar parayı ülkelerine rahat rahat götürebilirler miydi? Türkiye, ekonomik olarak içi boşaltılıyor ve güçsüz, aciz bir ülke haline getiriliyor. Giden sadece paramız değil, çocuklarımızın geleceği de gidiyor.
Sonra seviniyoruz kredi notumuz arttı diye.

Yazarın Diğer Yazıları