Türkiye neden her alanda felç oldu?
Tayyip Erdoğan, 10 Ocak 2019'da yaptığı konuşmada "Geçtiğimiz 16 yıla baktığımızda kültür sanat alanında yeteri kadar mesafe kat edememiş olmamızdan dolayı hep hayıflanırım." dedi.
Erdoğan, "Bir milletin eğer estetik zevki yoksa o ülkedeki diğer çalışmaların arzu edilen neticelere ulaşması mümkün değildir. Bir toplumda sanat ve edebiyat felç olmuşsa o toplumda ortak değerlerin üretilmesi zordur. Bir ülkenin gelişmiş bir mimari anlayışı yoksa o ülkedeki üst yapının özgün bir ruh yansıtması beklenemez." gibi önemli mesajlar verdi.
***
Aslında sorun, Türkiye'nin bir süredir ideolojiler çıkmazına düşmesinden kaynaklanıyor. Belli bir ideolojiye mensubiyet duyuyorsanız, düşünmenize gerek kalmıyor. İdeolojik ezberleri tekrarlamaya başlıyorsunuz. Zaman içinde beyniniz tembelliğe alışıyor. Sonunda papağandan farkınız kalmıyor!
Elbette bütün medeni gelişmelerin temelinde de ideoloji vardır. Fakat medeniyette var olanlar, kendi ideolojilerini kendileri geliştirmişlerdir.
2005 yılında Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal'ın daveti üzerine, Kocaeli'nde düzenlenen Türk Dünyası Sosyologlar Kurultayı'na katılmıştım.
Kurultaya Azerbaycan'dan katılan Prof. Dr. Selahattin Halilov, konuşmasına "Türk Milleti neden mutileşti?" diye bir soru ile başlamıştı. Halilov, cevabı şöyle vermişti;
"Her şeyden önce Türk Dünyası için umumi bir ideal, yön ve istikamet göstermeliyiz. Ayrıca felsefi araştırmalar gerekir ki sosyolojik araştırmalar bir anlam taşısın. Vahit bir idea oluşturmak gerekir. Öncül olan Türk kimliğidir. Ancak bu coğrafyadaki insanların ekonomik, sosyal durumlarını göz önüne almayan hiçbir çaba başarılı olamaz.
Ayrıca tüm yerküre için bir sosyolojik analiz gerekir. Neyin sayesinde Garp dünyası önde gidiyor?
Köroğlu Destanı'nda, 'Tüfek icad oldu mertlik bozuldu' denilir. Şimdi, Türk Milleti neden mutileşti? Çünkü silâhı yere koydu! Tabii fikir vuruşunda da öncül olmak gerekir. Büyük işler yapmak için muhit de lazımdır.
Millî devletin fonksiyonu, halkın entelektüel potansiyelini yükseltmektir."
Kültür sanat, sizin "vahit idea"nız ile geliştirdiğiniz medeniyet projenizin başarıya ulaşması sonucunda ortaya çıkar. Yoksa kültür-sanat kendiliğinden gelişmez. Bunun için "iklim" gerekir!
***
Bu girişi yapmama, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in, ülkesinin gelecekte yeni bir entelektüel güç haline gelebileceğini söylemesi oldu.
Nazarbayev "Bilim, ilim ve eğitimi geliştirecek yaratıcı nesli olan ülke kazanacak. 1993'te paramız yoktu, maaş ödeyemiyorduk. Buna rağmen gençleri dünyanın en iyi üniversitelerine gönderdik. Devlet her bir kota için 30 ila 50 bin dolar para ödedi. Bu şekilde şimdi 14 bin genç yurt dışında okuyor." diye bilgi verdi ve burs kapsamı dışında da yurt dışına 20 bin öğrencinin gittiğini hatırlattı.
***
Türkiye'nin de şu anda yurt dışında okuyan 100 bin genci var. Bunların küçük bir kısmı devlet bursuyla, çoğunluğu ise aile desteğiyle eğitimini sürdürüyor. Türkiye, önemli gelişmeler kaydetmesine rağmen henüz kendi medeniyet projesini oluşturamadı. Çünkü "vahit ideası", ortak hedefi yok!
Japonya ve Çin ortak hedef geliştirebildikleri için, yurt dışına gönderdikleri öğrenciler üzerinden kalkınabildiler. Türkiye ise o öğrencilere ortak hedef veremediği gibi, bağımsız karar alma yeteneğini de kaybetti. İyi yetişen beyinler, Türkiye'de engellendi. İcat yapanların önüne dağ gibi engeller yığıldı. Onlar da kendilerini yetiştirenlere hizmet etmeye mecbur kaldı.
Kaldı ki, siz kendi medeniyet projenizi uygulayacaksanız, yurt dışına öğrenci göndererek ancak başkalarının projesine hizmet edersiniz. Sonuçta kaybeden yine siz olursunuz!
Türkiye, kendi üniversitelerini dünyanın çekim merkezi yapabiliyor mu? Asıl mesele budur!