Türkiye, kimin çiftliği?
Dünya, istihbarat örgütlerinin kurgularıyla idare ediliyor. Irak'ın kimyasal silah ürettiği iddiaları yalan çıktı ama bu gerekçeyle Irak'a giren ABD'nin şimdiki başkanı Trump, Irak üzerinden İran ve Suriye'yi gözetlemekten söz ediyor! Iraklı liderlerden biri, "Irak babanın çiftliği değil" dedi ama bakalım destek görecek mi?
Taliban, El Kaide, IŞİD, bunlar hep ABD'nin organize ettiği örgütler! Taliban'ın 200 komutanını Pentagon'da eğittiler ve bunu saklamaya bile gerek görmediler. İşte şimdi Afganistan'ı Taliban'a teslim ediyorlar. Ne de olsa kendi yetiştirmeleri.
El Kaide de Mahir Kaynak'a göre bir örgüt değildi; ABD, terör eylemlerini bu "patent" altında yaptırıyor, sonra da dehşet veren olayları, Afganistan'da olduğu gibi müdahale gerekçesi sayıyordu.
Suriye'yi de önce, aynı mantıkla organize ettikleri IŞİD'e teslim ettiler. Sonra da IŞİD'i temizleme bahanesiyle bu ülkeye girdiler. PYD'yi silâhlandırıp eğiterek IŞİD'in yerine Türkiye sınırlarına yerleştirdiler!
***
IŞİD'i ne yaptılar peki?
Sekiz bin kadar IŞİD militanını, Amerikan uçakları ile Afganistan'a taşıdılar! Bu konuda, resmî olarak sadece İran, gerçeği haykırabildi.
İran'ın dini lideri Ali Hamaney, geçen hafta, Suriye ve Irak'ta etkisiz hale gelen IŞİD'in ABD tarafından Afganistan'a yönlendirildiğini bildirmişti. Hamaney'in Yüksek Askerî Danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi de ABD'nin terör örgütü IŞİD militanlarını Afganistan'a naklettiğine ilişkin ellerinde "kesin istihbarat" olduğunu söyledi.
***
AKP iktidarı, özellikle Libya ve Suriye'de, başlangıçta ABD ile birlikte hareket etti. Libya'ya hava harekâtı İzmir'den yönetildi. Suriye'ye giden militanların bir kısmı, Türkiye'den geçti! Türkiye, El-Bab'da işte bu teröristlerle savaşmak zorunda kaldı, şehitler verdi. Üstelik Özgür Suriye Ordusu da Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar parası ile Türkiye ve Ürdün'de eğitildi!
Bütün bunlara rağmen, Tayyip Erdoğan dün "Suriye'de, Irak'ta, Libya'da haktan ve haklıdan yana olduk. Arakan'da, Türkistan'da Kırım'da haktan ve haklıdan yana olduk. Hamd olsun bu duruşu sergileyebilecek imkâna, birliğe, askerî, ekonomik güce sahibiz." dedi!
Libya'da Türkiye'nin desteklediği gruplar mı haklıydı? Suriye'de Özgür Suriye Ordusu mu haklı?
Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine yapılan zulüm hakkında, Çin ile bir görüşme bile yapılmadı! Meydan, burada da CIA'ya bırakıldı!
Arakan'a ise yardım gönderildi ama o kadar!
***
Şimdi Erdoğan, ABD'ye ve AB'ye, "Venezuela senin eyaletin mi? Seçimle iş başına gelmiş bir insana nasıl olur da 'burayı terk et git' dersin. Seçime dahi girmemiş olana nasıl olur da o devletin başkanlığını teslim edersin? Hani demokrasi? Hani demokrattınız? Böyle bir anlayış olabilir mi? Bunu kabullenmek mümkün mü?" diyor.
Erdoğan, aynı tehdidin Türkiye'ye ve kendisine de yönelebileceğinden endişe ediyor ki, CHP'yi kastederek, "Venezuela'da ülkenin seçilmiş başkanının görevden uzaklaştırma girişimine içten içe destek verirler. Aynı şeyin ülkemizde yaşanmasını isterler." diyebiliyor.
***
Erdoğan, ayrıca "Şimdi Kandil'deki terör örgütüyle iş tutanlarla kim iş tutuyor? CHP iş tutuyor, İYİ Parti iş tutuyor, Saadet iş tutuyor. Şu hale bak. Bunlar kıyamet alameti biliyor musunuz? Nereden nereye geldik." diyor.
Bu ifadedeki "şimdi" kelimesi, Oslo'da, Habur'da, Dolmabahçe'de, İmralı'da ve Kandil'de PKK ile iş tutanları hatırlatmıyor mu? Bunlar ne alametiydi? "Akiller", kısa bir süre önce, Oslo'ya gezmeye mi gönderildi?
Sebze fiyatlarına, ekonomik krize de çözüm bulmuşlar! Manavlığı belediyeler yapacakmış, İş Bankası'na el koyacaklarmış... Türkiye, keyfi kararlarla, çiftlik gibi idare edilecek bir ülke midir? Böyle gitmez!