Türkiye karşıtlığı tırmanışa geçti!..
Türkiye'nin Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Kafkasya'da, uluslararası hukuk ve anlaşmalar çerçevesinde sahip çıktığı, ulusal hak ve çıkarlarını gözetme ve koruma girişimleri Avrupa ülkelerini rahatsız etmiş, Fransa, Yunanistan ve GKRY'nin başını çektiği Türkiye karşıtlığı, buldukları diğer yandaşlarla birlikte tırmanışa geçmiştir.
AP'den yaptırım çağrısı
Avrupa Parlamentosu (AP), AB liderlerine, Aralık zirvesinde Türkiye'ye yaptırım kararı alınması çağrısı yapmıştır. Maraş'ın açılması kararını yasa dışı olarak nitelendirerek yaptırımların da sert olmasını talep etmiş, Türkiye'den Kıbrıs'taki güçlerini çekmesi, BM gözetimindeki Maraş'ı gerçek sahiplerine vermesi, AB'nin Türkiye'ye karşı birlik içinde hareket etmesi ve Avrupa Konseyi'nden de yaptırım uygulanması çağrısında bulunmuştur.
Türkiye karşıtı ülkelerin, AB'nin Türkiye'den uzaklaşmasını, Türkiye'ye destek verebilecek ülkelerle de arasının açılmasını amaç edindiği görülmektedir. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın, Türkiye'ye silah ambargosu çağrısına karşı çıkan Almanya'ya yönelik sert sözleri buna bir örnektir. Ayrıca Zirveden önce, Türk kargo gemisi krizinde olduğu gibi, Türkiye aleyhinde delil toplama ve karşı hamleye zorlayarak bunu kullanmaya yönelik provokasyon yaratacak başka eylemlere başvurabilecekleri de dikkate alınmalıdır.
Türkiye karşıtı cephe
Yunanistan, GKRY ve Mısır'ın planlı Medusa tatbikatına, Yunanistan'ın davetiyle bu yıl Fransa ve BAE de katılmaktadır. Türkiye karşıtlığında birleşen bu şer ittifakı, gerginliği tırmandıran yeni provokasyonlar peşindedir.
Bu ittifaka İsrail'in de katıldığı dikkat çekmektedir. GKRY, İsrail'le hava tatbikatı gerçekleştirmiş ve İsrail bu tatbikatta F-35'leri de Kıbrıs semalarında kullanmıştır.
Ayrıca Yunanistan'la BAE arasında bir de savunma anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma, ülkelerden birinin toprak bütünlüğü tehdit altına girdiğinde diğerinin yardımını öngörmektedir. Bu vesileyle BAE'ne giden Yunan Başbakanı, BAE veliaht prensiyle birlikte, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'daki adımlarıyla Karabağ'da Azerbaycan'a verdiği desteği hedef alan açıklamalarda bulunmuştur.
ABD de şer kervanında
ABD'nin, Dedeağaç'ta ve Girit'te kendisine üsler veren Yunanistan'a olan desteğine bir yenisi eklenmiştir. Türkiye, üretiminde ortak olduğu F-35 programından çıkarılırken, F-35'lere talip olan Yunanistan'a ABD'den olumlu yanıt gelmiştir. ABD'nin şimdilik Mart 2021de 3 adet kullanılmış F-35 savaş uçağı göndereceği söylenmektedir. Ayrıca ABD'nin Avrupa'yı Türkiye'ye karşı kışkırttığı da bir gerçektir.
NATO'nun da, Türkiye ve Macaristan'ın çeşitli konularda olası vetolarını önlemeye yönelik rapor hazırladığına ilişkin haberler de sızmış durumdadır.
Yine Oruç Reis hamlesi
Yunanistan'ın, sahadan çekilmezse diyaloğa girmem dediği Oruç Reis Gemisi, AB zirvesine kısa bir süre kalmışken, bir evvelki örneğinde olduğu gibi, Antalya Limanı'na dönmüştür. Bu girişim taviz görüntüsü vermektedir.
AB sözcüsü Türkiye'nin bu iyi niyet girişimi için, tek bir açıklama veya hamle üzerinden hareket edilmeyeceğini, değerlendirme sürecindeki davranışlar ve açıklamaların tümünün göz önünde bulundurulacağını ifade etmiş, NATO Genel Sekreteri ise Oruç Reis'in bölgeden ayrılmasını, Türk-Yunan gerilimini azaltma çabaları açısından ittifak için olumlu bir gelişme olarak nitelendirmiştir.
Yaptırım çıkar mı?
Yaptırım çığırtkanlığı yapan ülkeler olmasına rağmen, Türkiye'nin jeopolitik önemi göz önünde tutularak AB'nin yaptırım kararı uygulayamayacağı, belki çığırtkanları tatmin için göstermelik olarak birkaç hususa değinebileceği değerlendirilmektedir.
Türkiye AB uğruna veya başka bir nedenle, ulusal çıkarlarından ve haklarından feragat edemez. Kesinlikle hiçbir taviz veremez. Türkiye'nin hak, hukuk ve çıkarlarından vazgeçip başkalarına şirin görünerek günü kurtarma lüksü yoktur.
Önemli olan, iç cephenin güçlü olmasıdır. İç cephe ne kadar güçlü olursa dışarıda o kadar güçlü mücadele edilebilir. Bu nedenle kutuplaştırma söylem ve uygulamalarından vazgeçilmelidir. Beklentimiz, demokrasi, hukuk ve sosyal adalet şemsiyesinde birlik ve bütünlüğümüzün sağlanması ve güçlendirilmesidir.