Türkiye İslam ülkesi değil mi?
İran İslami Şura Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Muhammed Keremirad, Ankara’nın Amerika ve “korsan” İsrail’in politikalarını izler hale gelmiş olmasının acı bir gerçek olduğunu savunurken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Suriye’nin Dostları toplantısında yaptığı konuşma ve Bahreyn’de yaşanan cinayetlere karşı suskunluğunun Türkiye’nin bir İslam ülkesi olmadığını” ortaya koyduğunu iddia etti.
Peki Türkiye İslam ülkesi değilse ne ülkesi?
***
2005 yılı Ocak ayında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök “Türkiye halkının yüzde 99’u Müslümandır, ancak Türkiye ne bir İslam devleti ne de bir İslam ülkesidir” demişti?
O zaman da aynı soruyu sormuştuk.. İslam ülkesi değilse, ne ülkesi:
“Evet, Türkiye bir ‘İslam devleti’, yani ‘din devleti’ değildir. Din devleti değilse, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, Papa’nın heykeli altında Avrupa Birliği anlaşmasına imza atmamalı, bir Hıristiyan Birliği’ne girmek için çırpınmamalıdır. ‘Devlet politikası’ diye bunlar yapılıyorsa, yani Türkiye’nin Hıristiyanlaştırılması devlet politikası oluyorsa, bu durumda laiklik nerede kalıyor!
Evet, Türkiye ‘İslam devleti’ değildir ama bu ülkenin yöneticileri, attıkları imzalarla, devleti hızla bir ‘Hristo-Yahudi devleti’ne dönüştürmektedir! Bu nasıl laiklik, bu nasıl Atatürkçülük?
Türk Milleti, asıl bu konuda devletten bir tavır beklerken, ‘Türkiye bir İslam ülkesi de değildir’ demek, hem tarihi gerçeği yansıtmıyor, hem de maksada uygun düşmüyor. Türkiye bir ‘İslam ülkesi’ değilse, İslam Konferansı Örgütü’nün başına neden bir Türk seçildi? Bir İngiliz’i de seçebilirler miydi?”
***
Bugünkü Kur’an dersi tartışmalarını da 23 Haziran 2003 günü “O Kuran-ı Kerim herkesi çarpacak” diye ele almışız:
“İslamı temel hareket noktası olarak kullanan adam, iktidar olduktan sonra, milli görüş elbisesini çıkarıp yerine, AB’ci hatta Amerikancı bir elbise giydi. Batı ile mücadele ederek, Batı’nın dayattığı Sevr Andlaşması’nı yırtıp atan, tamaman Mehmetçiğin bileği ve yüreğinin hakkı ile milli ve bağımsız bir devlet kuran Atatürk’ün bile Batı’yı hedef gösterdiği iddia edilerek varılan noktaya bakın! Sevr’den daha ağır şartlar kabul edildi ve bütün bunlar Atatürkçülük adına yapılıyor! Tıpkı Euorovision Şarkı Yarışması’nda birincilik verdikleri şarkı sözlerinde olduğu gibi Batı’ya her şeylerini vermeye hazırlar. Bugüne kadar Atatürk’ü istismar ederek ve milli sermayeyi dışlayıp, Türkiye’yi Batılı sermaye ile birlikte sömüren güçlere bekçilik yapanlar da sessiz kalarak bu işgale hizmet ediyor.
Ve ‘mağdur adam’, Türkiye’yi hâlâ bağımsız bir devlet olarak tutan ne
kalmışsa, hepsini tek tek ortadan kaldıracak sözleri Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evden Avrupa’ya verirken, yine dini istismar etmekten geri kalmıyor, Zübeyde Hanım’ın odasındaki Kur’an-ı Kerim’i açıp okuyarak, kendince Türk toplumuna bir mesaj veriyor...
İyi ama, bir İslam ülkesi olan Türkiye’yi, GAP arazileri dahil olmak üzere, sahilleri, maden bölgeleri, ormanları ve yaylaları ile birlikte
Hıristiyanlara ve özellikle Yahudilere ve Ermenilere tapusu ile birlikte teslim etmek için yasa üzerine yasa çıkaran adamın Kur’an-ı Kerim’i eline almaya hakkı var mıdır?
***
İnsanlar layık oldukları üzere yönetilirlermiş. İşgal, ekonomiyle, dille, kültürle, medyayla başlarken sesini çıkarmayanlar, tamamen şahsi çıkarlarının peşine düştükleri için din maskesi altında gizlenen bir azınlıklar ittifakının, milliyetçilerin de zaaf içine düştüğü bir zamanda iktidarı devralmasına katkıda bulundu.
O Kur’an-ı Kerim, sadece sözde mağdur adamı değil, bütün Türk toplumunu çarpacak ama.. Millet, felç geçirdikten sonra kendisini düzeltmek için belki fırsat bile bulamayacak. İnanmayan, açsın Kur’an-ı Kerim’i okusun!”
***
Bugün “Okullara Kur’an dersi koyduk” diye tafra satıyorlar ama Libya ve Suriye’de Amerikan-İsrail politikalarını takip ediyorlar? İslam ülkesi böyle mi yapar?
Ne diyor Maide Suresi 51’inci ayette:
“Ey inananlar? Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır.”