Türkiye, AKP ile devam edemeyecek noktaya neden geldi?
Cargill Gıda Ortadoğu Türkiye ve Afrika Kurumsal İletişim Direktörü Ediz Aksoy, "çiftçilere eğitim için" geldiği Konya'da gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, hükümetin şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili olarak kendilerinden bir rapor istediğini doğruladı.
Aksoy, "Biz kesinlikle özelleştirme olsun istemedik. Hükümet bu konu ile ilgili bizden bir rapor istedi. Çalışmalarımızı yaptık ve 2018 yılı Ocak ayında raporu sunduk. Önümüzde bir Avrupa örneği var. Yeniden bir şeyleri inşa etmenin anlamı yoktu" dedi.
CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyİşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Tabii, şimdi Meclis gündemiyle kimse ilgilenmiyor ama kayıtlara geçen bilgiler, bir gün Yüce Divan yargılamaları sırasında delil teşkil edecek!
***
Barut'un sorularından ikisi şöyleydi:
- Tarımın ülkemiz içindeki paydaşları olan Ziraat Odaları, Ziraat Mühendisleri Odası gibi pek çok meslek örgütlenmesi, üniversiteleri ve çiftçi kuruluşları var iken neden Cargill gibi uluslararası bir şirketten görüş alınmıştır?
- Ülkemiz tarımına ilişkin bu tasarruf, uygulama hükümetin dış güçlerle ilişkisi olduğunu mu göstermektedir? Başka hangi konularda uluslararası hangi özel kurum ve kuruluşlardan görüş alınmaktadır?
***
Türkiye'de iyi giden ne varsa, siyasi iktidarlar müdahale ediyor ve durumu tersine çeviriyor ama bunu kendi kararlarıyla yapmıyorlar.
Türkiye'de yanlış giden ne varsa, arkasında uluslararası bir kurumun veya doğrudan ABD'nin baskısı vardır.
57'nci hükümet döneminde IMF, kredi musluklarının açılması için Türkiye'ye "15 gün içinde 15 yasa çıkarın" diye baskı yapmıştı. Milletvekilleri göz yaşartacak derecede fedakârlık göstererek "geceli gündüzlü" çalışmış ve yasaları çıkarmıştı! Buğday ve pancar tarımı sınırlandırılmış, ekim yapmayan çiftçiye AB fonlarından gönderilen para dağıtılmaya başlanmıştı. Çiftçi, çalışmadan, üretmeden kazanmaya böyle alıştırıldı!
Endüstri Bölgeleri Yasası'nı, hatırlıyor musunuz? Bu yasa, 2001 yılında Cargill tarafından hazırlanmış, Yabancı Sermaye Derneği tarafından Türkçeleştirilip Başbakan Bülent Ecevit'in önüne konulmuştu. Haberi manşetten yayınlamıştım! Güler Kömürcü'nün sonradan yazdığına göre 19 Ocak 2001 tarihinde Bülent Ecevit, ABD Başkanı George Bush ile görüşürken, görüşmede bulunan ABD Ticaret Bakanı Donald Evans, Cargill'in sıkıntılarının kaldırılmasını istemişti!
AKP hükümeti, ABD Başkanı George W. Bush'un Başbakan Tayyip Erdoğan'dan da aynı talepte bulunması ile Cargill Fabrikası'nın bulunduğu alanı "özel endüstri bölgesi" ilan etmişti.
***
BBC Türkçe'den İrem Köker'in haberine göre sonradan AKP iktidarının da danışmanlık anlaşması imzaladığı Mc Kinsey şirketi 1980'li yılların ortasında Türkiye'nin Avrupa Birliği başvuru sürecine yardımcı olmuş, 1990'ların ortasında özelleştirme ve 2000'lerin başında da el konulan bankaların yeniden yapılandırılması konularında dönemin hükümetlerinin danışman kuruluşu haline gelmişti.
Aynı yıl içerisinde TRT'nin yeniden yapılandırılması için bir plan geliştiren McKinsey, 2004'te de dönemin ekonomi yönetiminin talebi üzerine Ziraat Bankası ve Halk Bankası'nın özelleştirilmesine yönelik yol haritası ve 2001 krizi sonrası TMSF'ye devredilen Pamukbank'ın Halkbank'a entegrasyonu için çalışma yapmıştı.
***
Tayyip Erdoğan, Mc Kinsey ile anlaşmanın uygulanmayacağını söyledi ama zaten ekonomi treni de rayından çıktı, tünel duvarlarına çarpa çarpa ilerliyor. Asıl kıyamet, tren tünelden çıkınca yaşanacak!
AKP iktidarı, ABD'nin ekonomik desteği karşılığında siyasi talepleri de yerine getirmeye hazır bir noktaya sürüklendi. Bu sebeple AKP iktidarının devamı, Türkiye'nin kaybedeceği anlamına gelir. Nereden bakarsanız bakın, devletin içinden de dışından da bu durum net bir şekilde görünüyor.