Türkçüler başaracak emin olun!
Batı’nın 20’nci yüzyıl başındaki en büyük korkusu “Turan” idi. Öyle ki İngiliz gizli servisi, uzmanlarını göndererek, bütün Türk Dünyası’nda araştırma yaptırmış ve bir rapor hazırlatmıştı. Bu rapor, gizliliği kalktıktan sonra Erdoğan Aslıyüce’nin yönettiği Yesevi Yayıncılık tarafından yayınlanmıştır.
Rapor, Türkler arasında bir Turan devleti kurulamayacağı görüşü ile son buluyordu. Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nda Enver Paşa ve Rus devrimi sırasında Sultangaliyev bunu başaramadı.
* * *
İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman gizli servisleri, gözlerini diktikleri Orta Asya enerji kaynaklarına ulaşmak için Turancılığı kullanmayı plânladı. Bu amaçla ağırlığını Kırım Türkleri’nin oluşturduğu bir Turan Ordusu Başkomutanlığı kurmak ve başına Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Kıllıgil Paşa’yı geçirmek istedi. Nuri Paşa, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün bilgisi dahilinde Almanya’ya gitti. Önerilen görevi kabul etmek için Almanya’nın Türk halklarının bağımsızlığının tanıyacağını ilân etmesini istedi. Almanlar buna yanaşmayınca Türkiye’ye geri döndü.
Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ise İnönü’nün bilgisi dahilinde, Türkleri ayaklandırmak için Rusya’ya, zeplinle Türk casusları gönderdi. Hepsi yakalandı ve kurşuna dizildi.
Savaştan sonra Stalin, Kars ve Ardahan ile Boğazlar’da üs talebini Gürcistan ve Rus basını üzerinden dile getirince, Türkiye, petrol bekçiliği görevi ile Amerika’ya yanaştı. Oysa Yalta’da dünya paylaşılmış, Türkiye zaten Amerikan etki alanına bırakılmıştı. Belki de Stalin, Türkiye’yi Amerika’ya itmek için bu taleplerin seslendirilmesini istemişti.
Nihal Atsız’ın temsil ettiği Türkçüler ve Turancılar ise o dönemde küçük bir dergi çevresinde toplanmıştı. Almanya ile hiçbir ilgileri yoktu. Almanya ile birlikte hareket eden, doğrudan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve ekibi idi!
Fakat Stalin’in talepleri hepsini öyle korkutmuştu ki, Türkçüleri tabutluklara doldurdular! İşkenceden geçirdiler. Sonunda hepsi beraat etti.
* * *
Bugün, Turan’dan bahseden pek kalmadı. Siyasal milliyetçilerin genel başkanı, milliyeti sadece vatandaşlığa indirgedikten sonra Turancılık yapacak değildi. İngiliz Lordlar Kamarası’nda ise Turancılık yapılmaz!
Fakat tabiat boşluk kaldırmayacağı için 10 yıldır emperyalizme karşı bir dip dalgası şeklinde “ulusalcılık” diye bir akım gelişti. İçeriden ve dışarıdan istihbarat operasyonları ile bu fikir hareketini ele geçirmek mümkün olmayınca, geçmişte Turancılara yapıldığı gibi karalama ve suçla özdeşleştirme yoluna gidildi.
Öyle ki ne kadar milli kavram varsa bu operasyonla birlikte kirletildi!
Artık herkes biliyor ki operasyonun düğmesine 5 Kasım 2007 günü yapılan Bush-Erdoğan görüşmesinde basılmıştır.
Demek ki, Batı için en tehlikeli grup dün Turancılar ise bugün Ulusalcılardır!
Lafı dolandırmaya gerek yok. Ulusalcılık milliyetçiliktir, Türkçülüktür. Bazı solcular, ulusalcılığı da Anadoluculuk gibi sınırlandırmak istiyorlar ama bunlara hiçbir solcu inanmasın. Attilâ İlhan, bütün Türk Dünyası’nı esas alıyordu. Bu yetmez mi?
* * *
Dinciler maalesef ABD’ye ve Haçlı politikalarına esir olmuştur ama belki bir şokla uyanabilirler!
“Küreselleşme” ye sığınan yeni emperyalizm karşısında bütün dünyada tek alternatif milliyetçiliktir. Zaten onun için “Hayatta yegane fahri servetim Türk olarak dünyaya gelmiş olmamdır” diyen tarihin en büyük Türkçüsü Bozkurt Atatürk’e ve eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırıyorlar!
Biliyorlar ki, milletin direncini hâlâ Atatürk’ün manevi şahsiyeti ve özellikle Türkçülüğü ayakta tutuyor.
O, ne yapacağını bilen bir adam olduğu için başardı.
Ne yapacağımızı bilirsek biz de başarırız, emin olun!
O halde, Atsız’ın dediği gibi; “Selâm yarına!”