Türk-Rus anlaşması ve düşündürdükleri
Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile imzaladığı petrol-doğalgaz, gümrük anlaşmaları, ABD ve Avrupa’yı üzdü. Hatta, anlaşmaları “Avrupa’ya meydan okuma” diye nitelendirenler oldu. Diğer taraftan iki ülke halkı anlaşmaları genelde olumlu karşılandı. Erdoğan-Putin anlaşmasından sonra, Gazprom Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Aleksander Medvedev ve Rosneft Birinci Başkan Yardımcısı Eduard Khudainatov, Türkiye’deki ortakları ile ayrı ayrı anlaşmalar imzaladı.
Türkiye ve Rusya’da petrol, gaz ve inşaat sektörlerinde stratejik işbirliklerinin altyapısını pekiştiren anlaşmaların Ankara’daki imza törenine, çalıştığı şirketi temsilen Başbakan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak da katıldı.
Bir ülkenin Başbakanı, ülkenin milyarlarca dolarını kullanmak üzere büyük bir devlet ile anlaşmalar imzalıyor, o anlaşmaların gereğini yapacak olan firmanın başkanı kendisinin damadı oluyor!
Demek ki anlaşmalar, her ne kadar Türkiye’nin çıkarına olsa da birinci derecede Erdoğan ailesinin çıkarını koruyor!
Diğer taraftan Erdoğan’ın “aileden” saydığı İtalya Başbakanı Berlusconi de fotoğrafta yer alıyor!
Demirel’in aile fotoğrafını hatırlarsınız! Ondan ne farkı var?
Demek ki Başbakan olunca, yakınlarını zengin etmek Türkiye’de siyasetin kuralı haline gelmiş!
Japonya’da böyle bir tablo ortaya çıksa, Başbakan harakiri yapardı!
* * *
Ali Külebi ise, “Ne zaman Rusya ile Türkiye yakınlaşsa ABD ile ilişkilerimiz zora giriyor. Yakın tarihimizde de bunun örnekleri var. 1967 yılında Süleyman Demirel hükümeti Ruslarla gizli bir anlaşma yapmış, ABD ile ilişkiler zora girmişti. Bu ziyarette ise 15 çeşit belge imzalandı. Burada çok farklı konular, açıkçası ABD’nin bu ziyarete ve sonrası gelişmelere vereceği tepki merak konusu” diyor.
Elbette Amerika Türkiye’yi köşeye sıkıştıracaktır. Elindeki en önemli koz, PKK’dır. Yoksa PKK, çoktan tasfiye edilmişti.
Nitekim ABD Büyükelçisi, PKK’nın siyasi kanadının başkanı ile yemek yedi. Ardından DTP’ye ABD’de temsilcilik açma izni verildiğini açıkladı.
* * *
Türkiye-Rusya yakınlaşmasına en çok üzülen ülkelerden biri de İran! Nitekim İran basını, “Putin şunu çok iyi biliyor: Kendisi, Rusya’yı ihtişamlı dönemine geri götürmeyi ne kadar istiyorsa Türkiye de bir o kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun konumuna ulaşabilme sevdasını taşıyor. Türkiye’nin bu konuma ulaşabilmesi enerjinin altın anahtarıyla mümkün olacak. Türkiye’ye, bu anahtarı petrol ve doğalgaza olan ihtiyaç sundu” diye yazdı.
Soros’un Açık Toplum Enstitüsünün Merkezî Avrasya Projesi bünyesinde faaliyet gösteren Eurasinet.org ise Henri Barkey’in, “Türk ordusu nihayet, Kuzey Irak’ta, PKK savaşı kazanamayacağı gerçeğini kavrıyor. Artık bir çeşit siyasi bir çözümün gerektiğini kabul ediyor. Türkiye, İsrail ve Çin gibi diğer ülkelere insan hakları konusunda ders veriyor, ancak ortada Kürtçe’nin yasak olduğu bir ülke var. Bu çok anlamsız. Bir şeyler yapmak zorundalar. Türkiye’nin içi ile dışarıda yansıtmak istediği imaj arasında bir tutarsızlık var” sözlerine yer verdi.
* * *
Demek ki, Türkiye, Rusya ile ilişkileri ilerlettikçe, ABD, Kürtleri Türkiye’ye karşı kışkırtmaya devam edecek.
Türkiye, bu meselesini de çözecektir. Hem de Kürt kökenli Türk vatandaşlarının azmi ve kararı ile! Ya bu aile fotoğrafları ne olacak?