'Türk Ordusu'na Balyoz' nasıl vuruldu?

Balyoz davasında karar açıklanırken, mahkûm edilen sanıklardan emekli orgeneral Ergin Saygun’un “Türk Ordusuna Balyoz” adlı kitabı da yayınlandı.
Aslında daha bu davalar başlamadan çok önce Türk Ordusu’na karşı uygulanan psikolojik harekata her zaman dikkat çekmiş ve buna bir tedbir alınması gerektiğini her vesileyle hatırlatmıştık. Ancak, dönemin Genelkurmay Başkanları, zaman zaman bu konuya işaret etse de hiçbir tedbir almadıkları gibi kendilerini kurtarmak için çabaladılar.
Kitapta Türk Ordusu’na balyozun nasıl vurulduğuna dair çok net bilgiler var. Mesela, 36’ncı sayfada. “Genelkurmay Başkanlığı bilgisayarlarından bilgi çalınmış” ara başlıklı bölümde şöyle deniliyor:
“Nisan 2009 başlarında bir haber geldi. Buna göre, biri doçent, iki kişi, Emniyetin isteği üzerine, Genelkurmay Başkanlığı’nın tüm yazışmalarını, tüm general ve amiral e-postalarını izleyecek bir sistem kurduklarını, elde ettikleri bilgileri devamlı olarak Emniyet ilgililerine ilettiklerini, şimdi ise yaptıklarından pişman olduklarını, polisin elindeki listenin en başında ben olduğum cihetle benimle görüşmek isteklerini bildirdiler. Tanımadığım için görüşme taleplerini kabul etmedim..”
Görüldüğü gibi hiçbir yoruma gerek yok.. Genelkurmay Başkanlığı’ndan bilgi çalınıyor, ikinci başkanın bundan haberi var ama tedbir almıyor..

***

Kitaptaki konu başlıklarından bazıları Balyoz Davası hakkında yeterince bilgi veriyor:
-Özel görevli yargı: TSK terör (suç) örgütü, komutanları teröristtir; Habur’dan gelenler, demokratik açılımın barış elçileridir.
-Habur’dan gelenlere tören, TSK komutanlarına terörist muamelesi..
-Balyoz görevi: “TSK’nın gücünü kırmak.” Balyoz usulü: “Her yol mubah.”
-Yüksek Askeri Şura’ya birinci balyoz tuzağı
-Yüksek Askeri Şura, bir pazarlık mı?
-AB ve ABD’deki Atatürk karşıtlığı: AB ve ABD için temel mesele Atatürk’tür.
-Yeni plan: Türkiye’yi büyüterek parçalamak..
-Güneydoğu ve Orta Doğu yanıyor; Balyoz Mahkemesi, ateş hattındaki askeri esir ediyor.
-Emanete alınmış klasörlerde gizlenmiş komplo tam açığa çıktı..
-Önce plan, sonra seminer değil, önce seminer, sonra sahte plan!
-ABD Büyükelçiliği’nin Siyasi İşler Müsteşarı John, Ankara ve İstanbul’da dolaşıyor, “Bu patlamaları asker yaptı” diyor..
-Ergenekon ve Balyoz’da Amerika’dan alınan hukuk!

***

Kitabın diğer bölümlerinde, ABD, NATO, AB ve Orta Doğu üzerine notlar ile terör meselesi üzerine notlar var. İşte bazı başlıklar:
-ABD kontrolünde İslam..
-Yeşil Kuşak’ın yeni versiyonu: Dinler arası diyalog.
-Bir başka komplo: Hudson Enstitüsü Semineri.
-Türkiye senaryolarına devam. Millenium Challenge 2002 senaryosu. Bin yılın meydan okuması senaryosu ve Türk Ordusu’nun yönetime al koyması üzerine, 96 saat içinde Türkiye’nin işgal edilmesi senaryosuna kimse ses çıkarmıyor.
-1998’deki Kıyamet Senaryosu: Basınımıza “Cami bombalamak, CIA’nın 1998 planıdır” başlığı ile yansıyan senaryo. (Yeniçağ, 22 Ocak 2009 Arslan Bulut.)
-Hudson semineri komplosunun amacı; Hükümetle TSK’yı karşı karşıya getirmek.
-Hükümetteki darbe korkusunu artırmak ve onu Ergenekon, Balyoz tertiplerine kışkırtmak.
-Karadeniz’de Montrö temelinde koruduğumuz dengenin barışa hizmeti.
-Batı’nın Karadeniz Çağrı gücü kurmamızdan rahatsızlığı.
-ABD’nin Rus-Gürcü harbinde Montrö’yü delme girişimi.
-Delinmeye çalışılan bir başka yer: Ermenistan sınırı.
-Yahudi altınlarının peşindeki lobi..
-Helsinki Anlaşması’nda Mersin’den Hakkari’ye kadar uzanan bölge anlaşmaya tabi değil..

***

Balyoz davasında karar verildi. Türkiye’de mahkemeler Türk Milleti adına görev yapar. Fakat yukarıda bir kitaptan alıntı yaptığım başlıklar bile kararın Türk Milleti’nin vicdanını yaraladığını gösteriyor.
Demek ki dava yeni başlıyor..

Yazarın Diğer Yazıları