Türk Milleti’nin çıkış yolu burada!

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, manifesto niteliğinde bir konuşma yaptı.

Dervişoğlu, önce durum tespiti yaptı:

*“Bugün yaşadıklarımız ne yenidir ne de bir paradigmadır, 22 yıl önce Uluslararası lobiler tarafından Erdoğan’a teslim edilen daimi görevin vadesi gelmiş aşamasıdır. Asıl görevin adı, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Büyük Ortadoğu Projesine hazırlamaktır.' Bunun için Türk Milletinin hem milli hem de bireysel kodlarını değiştirmektir. Bu yolda Cumhuriyet kurumlarını çökertmek, hukuki ve ekonomik yapıyı da buna uygun hale getirmektir.

*Bu iktidarın Cumhuriyet’imizin millet fikri ve ülküsüyle kavgası hiç bitmedi. Millet ve milliyet fikrinin içini boşaltmak, boşalttıkları yere de kendi gayrimilli projelerini yerleştirmek için uğraşıp durdular. 22 yıldır görev edindikleri 'Büyük Ortadoğu Projesi' kapsamında giriştikleri şey bir ilk değildir. Her zaman söylüyorum ya bunlar teröristsiz yol yürüyemiyorlar.

*O rezaleti yaşayacak aşamaya bir anda varılmadı. Ergenekon ve benzeri kumpas davalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri zaafa uğratıldığı ve tasfiye edilmek istendiği için varıldı. Yıkım projesinin mimarı iktidar ve onun taşeronu FETÖ’nün çabalarıyla varıldı.

*Bugün yeni paradigma dedikleri de yeni değildir. 1923 paradigmasını hedefe koyan bu güçler 2013’de de aşklarının depreştiğini ve mücadelelerin ortaklaştığını ilan etmişlerdi. İşte meşhur çözüm süreci o zaman en yüksek perdeden ilan edildi.

*Bugün gözünün içine baka baka 50 bin kardeşinin katilini senin meclisine davet edebilmelerinin sebebi bu ahvaldir. Şimdi sana bu son nihai zehri verecekler. Bu uyku halini, bir ölüm haline çevirecekler. Açıkça anlaşıldığı üzere geçtiğimiz yıllar hazırlanan ve aylar öncesinde tekrar zerk edilmeye başlanan bu zehir bizim açımızdan her manasıyla bir kalkışmadır. Ele geçirdikleri devleti sevk ve idare eden iktidar ve ortakları Türk milletine karşı bir kalkışma içerisindedirler.”

***

Dervişoğlu, bu kalkışmaya karşı ne yapacaklarını da ilan etti:

“Bu nesebi gayrı sahih planı, Mondros gibi Sevr gibi yırtıp atmak için sokaklarda, meydanlarda, Meclis’te, nerede ve nasıl gerekiyorsa her yerde mücadele dönemi başlamıştır. Parolamız bellidir, Türkiye’yi Türksüzleştirmeyeceğiz, Türk Milleti’ni böldürmeyeceğiz, cumhuriyetin niteliklerini değiştirtmeyeceğiz.”

***

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da son açıklamasında “Mehmetçik katillerinin affa uğramaması, teröristlerin serbest kalmaması, Türkiye Cumhuriyeti devletinin terör örgütü önünde diz çökmemesi, teröristlerin şartlarının kabul edilmemesi için de artık meydanlara çıkma zamanının geldiğini düşünüyoruz ve ilk mitingimizi 9 Ocak Perşembe günü Karaman’da gerçekleştireceğiz. Bu süreci baltalayacağız. Sonra Anadolu’nun değişik yerlerinde ‘Mehmetçik katillerine af yok’ mitinglerini kararlılıkla sürdürmeye davam edeceğiz. Sadece illerde değil ilçelerde de miting yapacağız. Söylemiştik, parlamentoda değiliz ama bütün Türkiye’yi parlamentoya çeviririz” dedi.

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis’teki sürece destek vereceklerini söyledi. Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Parti Meclis’te yeniden grup oluşturmak için bir araya geldi ama bu gruptan, Öcalan’ın “yeni paradigma” dediği süreçle ilgili ortak bir tavır beklenmiyor.

Yalnız Meclis dışında hepsi de birer Müdafai Hukuk grubu niteliğinde olan, Sadettin Tantan başkanlığındaki Yurt Partisi, Namık Kemal Zeybek başkanlığındaki Ata Parti, Yusuf Halaçoğlu başkanlığındaki Kutlu Parti, Hüseyin Baş başkanlığındaki Bağımsız Türkiye Partisi, Rıfat Serdaroğlu başkanlığındaki Doğru Parti ve Vecdet Öz başkanlığındaki Adalet Partisi gibi milliyetçi partiler de var.

Hepsi de “yeni paradigma” adıyla Türkiye’ye dayatılmak istenen Sevr şartlarına karşı mücadele gereği duyan kadrolardan oluşuyor.

***

Kısacası Türk Milleti örgütsüz değil... İşin sırrı, Atatürk’ün Müdafai Hukuk gruplarını Erzurum ve Sıvas kongrelerinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ortak hedefte buluşturması gibi bir çıkış yapabilmektir.

Burada konu, adı geçen veya geçmeyen milliyetçi partilerin tek parti çatısı altında birleşmeleri değil. Bu partilerin bir araya gelmeleri, ortak irade beyan etmeleri bile Türkiye’yi uçuruma sürüklenmekten kurtarabilecek bir sinerji yaratır...

Ortak hareketten doğacak bu sinerji, Türkiye’ye kurulan oyunu boşa çıkaracağı gibi yeni bir başlangıç yapabilecek siyasi güce de ulaşabilir. Öyleyse ne bekleniyor?

Yazarın Diğer Yazıları