Öcalan’ın Umut Hakkı şartlarını açıklıyorum.
Abdullah Öcalan devlet görevlisi nezdinde eş başkan Selahattin Demirtaş ve HDP’lilerle yaptığı görüşmeler de PKK terörünün sonlanması için şartlarını söylüyor.
Bunları da “Demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa” başlığı ile kitap olarak yayınladı.
İşte Öcalan’ın görüş ve istekleri:
“Son kırk yıllık şiddeti Türk ve Kürt halkına aştıracak bir anayasa olmalı.
Kürt halkının varlığı henüz devlet tarafından kabul edilmemiş. Varlığının kabul edilmesi gerekir.
Sadece dilinin değil beyninin, gövdesinin, yani varlığının kabul edilmesi gerekir.
Kürt realitesi parlamento tarafından kabul edilmeden nasıl anayasa yapacaksınız?
Kandil’le tartışın ön taslakları, merkezleri de oluşabilir. Siyasi isimler altında birlik oluştursunlar.
Bütün siyasi bilincime dayanarak söylüyorum ki, buradaki birlik ve kardeşlik, Ortadoğu’daki birlik ve kardeşliktir.
Davutoğlu’nun Diyarbakır mesajlarını takip ettim, olumluydu. Bizim dediğimiz şeylere benzer şeyler söylüyor. Gerçeği görüyorlar tabii.
Sınırlara dokunmadan Kürtlerin ilişkisi nasıl olacak, işbirliği nasıl olacak, bunu belirler. Ortadoğu Konfederasyonunun ilk adımı gibidir, Ahmet beyler bu çalışmaya da katkı sunabilirler.
Üçüncü aşamaya ilişkin, ikinci aşamanın ne kadar süreceği AKP’nin hızına bağlıdır.
Belki bin yıldır ilk defa bu topraklarda kapsamlı demokratikleşmenin kapısı aralanıyor.
Türkiye soluna söyleyin, öyle marjinal düşünmesinler.
Benim temel görüşüm şudur: Silahlı çatışmaya son verme sıkı sıkıya yasal demokratik mücadeleye sarılma ile olur.
Bu temelde biz demokratik siyasete katılıyoruz diyecekler.
Bunu ben yapamam ki, ben bunları belirleyemem, Tanrı da değilim, Söylediklerim yasa da değil, değil mi?
Kendimle ilgili, özgürlüğüm meselesi de Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürtlerin özgürlüğü ile bağlantılıdır.
Ben emperyalistlerden ya da devletten özgürlüğümü sağlamalarını istemem. Onlardan izin isteme pozisyonuna gelmek istemem.
Benimkisi ancak halkın özgürlüğü ile olur.
Ben üst solunum yollarından rahatsız olan biriyim.
Daracık hücrede yoğun çalışma temposu içinde çat diye düştüm diyelim. Ne olacak o zaman? Süreç facia olur.
Çözümün pratik gelişimi
- Devletin federasyonlaşmasıyla değil, ümmet-millet olarak toplumun çağdaş demokratikleşmesidir.
- Bunun için Anayasal - Yasal çerçevenin kabulüdür.
- Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin kendini yasal tasfiyesi değil, Demokratik Cumhuriyetin tarihsel, toplumsal temel unsuru olarak, demokratik (özgür ve özerk) birim olarak ifade etme ve kurumlaşmasıdır.
- Hukuki boyutuyla her türlü hukuk dışı oluşumların sözleşmeyle (af değil) yeni demokratik devlet ve toplum sistemiyle bütünleşmedir.
- Tüm bu hususlarda İzleme Kurulu ve Hakikati Araştırma Komisyonu eşliğinde anlamlı-araçlı müzakerelere ivedilikle (ekipli) geçiştir.”
Değerli okurlarım,
Öcalan’ın o gün istediği “Yeni Anayasa” bugün Recep Tayyip Erdoğan be Devlet Bahçeli’nin gündemindedir.
Öcalan’a “Umut Hakkı” projesinin DEM oyları ile “Yeni Anayasa” yapma hedefi çok net ortadadır.
Öcalan’ın, “Ben üst solunum yollarından rahatsız olan biriyim. Daracık hücrede yoğun çalışma temposu içinde çat diye düştüm diyelim. Ne olacak o zaman? Süreç facia olur” ifadesi devletin de kayıtlarında vardır.
5 Ocak tarihli ve “Erdoğan Öcalan’ı affeder mi?” başlıklı yazım sonrası MHP’li Feti Yıldız’ın, “Hasta mahkumlara yasal düzenleme ile af” çağrısı çok önemli.
Yıldız, “Açıklamam Öcalan ile ilgili değil” dedi ama böyle bir af doğal olarak sağlık raporu varsa elbette Öcalan’ı da kapsar.