Türk harp okullarında “Geh Bill Bill!”
Vatan gazetesinin haberine göre YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, üniversite mezunlarının askerlik sorununa çözüm bulmak için ABD’de uygulanan “GI BİLL” sistemi üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Özcan, “Ordu vakıf üniversitelerinde burslu öğrenci okutacak. Daha sonra da bunları subay statüsünde 3-5 yıl orduda çalıştıracak” dedi.
Sistemle meslek yüksek okul mezunlarına da kısa dönem askerlik şansı doğuyor. Modele göre TSK, burslu öğrenciler alacak ve vakıf üniversitelerinde 2 yıllık veya 4 yıllık bölümlerde okutacak. Bu öğrenciler belli bir süre TSK’ya hizmet edecek. TSK ihtiyacına göre insan gücünü bu yolla temin edeceğinden bu sistem dışında kalan öğrenciler de yeniden düzenlenmiş kısa dönem askerlik yapacak. Meslek yüksek okullarının uzun dönem askerlik yapma sıkıntıları da çözüleceğinden bu bölümler de tercih edilebilir hale gelecek.
YÖK Başkanı Özcan, konu ile ilgili olarak “Yaratıcı olmak lâzım: Biraz yaratıcı olmak lâzım. Orduda şimdi profesyonel askerler olacak. Böylece önemli bir asker düzenlemesi yapılacak. Bu sistem PKK ile mücadelede işe yarar gibi geliyor” diye konuştu.
***
Görüldüğü gibi Sayın Özcan, YÖK Başkanı değil Asker Alma Dairesi Başkanı gibi çalışıyor.
Genelkurmay’ın ihtiyaç duyduğu askeri personeli, vakıf üniversitelerinde yetiştirmeyi garanti ediyor!
Niçin devlet üniversitelerinde değil de vakıf üniversitelerinde acaba?
Çünkü vakıf üniversitelerinde farklı bir insan tipi yetiştiriliyor! Bu insanların Türk Silahlı Kuvvetleri’ne nüfuz etmesi lazım! Yoksa TSK’nın yapısını nasıl değiştirirsiniz?
Askeri liselere, harp okullarına kimse karışamıyor, belli bir eğitim sistemi var. Orada Atatürk ilkelerine bağlı bir insan tipi yetiştiriliyor. Dolayısıyla kenardan dolaşıp TSK’ya nüfuz etmek için “yaratıcı olmak” lâzım! “Geh Bill Bill” komutlarına uyacak nesiller lâzım!
***
İngiltere’nin Financial Times gazetesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptırım açıklamasının Suriye üzerindeki baskıyı artıracağını belirtirken, bu adımın, Türkiye’nin politikasını, ABD’nin politikasına daha da yakın bir noktaya kaydırdığı yorumunu yaptı.
Bir Türk yetkiliye atfen yaptırımların uygulanmayabileceğini yazan gazete, radar kararı ve Erdoğan’ın laiklik beyanlarına dikkat çekerek, “Sayın Erdoğan, Washington’u memnun eden başka adımlar da attı” dedi.
Erdoğan, Obama ile görüştükten hemen sonra, Türkiye, hava sahasını kullanarak Suriye’ye askeri malzeme taşıyan uçakları engelleme kararı aldı. Erdoğan, “Suriye’deki yaptırımlar Libya gibi olmayabilir. Her türlü yaptırım ülkesine, insanına, demografik yapısına göre değişik olacaktır. Suriye’ninki de daha farklı olacaktır. Bizim ön hazırlıklarımız bu noktada vardı zaten. Ama bu ön hazırlıklarımızı Amerika’nın hazırlıklarıyla değerlendirmek suretiyle onların yaklaşımı nedir, dışişleri bakanlarımızın çalışması neticesinde biz de bir adım atacağız” dedi.
Demek ki bundan böyle her şey Amerika için, Amerika’ya göre veya Amerika tarafından!
“Her türlü yaptırım ülkesine, insanına, demografik yapısına göre değişik olacaktır. Suriye’ninki de daha farklı olacaktır” tespiti, Amerika’nın Suriye’de bir Alevi-Sünni çatışması çıkarma hedefine harfiyen uygundur.
Subaylarını harp okullarında değil de vakıf üniversitelerinde yetiştiren bir ordu, Suriye’de de, Türkiye’de de Alevi-Sünni ayırımı yapmaz mı? Bu ayırımı iktidar yapmıyor mu?
NOT: Okurumuz Mehmet Tuncer, “ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün kısaltması DNİ olup orijinal ismi Director of National İntelligence’dir. NSA ise Ulusal Güvenlik Ajansı Olarak isimlendirilen National Security Agency kuruluşudur. İki kurum birbirinden ayrı olup NSA, James R. Clapper direktörlüğüneki DNİ kuruluşuna bağlıdır” bilgisini verdi.