"Tuhaf işler" kime yaradı?
Bütün dünyaya Covid-19 salgını bahanesiyle yeni bir düzen dayatılmaya çalışılırken, Türkiye, böyle bir dönemde, iktidarın, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehir belediyelerini çalıştırmamak için devlet gücünü hukukun dışına çıkarak kullanması ve bu belediyelerin halka hizmet götürmesini engellemeye çalışması ile hem zaman hem enerji kaybetti.
AKP, belediyeler üzerinden iktidar olduğunu düşünerek muhalefetin de bu yolla iktidara yürümesinden korkmak yerine, ayırım yapmadan bütün belediyelerle birlikte seferberlik içinde çalışsaydı, kendisi kazanırdı.
Şimdi hiçbir araştırmada AKP oyları yüzde 35'ten yukarda değil! Çünkü halk özellikle daha çok göz önünde İstanbul ve Ankara'da, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın önüne barikat konulmasını yanlış görüyor. İktidar ise, baro başkanlarını Ankara'ya sokmamak gibi her geçen gün hem hukuk dışı hem de kendisine zarar veren garip tutumlar geliştiriyor.
***
Nitekim Ekrem İmamoğlu da 23 Haziran'ın birinci yıldönümünde, 31 Mart'tan 23 Haziran'a kadar geçen süreçte ülkeye yaşatılanların unutulmaması gerektiğine vurgu yaptıktan sonra "Ama asıl unutulmaması gereken, bu kirli oyunlar değildir. Asıl unutulmaması gereken, 16 milyon İstanbullunun bu oyunlara verdiği cevaptır." dedi.
İmamoğlu, göreve nasıl başladığını şöyle açıkladı:
*"Kasamızda personelimizin maaşlarını ödeyecek paramız dahi mevcut değildi. Toplamda 14 milyarlık acil çözüme muhtaç bir borçla İBB yönetimini devraldık. Üstelik bize ödenmesi gereken 1 milyar liranın üstündeki nakit Maliye Bakanlığı payı, tarihte görülmemiş bir şekilde, göreve gelmemizden 15 gün önce, bizden önceki yönetime avans olarak kullandırılmıştı. Madem kazanacağımızı biliyordunuz, 31 Mart'ı neden iptal ettiniz."
* "Biliyorsunuz; İstanbul Kalkınma Ajansı adlı kuruluşa, yasa gereği, belediyemizin de bir aidat ödemesi gerekiyor. İşe bakın ki, bizden önceki yönetimler aidatları ödememiş, kimsenin de sesi çıkmamış. Ama yönetim bize geçince ve hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde, Kalkınma Ajansı ve Türkiye Belediyeler Birliği'ne (TBB) ait 123 milyon liralık aidat, Maliye tarafından kaynağında kesilerek ilgili kurumlara aktarılabiliyor. Üstelik yürüyen davalar söz konusu iken…"
*"Bunlar tuhaf işler… Hakkaniyete ve devlet ciddiyetine uymayan işler. Bir örnek daha vereyim. Bizden önceki 1 yıl içinde, İBB mülkiyetindeki 2,77 milyar liralık taşınmazın satışı yapılarak ek finansman kaynağı sağlanmış. Sıra bize gelince 1,4 milyar TL tutarındaki taşınmaz satışına ilişkin Meclis onayı, Eylül 2019'dan itibaren bekletiliyor."
*"Tüm bu tuhaf işlere rağmen, hizmetleri ve projeleri azaltmadan bütçe disiplinini sağladık ve dövizdeki büyük kur artışına rağmen, borç stokumuzda bir artış olmadı. Korona sürecine rağmen yıl sonunda iştirak şirketlerimizin toplamda zarar etmelerini önleyecek tedbirimizi aldık. Özetle, vatandaşın vergileriyle oluşan kamu bütçesinin yönetiminde yıllardır görülen israfa ve yanlışlıklara son verdik."
***
İmamoğlu'nun "tuhaf işler" dediği olaylar üzerinde benim de durmamın sebebi, artık bu tuhaflığı devletin kaldıracak gücünün kalmamasıdır. Yok edilen devletin itibarıdır.
Kendi siyasi iktidarı tarafından hukuku çiğnenen bir ülkenin halkı, o iktidarın, dünya krizine karşı milletin geleceğini kurtaracağına güvenebilir mi?
-----------------------------------------------------------------------------
İZİN: Değerli okurlarım, bütün insanları eve hapseden şimdi de maskeyle havasız bırakan korona virüs operasyonunu, Türkiye'de ilk vaka ilan edilmeden bir ay önce başlamak üzere bütün yönleriyle araştırdım, küresel şirketlerle çıkar birliği olmayan Türk ve yabancı bilim adamlarının hayati tespitlerini ve dünya basınında çıkan önemli bilgileri sizlerle paylaştım. Yorulmadım ama bir süre izninizi rica ediyorum. Selam ve saygılarımla.