Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

TSK'ya bir darbe daha

TSK'nın yeniden yapılandırılmasına ilişkin KHK çıkmıştır. Bunun OHAL kapsamında gündeme getirilmesi düşündürücüdür.

Yeni düzenleme olumsuz

Yeniden düzenlenen üst komuta bağlantıları, TSK' da komuta karmaşına sebep olmuş, emir komuta birliğini bozmuştur. Bu durum disiplini zedeleyecek, komutanlık gücünü ortadan kaldıracaktır.

Sivil sayı üstünlüğü sağlamak için, adı "askeri şura" olan YAŞ'a, bu konuyla alakası olmayan hükümet üyelerinin ilave edilip, asker üyelerin azaltılması, konulara bilmeden veya siyaseten karar verilmesi ve orduya siyaset sokulması tehlikesini beraberinde getirecektir.

Harp Akademilerinin kapatılması, Harp okullarının Milli Savunma Üniversitesi bünyesine alınması da, bu eğitim ve öğretim kurumlarının fonksiyonlarının anlaşılamadığının, tarihi geçmişlerinin ve ülke özelliklerinin dikkate alınmadığının, diğer ülkelerdeki örneklerinin de sağlıklı incelenmediğinin bir ifadesidir.

GATA ve askeri hastanelerin sağlık bakanlığına devredilmesi de, askeri sağlık konusunun anlaşılamadığını, dünyadaki emsallerine de bakılmadığını göstermektedir.

Askeri liseler ve astsubay hazırlama okullarının kapatılmasında da gelenek ve teamüllerin dışına çıkılmıştır. Bu kurumların, iyi yetişmiş ve motive edilmiş birer askeri insan kaynağı olduğu, ıslah edilmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağı değerlendirilmektedir.

Hazırlığı önceden yapılmış

Kararnamenin yeni bir düzenleme olmadığı, bu konudaki çalışmaların çok önceden yapıldığı, uygulamaya geçilebilmesi için uygun zaman ve zeminin beklendiği anlaşılmıştır. Uygulama, FETO'nun temizlenmesinin ötesinde bir yaklaşımdır.

Düzenlemenin ABD'ye benzetildiği de yanlıştır. ABD emperyal bir ülkedir. Silahlı kuvvetlerini de ona göre dizayn etmiştir. Geleneklerine de bağlıdır. TSK ise, esasen ülke güvenliğini sağlayan, ülkenin etki ve ilgi alanındaki menfaatlerini koruyan bölgesel bir güçtür.

Yapılanmalarda, ülkenin bulunduğu coğrafya ve jeopolitik durum göz önünde tutulmalı, TSK ve okullarının, ABD tarihinden çok fazla geçmişe sahip olduğu da bilinmelidir.

TSK'yı itibarsızlaştırmayalım, zayıflatmayalım

Siyasi otorite, uygulamanın TSK'yı güçlendireceği algısı yaratmaya çalışmaktadır. Uygulamanın zarar getireceğini söyleyenlere de tepki göstermekte, ancak bunun inandırıcı argümanlarını ortaya koyamamaktadır.

Komutanların, yaşanan olaylardan dolayı büyük bir sıkıntı içinde olduğu gerçektir. Ancak ısrarla siyasi otoriteye, bu uygulamaların doğru olmadığını ayrıntılı ve gerekçeli olarak izah etmesi, bulundukları görevin sorumluluğudur.

Darbe girişiminden en fazla zarar gören kurum TSK'dır. 15 Temmuz, Ergenekon, Balyoz, Casusluk gibi bir seri darbeden sonra, TSK'ya yapılan ikinci kapsamlı darbedir. TSK'nın itibarsızlaştırılmasına yol açacak, moral ve motivasyonunu zayıflatacak girişimlerde bulunulmamalı, kurumsal kültür, gelenek ve teamülleri yok edecek uygulamalar yapılmamalı, tarihten ders alınmalı, bir ülkenin çökertilmesinin, önce silahlı kuvvetlerinin etkisizleştirilmesinden geçtiği bilinmelidir. TSK güç kaybetmemelidir.

FETO'nun temizlenmesine yönelik her türlü tedbirin arkasındayım. Öngörülen yapının, FETO ve farklı cemaatlerin/tarikatların kurumlara girmesini önleyeceğine inanmıyorum. TSK'nın bütününün bu örgütle ilgisi varmış gibi davranılmasını, genleriyle oynanmasını kabul edemiyorum. Kapatmak, atmak, yıkmak çözüm değildir. Düzeltmek, ıslah etmek esas alınmalıdır. Aksi halde bütün kamu kurumlarını, cemaat ve tarikatlara bulaştığı için kapatmak gerekir.

Yeni yapılanmadan geri dönüleceği kanaatindeyim. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti için uygun olmayan ve zarar göreceği aşikâr bu uygulamadan, zararı görülmeden önce vazgeçilmesi önemlidir.

TSK'nın "sivil denetim"de olmadığı gerçek değildir. Yanlışlık, "sivil denetim"le, "sivil yönetim"in karıştırılmasındadır. Demokrasilerde sivil otorite askeri denetler, ancak yönetmez.

Yazarın Diğer Yazıları