Trump-Erdoğan anlaşmasının metni!
Mevlüt Çavuşoğlu, daha birkaç gün önce "Türkiye, Suriye'nin kuzeyinde 30 km'nin altına geçmeyi planlamıyor. Sadece 120 kilometre bir genişlikte değil tamamında güvenli bölge haline getirilmesi gerekir. Bunu da zamanla yapacağız." diyordu.
Peki bu 120 kilometre nereden çıkmıştı? Öyle ya, bu sözü Dışişleri Bakanı telaffuz ediyordu!
***
ABD'nin çekilmesinden sonra ise Erdoğan, Trump ile mutabakata vardıkları konuları açıkladı.
Ahmet Hakan'ın haberine göre Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü, uçakta, gazetecilerle şöyle konuştu:
"Trump'a dedim ki 'Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz.' Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil. 'Bu da sizinle daha önce yaptığımız görüşmedir' dedim. Çünkü bunların hepsi bizim bilgisayar kayıtlarımızda da var."
Erdoğan, konuşmasının sonuna doğru aynı konuya bir daha değindi ve "Bizim hedeflerimiz belli. Hedeflerimiz nedir? Güvenli bölge başlığı altında Irak sınırından 444 kilometre batıya, öbür tarafta da 32 km derinlik… Bu bizim onlarla başlattığımız, Trump mutabakatının bir neticesidir. Ama mutabakatı yaptığımız kişiler bu mutabakata uymuyor ne yazık ki… Bu gelen heyetin önüne önce bunu koyacağız. 'Buyurun Trump ile yaptığımız mutabakatın metni…' diyeceğiz…"
***
Erdoğan'ın sözlerinden, Çavuşoğlu'nun 120 kilometreyi nereden çıkardığı anlaşılmıyor!
Erdoğan, Obama'nın telefonu üzerine, ABD'nin Suriye'ye nasıl yerleştiğini de anlattı:
"Sayın Obama, bir gece beni aradı ve 'Bize yardım edin, Kobani'yi bizim almamız gerekiyor. Oradaki insanları bu teröristler öldürüyor' dedi. 'Siz ne yapacaksınız' dedim. Dedi ki 'Biz şu an oraya silah, mühimmat desteği vereceğiz' dedi. 'Kime vereceksiniz?' diye sordum. 'Orada yaşayanlara' dedi. 'Orada yaşayanlar bu silahı, mühimmatı kullanabilecek konumda mı?' diye sorduğumda ise 'Onu bilemem' dedi. Ve maalesef o gece bize dürüst davranmadı. Sabaha doğru uçakla oraya silah, mühimmat, araç, gereç her şey indirdiler. Daha sonra biliyorsunuz biz bunu video kayıtlarıyla zaten bütün dünyaya da tanıttık. Peki ne oldu? Oradaki mücadelenin sonucunda 300 bin civarında orada yaşayan Kürt bizim topraklarımıza geldi."
ABD'nin, Suriye'nin kuzeyine yerleşmesi ve sonra 30 bin TIR silâh göndermesi, işte bu görüşme ile başladı!
***
Amerikalılar bir terör örgütüne silah vermenin uluslararası bir suç olduğunu biliyor ama ABD Savunma Bakanı Esper, Tayyip Erdoğan'ı, Özgür Suriye Ordusu'nun işlediği iddia edilen savaş suçlarından sorumlu tutuyor!
Amerika'nın Sesi'ne göre, ABD'li üst düzey bir yetkili, Türkiye'yi "Kendi askerlerini kullanabilirlerdi ama yeryüzünden silinmesi gereken bu çete, haydut ve korsanları kullanmayı tercih ettiler." diyerek suçladı.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de, "Türkiye destekli silahlı grubun yaptığı infazlardan Türkiye'nin sorumlu olabileceği" uyarısında bulundu.
***
ABD'li yetkili, YPG'ye yaptıkları silah desteği konusunda, "Dürüst olacağım. SDG'ye sadece küçük silâhlar verdik. Makineli tüfek ve havan topu... Hafif bir piyadede ne varsa onları verdik. O kadar. MANPAD vermedik, tank ateşi vermedik. Tank vermedik. Zırhlı savaş aracı vermedik. Uzun menzilli roket vermedik" dedi!
Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev ise "Erdoğan, operasyon tamamlandıktan sonra askerlerini çekeceğine söz verdi" diye açıklama yaptı!
Yorum yok!