Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Turgay BEŞYILDIZ
Turgay BEŞYILDIZ

Trabzonspor kupaya veda etti. Orhan Ak da gitti

Türkiye Kupası Çeyrek Finali’nde; tek maç eleminasyon usulü oynanan karşılaşmanın ilk yarısını seyredince, ne de olsa ligden çok mecburen kupaya yaslanmaya başlayan dediğim son şampiyon, umutları Ankara’da suya düşürdü.
Kayserispor karşılaşmasından sonra, bu maça kadar olan 3 günlük sürede kamuoyu ve yerel basından, başta kaleci Uğurcan olmak üzere zılgıtı yiyince! ‘’Kendine geldi.’’ dedim ama yanılmışım.
Trabzonspor ile Ankaragücü takımları bugüne kadar toplamda 84 kez karşılaştı. Bu karşılaşmalarda 20 kez Ankaragücü, 41 kez Trabzonspor sahadan galibiyetle ayrılan taraftı. 23 karşılaşma ise beraberlikle sona erdi. Ankara’da oynanan 42 karşılaşmadan ise 15 kez Ankaragücü, 16 kez Trabzonspor sahadan galip ayrılırken, 11 karşılaşmada taraflar eşitliği bozamamıştı.
Tüm biletlerin satılıp kapalı gişe oynanan Eryaman Stadyumu’ndaki karşılaşmanın tribünleri, son maçında yapamadığını bu karşılaşmanın ilk yarısında yapan, yani ayağa pas oynayan Orhan Ak’ın talebeleri, bu hazırlık paslarını ev sahibinin sahasına yığınca; Markovic’in ara pasıyla Ömür’ün soğukkanlı şık golünü seyretti.
Markovic, geldiğinden beri tüm iyi niyeti ve mücadele anlayışıyla oyunda kalmaya çalışan bir isim oldu, ta ki oyundan çıkana kadar.
Trabzonspor’da bu yarıda, iki kanat bekinin çift stoperine yakın oynamaları ve gerekmedikçe hücuma çıkmamaları da doğru olandı.
*
Sarı lacivertlilerin çiçeği burnundaki teknik adamları Tolunay Kafkas ve ekibi yıllar sonra Türkiye Kupası’nı başkente getirmenin hesaplarını yapmaya başladığı bu 90 dakikada, mutlak bunu amaçladı.
İlk 45 dakikada Kayserispor yaralısı Trabzonspor’a olan ürkekliğini fark ettiğim ev sahibi, ikinci yarıda ise adeta kabuk değiştirerek, bu yarıya hızlı başladı ve deyim yerindeyse misafir takımı sahasına kilitledi. Kapıyı da üstüne örttü.
Ankaragücü’nün özellikle Taylan ve Emre ile uzaktan atılan şutlarla yoklama çektiği Trabzonspor kalesi, bu yarının başında düştü.
Önce Denswil’in, tam dibinden yükselip kafayı vuran Gambiyalı Ali Sow''un kafası, önce direkten geri geldi. Dönen topa Sow''un tekrar hamlesi beraberliği getirdi. Doğucan’ın, burnunun dibinde yükselip kafayı vuran Senegalli Lamine Diack’ın topu da filelerle buluşunca, Başkent ekibi rahat bir nefes aldı.
Art arda gelen bu iki gol Ankaragücü takımının beklediği idi.
Bordo mavililer, özellikle rakip ölü top kullanırken kendi kale önlerinde dizilişleri gerçekten içler acısıydı. ‘’Ben fırtınalı, dalgalı denizleri severim.’’ diyenler, takımı yarı yolda bırakıp giderken ‘’Nasıl olsa biz takımı şampiyon yaptık, gelecek olanlar düşünsün." zihniyeti, Ahmet Ağaoğlu ve Abdullah Avcı’ya bu gece yakışmış mıdır? bilmiyorum!
Acaba oyuna dengeyi getirebilir miyim? diyen Orhan Ak’ın tecrübesizliğiyle çok geç yaptığı acemi değişiklerinde; Eren, Bardhi, Hamsik, Umut ve Bakasetas varyasyonları da merhem olmadı.
Yine Ali Sowe’nin golü farkı ikiye çıkarırken, Ankaragücü en son 1981 yılında aldığı Türkiye Kupası acaba 42 yıl sonra yenilenecek mi? Artık top onlarda!
Orta hakem Zorbay Küçük’e gelince, asla kötü bir maç yönetmedi.
Trabzonspor ise şampiyonluktan sonra artık Türkiye Kupası ve Süper Kupa’da da yok. Kalan tek hedefi ligi ilk dörtte bitirebilmek. UEFA Avrupa Kupaları’na katılabilmek ama bu gidişle o da çok zor görünüyor.
Maç sonrası: ‘’Trabzonspor’un önünü açmak gerekir.’’ diyerek, futbolcularıyla vedalaşıp istifa eden Orhan Ak’ın ardından bu takım acilen rehabilitasyondan geçmeli, çünkü öz güvenini kaybetmiş durumda.

Yazarın Diğer Yazıları