Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Maalesef sayın Başbakanımızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapmış olduğu değerlendirmeler,Türkiye’deki siyaset tarafından doğru algılanamadı. Sayın Başbakan Erdoğan’ı bütün dünya anladı ama Türkiye’deki muhalefet liderleri anlayamadı.
‘Somali’den sana ne’ diyor muhalefet, ‘Filistin’den Gazze’den sana ne’ diyor muhalefet.
Oysaki Somali’nin derdiyle dertlenmeyenin, Filistin’in, Gazze’nin derdiyle dertlenmeyenin
vicdanından da, insafından da biz şüphe duyarız” dedi..
Oysa Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşma muhalefet tarafından eleştirilmemiştir. Böyle bir zeminde yapılan konuşmanın, uluslararası boyutta ve insan hakları
ile ilgili olması gerekirdi. Erdoğan da bunu yapmıştır. Suat Kılıç ise muhalefetin Somali ve
Gazze politikaları ile ilgili önceki eleştirilerini, Erdoğan’ın BM konuşmasına cevapmış gibi
göstererek, demagoji yapıyor..
***
Somali’nin, Gazze’nin derdiyle dertlenmek iyi güzel de, AKP iktidarının Doğu Türkistan’ın
derdiyle, Azerbaycan’ın derdiyle bu kadar ilgilendiğini hiç duydunuz mu? Çin hükümeti dört
Türk hakkında idam kararı verdi. Bu konuda AKP iktidarının bir girişimi var mı? Türk Dünyası’nın derdi bir tarafa, Trabzon’un, Rize’nin, Artvin’in, Giresun’un, Ordu’nun
derdiyle ilgilenen var mı? Haberlere göre Trabzon’un Çaykara ilçesinde, Derebaşı mevkiinde yaptırılan hidroelektrik santralını istemeyen bölge halkı mahkemeye başvurdu. Mahkeme, inşaatın durdurulmasına karar verdi. Hükümet, mahkeme kararını dinlemedi ve inşaata yol verdi. Hukuku çiğneyen devlet olunca, halk kendi hukukunu korumak için şantiyeyi bastı. Santral çalışanları ile çıkan tartışmaya jandarma müdahale etti. Olay yerine gelen jandarma ekipleri yöre
halkından altı kişiyi ve birkaç şirket çalışanını gözaltına aldı ve Of-Çaykara yolunu HES şirketi çalışanlarını korumak için trafiğe kapattı. Jandarmanın barikatı önünde toplanan köylüler ile jandarma arasında zaman zaman tansiyon yükseldi. Uzun tartışmalar sonunda şirket,
iş araçlarını jandarma koruması altında bölgeden geri çekmek zorunda kaldı. Köylüler ise
gözaltına alınan arkadaşlarını geri alabilmek için uzun süre Çaykara ilçesi jandarma karakolunda bekledi. Olaylar sonrası gözaltına alınan ve Çaykara Adliyesi’ne sevk edilen altı kişiden üçü jandarmaya mukavemet ettikleri gerekçesiyle tutuklandı. Tutuklanan üç vatandaş Of
Cezaevi’ne nakledildi.
***
Yoksa, Trabzonlular da Tayyip Erdoğan’ı anlamadı mı? Veya anladılar da yanlış mı anladılar?
Yoksa ne diye jandarma Trabzon halkına karşı barikat kuruyor? Gerçi burada barikat kuran
jandarma değil doğrudan AKP iktidarıdır. Bölgedeki jandarma kuvvetleri, AKP iktidarının
mahkeme kararını tanımayan uygulamalarını halka dipçik vurarak destekler duruma düşürülmüştür.
2002 seçimlerinde hem bu köşeden, hem de Trabzon’un önde gelen televizyon kanallarından bütün Trabzonluları vatan toprakları konusunda uyarmıştım. Trabzon’un AKP’ye verdiği destek yüzde 60’lara tırmandı.. “Peki şimdi niçin direniyorlar?” diye sorulabilir.. AKP’nin doğayı katledebileceğine inanmıyorlardı belki.. Fakat İbni Haldun, “Halkın, yöneticilerin zorbaca yönetimlerine katlanması, onlardaki cesaret, kuvvet ve izzeti bozar” diyor.
Demek ki Trabzon’da henüz cesaret, kuvvet ve izzet bozulmamış.. İbni Haldun, “Bil ki, devlet olmazsa olmaz iki temel üzerinde kuruludur. Birincisi asker (ordu) olarak ifade edilen güç,
kuvvet ve asabiyettir. İkincisi ise askeri ayakta tutan ve devletin ihtiyaçlarını gideren
mal ve paradır. İşte devlette görülecek bozulma bu iki temelden başlar. Hükümdar, iktidarda kendisine ortak olanları yönetimden uzaklaştırıp iktidarı kendi tekeline alır Sonra da onları alçaltarak yerlerine, kendisine bağlı bir asabiyet oluşturur. Ancak bu yeni asabiyet içine gömüldüğü lüks ve safahat sebebiyle yok olmanın eşiğine gelir, yiğitlik ve cesareti unutup başkaları tarafından korunan kimseler haline gelir. Bu yüzden ülkenin sınırlarının korunması
da zorlaşır.Bu durum onlara karşı halkı cesaretlendirir ve uzak bölgelerde devlete isyanlar başlar. Sonuçta devlet ikiye veya üçe bölünür, yönetim kurucu asabiyete boyun eğdirenlerin eline geçer” diyor.. İbni Haldun, sanki bugün Türkiye’de olup bitenleri anlatıyor..
