THY çıldırtıyor
Birincilik... Şampiyonluk önemlidir.
Başarı gurur verir.
Kişiyi; Kurumu onurlandırır.
Bazı birincilikler ise tam tersi kişi ve kurumları rezil eder. Adlarını lekeler.
İstenmeyen kişi, kurum ilan edilirler.
Düne kadar; Gitmediği ülke kalmayan,
Başarı öyküleriyle dünya devlerini şaşırtan,
Temsil ettiği bayrağımızla milli gururumuz olan, Göğsümüzü kabartan,
THY’ye bir haller oldu. Belki de rakiplerinin nazarına geldi! Hoş, gene birincilik kürsüsünde. Tek farkla, Rötar konusunda.
Her geçen gün katlanan zararı ile,
THY’nin Genel Müdürü de bu durumdan şikayetçi. “Rötarlar yüzünden zararımız büyüyor” diyor.
Yani, THY öylesine büyüdü ki uçuş pistleri yetmiyor, demeye getiriyor.
Genel Müdür’ün yakınmalarını sonraya bırakıp, konuyla ilgili okurlarımızdan gelen şikayetlere bir göz atalım;
Bir okuyucum işi gereği Bodrum’dan İstanbul’a gelecektir. Havayolu tercihi THY olur. Uçağın kalkış saati 22.40’tır.
İki saat önce alana gelir. Bilet işlemlerini yapar, güvenlikten geçerek beklemeye başlar. Saat 22.00’ye geldiğinde, THY uçağının bir saat gecikmeli geleceği anonsu yapılır.
Okuyucumuz gibi diğer yolcular da isyan eder. Uçak 23.45’te havalanır.
İnişe geçildiğinde pilot, hava trafiği nedeniyle 20 dakikalık gecikme ile inileceğini söyler. Uçak içinde homurtular yükselir.
Airbus tekerleklerini piste değdirdiğinde saat 01.10’u göstermektedir. Otobüse binilir. Yaklaşık 20 dakikalık süren otobüs seyahati ile aprona varılır. Okuyucumuz, İstanbul’a sağ salim inildiği için şükreder.
İstanbul-Bodrum dönüşü saat 20.40’dır.
İki saat önce alana gider. İşlemlerini tamamlayıp, beklemeye başlar.
Bir saat gecikme anonsu yapılır.
Geliş çilesi, dönüş sırasında başlar.
Bir saat gecikmeli olarak uçağa binilir.
Kalkış için beklenirken, pilotun anonsu uçak içindeki yolcuları bir defa daha isyan ettirir. “Kalkış için bir saat bekleyeceğiz” diye Türkçe-İngilizce konuşan pilotun sesi, yaşanan bu tatsızlığın artık kabak tadı verdiği, bu durumun kendilerini de rahatsız ettiğini yansıtan bir tondadır.
Pilot kibardır, gecikme için özür diler...
Bodrum merkeze en geç saat 22.00’da varmayı planlayan ve ona göre program yapan O.A, Bodrum’a saat 01.00’da varır.
Ne program kalır, ne de sinir.
Okuyucumuzun yaşadıkları, Türkiye’nin farklı yerlerine uçan diğer okurlarımızın yaşadıkları ile aynı. Herkesin ortak şikayeti, saatler süren rötar. Uçak içinde, hava alanında motorlar çalışırken bir saatten fazla beklemek. THY Genel Müdürü, sorunun yeni bir havaalanı ya da pistlerin büyütülmesi ile çözüleceğini düşünüyor. Bu da şunu gösteriyor ki THY ya da diğer uçak şirketleri ile uçan yolcuların çekecek çilelerinin yaz aylarında, turist akınları ile daha da artacağı. Gelişmiş ülkelerde planlar uzun vadeli yapılır. Şehir planlamacıları 50 yıl, 100 yıl sonrasını düşünerek plan yaparlar. Biz de ise planlama ne yazık ki yumurta kapıya geldiğinde yapılıyor.
Büyümek güzel. Filodaki uçakların sayısını artırmak, son model yeni uçakları filoya katmak, yeni uçuş hatları açmak, dünyanın her köşesine uçmak çok güzel. Bunlar gurur verici gelişmeler. Hava alanlarında ve uçak içerisinde saatlerce konserve gibi bekleyip, çile çekmek ise güzel olmayan görüntüler.
Perşembenin gelişi, çarşambadan belli.
Yeni uçaklar ve yeni uçuş noktalarından önce yeni pistler, yeni alanlar düşünülse daha iyi olmaz mıydı?
Bu arada, kışın 50 -70 lira olan bilet fiyatlarının, nisan ayı ile birlikte 300 liranın üzerine çıkması da ayrı bir işkence.
Hem fiyat artıyor. Hem de çekilen eziyet.
Atatürk Havaalanı’nın pistlerini genişletmek için askeri alanın katılması yetmiyor.
Yeşilyurt, Yeşilköy ve Florya’nın yıkılması ise mümkün değil. Buna kimsenin gücü yetmez. Sabiha Gökçen’de şimdilik fazla rötar olmuyor. Ancak orası da tıkanma noktasına gelmiş durumda.
Planlamacılar bırakın 50-100 seneyi, 5-10 yıl sonrasını bile görememişler. Tek çözüm; yeni bir havaalanı açılması. Bu defa olsun, planlamacılar büyük düşünüp en az 50 yıl sonraya göre hesap yapsınlar.