Teşekkür...
Kuruluşundan itibaren Yeniçağ Ailesi arasında yer almanın dayanılmaz hazzını anlatmaya kelimeler yetmez. Bu arada halen boşluğu doldurulamayan Yeniçağ Tv'yi hatırlatmakta da fayda görüyorum. Kumpas davalarının ilki Şemdinli başladığında tavrımız netti... Atabeyler olayında da "hadi oradan" sesini ilk defa biz yükselttik. Yazarımız İsrafil Kumbasar pusuya düşürüldü. Gazetemizin sahibi Ahmet Çelik'in arabası kurşunlandı. Vazgeçmedik. Bir adım geri adım atmadık. Defalarca mahkemelere verildik. Çoğundan beraat ettik zira yargı siyasi vesayet altında değildi. Kumpasçılar yazılarımızdan suç çıkaramayınca konferanslarımızın peşine düştüler. Nazilli'de FETÖ'cü polisler sözlerimizin başını, sonuna bir şeyler ekleyip "hakaret"ten dava açtırdılar. Huzura bile çıkmadan, video izlenmeden, tapeler verilmeden ceza kesildi. İtibar infazında bir şizofren kullanıldı. Defalarca mahkeme vs.
FETÖ'nün ve iktidarın gazete ve televizyon kanallarını milyonlarca dolar ile ele geçirmesi esnasında "Yeniçağ Tv ve Yeniçağ Gazetesi"ne fiyat biçemediler... Zira dünyanın hiç bir merkez bankası Yeniçağ'ı satın alabilecek bankonotu basamamıştı. Bu yüzden "sadece okurlarını satın alabildiği gazete" sloganı ile direndik ve direnmeye gururla devam ediyoruz!..
"Türkiye Türklerindir" sözünü Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün muhteşem fotoğrafı ile bütünleştirip gazetemizin logosu haline dönüştürdüğümüzde; Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleri kırmızı çizgimiz oldu. "Devrimcilik, Laiklik, Devletçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık" esasları ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Türk Milliyetçiliği çizgisinden taviz vermeden, siyasi dogmalara, tek adam rejimine, partizanlığa, dinbazların kumpaslarına, siyasal islama karşı "Türkçü-Devrimci-Milliyetçi-Laik" anlayış ile haber ve yorumlar ile "duruş" sergileme gayretimizin sonuçlarını okuyucularımızın yorumuna ve takdirine bırakıyoruz.
Yeniçağ'ın, insan hakları, seçim yasaları, parti içi demokrasi konusundaki çizgisi belli. Türkiyemizin hak ettiği yeri alması için verdiği mücadele ortada. Yolsuzluk, yoksulluk, haksızlık karşısında susmanın "dilsiz şeytan olduğu" şiarı ile sürdürdüğü yayın hayatımızda, kuruluşumuzdan bu yana hayata veda eden yazarlarımızın yerlerine yeni-güçlü kalemler nöbete devam ediyor. Hayri Köklü'nün kaptanlığında, Ahmet Yabuloğlu'nun stoperliği, Arslan Bulut'un santraforluğu, Selcan Taşçı, Ahmet Gürsoy, Sadi Somuncuoğlu, Tuncay Mollaveisoğlu, Arslan Tekin'in yerinde pasları, tecrübesiyle Hulki Cevizoğlu, Prof. Ümit Özdağ, Prof. A. Bican Ercilasun, Prof. Özcan Yeniçeri, Ahmet Takan her birinin adını zikredemediğim akademisyen ekibe genç bir isim daha ekledik. Katkılarım oldu ise ne mutlu bana. "Murat Ağırel'e dikkat" demiştim. Golleri jenerik oluyor. Sanal alemde "HD, TT" olurken Arslan Bulut abimizle yarışıyor. Murat ile gurur duyuyorum. Tam 12 den vuruyor...
Murat ile Türkiyem Tv'deki programımızda "Sayıştayın resmi belgeleri ile yapılan yolsuzlukları faş ettik!" Belediyelerin 25 yıldır kimlerin eli ile hangi vakıf, dernek ve cemaatlere cebimizden kaç para ödediğini ortaya koyduk. Zaten "çomak sokma" işini itina ile yerine getiriyorduk. Bam tellerine basınca evimizin önünde saldırıya uğradık. Demek ki bazılarını ürkütmüşüz. Birilerini almış telaş!.. Bence sakıncası yok! Bu ülkede hakkını vererek gazetecilik yapınca sonuçlarına katlanacağız. Evinin önünde Uğur Mumcu, Necip Hamlemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı, evinde bomba ile Bahriye Üçok havaya uçuruldu. Türk Milliyetçisi İsmail Gerçeksöz, ihlan Darendelioğlu, Kemal Fedai Çoşkuner gibi isimlerde unutulmamalı. Abdi İpekçi ve Çetin Emeç de...
Değerli okuyucularım; bu mesleğe başlarken "bedel" ödemeyi göze aldık. Bu topraklarda yaşayabilmenin bedelini, binlerce şehidi toprağın altına verdik. Uzuvlarını kaybeden gazilerimiz var. Sonuçta öldüresiye dövülerek bir bedel de biz ödemişiz çok mu? En azından korku duvarı aşıldı memleketimizde. Siyasileri, sanatçıları, vatandaşı sesini yükselterek haksızlığa baş kaldırıyor. Başıma gelen saldırıdan sonra susmayan, tavır koyan, açıklama yapıp, kınayanların sayısı milyonları aştı. Başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener olmak üzere çeşitli siyasi partilerimizin yöneticileri, gönüllü kuruluşları olmak üzere her tür siyasi görüşe sahip vatandaşlarımızın desteği kendi adıma bana güç verdi. Gelen, gelmeyen, arayan, soran, aramayanların da canı sağ olsun. Olağanüstü sevgi sarmalı sadece bana değil tüm bağımsız özgür gazetecilere güç verdi. 17 yıldır Türkiyemizi yöneten iktidar ve son yıllardaki küçük ortağından ses gelmeyişi doğrusu ziyadesi ile memnun etti. Demek ki doğru yoldayız. Doğruları yazarak haramilerin saltanatını rahatsız etmişiz.
Sosyal medya ile aram iyi değil. Saldırıdan önce 650 bin civarında internet sonucu vardı. Son 10 günde kimilerine göre 2 milyon 300 bin ile 3 milyon 500 bin arasında sonuç çıkıyormuş. Bu bile birilerine "kapak" olur.. Hepinize sonsuz teşekkürler. İyi ki varsınız! Güç kattınız!..
Durmak yok mücadeleye devam... Her şey çok güzel olacak!..