Terör azdırılacak, yeni çözüm süreci dayatılacak!
Newsweek dergisi, üst düzey bir Pentagon yetkilisine dayandırdığı haberinde, ABD'nin Suriye'nin doğusundaki petrol sahalarının korunması amacıyla 30 Abrams tankından oluşan zırhlı tugayın yarısını konuşlandırmayı planladığını yazdı. ABD Başkanı Trump ve Senatör Lindsey Graham'ın açıklamaları da bu yönde...
Trump, YPG'nin başı Mazlum Kobani ile görüşmesine atıfta bulunarak "Kürtlerin yaptıklarını takdir ediyorum. Belki artık petrol bölgesine doğru ilerlemelerinin zamanı gelmiştir" dedi.
Kısacası, ABD, PKK'nın Suriye kolu olan YPG'ye, petrol gelirleri olan güvenli bir bölge sunmuş oldu. Rusya ile Türkiye'nin mutabakatı da YPG için güvenli bir bölge oluşturmayı önlemiyor, aksine orada bulunmalarını zımnen garanti altına alıyor.
***
ABD derin devletine hizmet eden, ancak görüş oluşturmaktan çok, alınan kararların dünya kamuoyunda benimsenmesi için çaba gösteren "Uluslararası Kriz Grubu" ise böyle bir dönemde PKK raporu yayınladı. Raporda, "Türkiye içindeki etkisi şu an için belirsiz olan Suriye operasyonunun Türkiye'ye karşı PKK direnişini körükleyebileceği" değerlendirmesi yer aldı.
Bu ne demektir?
ABD, Türkiye'yi etkisiz hale getirmek için PKK terörünü teşvik edecek demektir.
Kriz grubu, Türkiye'nin bu eylemler sonunda, nasıl bir karar almaya mecbur edilmek istendiğini de şu ifadelerle açıklıyor:
"Türkiye'nin ciddi bir ekonomik kriz ve Batılı müttefiklerinden de yaptırımla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yılı yaklaşırken, Ankara'daki siyasi liderler şu an ciddi anlamda zayıflamış bir PKK ile orta yolun bulunmasının yollarına bakılması seçeneğini değerlendirebilir ve 35 yıldır devam eden, Türkiye'nin kaynaklarını tüketen ve stratejik potansiyelini de düşüren bu çatışmanın çözümünün önünü açmayı amaçlayabilir."
Bu ifadeler, ABD'nin Türkiye'de siyasi iktidarın yeniden bir çözüm süreci başlatması için ekonomik yıkım tehdidini kullanacağını da gösteriyor.
Yani sorun sıfırdan ve yeniden başlatılacak!
***
Ali Baykan, 24 Ocak 2018 tarihli Hürriyet'ten bir haber kupürü gönderdi. Haber, "ABD'den sürpriz öneri: Suriye sınırına güvenli bölge" başlığını taşıyor ve hemen altında ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun fotoğrafları yer alıyor. Çavuşoğlu… Tillerson'un kendisine, Suriye sınırı boyunca 30 kilometrelik güvenli bir hat oluşturma önerisinde bulunduğunu söylüyor. Baykan , "30 kilometre güvenli bölge anlaşması, Erdoğan'ın iktidarını sürdürmesi için kurgulandı" diyor.
Tayyip Erdoğan ise bu konu hakkında 3 Eylül 2019'da "Bu teklif sayın Obama döneminde de masadaydı ve sayın Trump döneminde bu güvenli bölgeyi yine kendilerine teklif ettim. demişti.
***
Yıllar önce NATO'yu önce Irak sonra Suriye sınırına davet eden Tayyip Erdoğan idi!
Erdoğan, 2010 yılında, Toronto'daki konuşmasında NATO'yu Kandil bölgesinin kontrolü için göreve çağırmıştı.
Erdoğan, sonraki aylarda da NATO'dan, Suriye sınırına asker gönderilmesini isteyebileceğini söylemişti.
Erdoğan, Türkiye-Suriye sınırını da mayın temizlemek bahanesiyle bir İsrail şirketine devretmek istemişti!
"Güvenli bölge" gibi talepler, Türkiye'nin projesi değildir. Turgut Özal, 1991 yılında Amerikan talebi olduğunu gizleyerek Çekiç Güç'ü Türkiye topraklarına davet ettirmişti. Barzani devleti böyle kurulmuştu.
***
Şimdi ise ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlar ile birlikte Türkiye'nin girdiği cep bölge dışında, Suriye'nin kuzeydoğusu, "PKK/YPG için güvenli bölge" haline geldi.
Türkiye'nin bu baskıdan kurtulması, sorunun halk tarafından doğru anlaşılmasına bağlıdır. Türk Milleti, ancak kendi evlatlarının değerlendirmelerine itibar ederse, kendi geleceğini kurtarır.