Tehdit ABD ise çözüm nerede?
ABD'nin Türkiye'nin Adalet ve İçişleri bakanlarına yaptırım kararı alması üzerine Türk-ABD ilişkileri sorgulanmaya başlandı. Yenişafak, İbrahim Karagül'ün "ABD, Türkiye için tehdittir" manşetiyle çıktı.
Karagül, özellikle ABD'nin 40 yıldır PKK ve diğer terör örgütlerini kullanarak Türkiye'ye saldırmasını ve 15 Temmuz'da da FETÖ'yü kullanarak iç savaş ve işgal girişiminde bulunmasını hatırlattı.
Bu tespitler doğrudur ama 2006 yılında ABD ile "Stratejik Ortaklık Vizyon Belgesi" imzalayan da AKP iktidarıdır. Öyle ki yaptırım kararından hemen önce de Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde stratejik müttefikliğe atıfta bulunulmuştur.
***
Sonradan FETÖ denilen istihbarat organizasyonu, iktidarın ortağıydı. Öyle ki, şu anda bile devlet kadrolarından temizlenebilmiş değiller. 2014 ve 2015'te general yapılan 42 albaydan 32'si 15 Temmuz darbesine karıştıkları gerekçesiyle TSK'dan atılmıştır. Yani FETÖ'yü komuta kademesine getiren AKP iktidarıdır!
PKK da açılım sürecinde, AKP iktidarının vizyon ortağıydı! IŞİD ve PYD konusunda da uzun süre gaflet ve dalalet politikaları uygulandı!
PKK ile vizyondaki yüzde 95'lik örtüşmeyi, Hakan Fidan, Oslo'da PKK sözcülerine anlatmış, yerel yönetimlerle ilgili reformların Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından iki defa geri çevrildiğini ama Türkiye'nin gideceği yerin bu olduğunu söylemişti.
***
AKP iktidarı, olaylarla yüz yüze kalınca, devletin bütünlüğünü ve milletin birliğini korumazsa, halk tarafından düşürüleceğini 7 Haziran seçimlerinde gördü. 7 Haziran'dan sonra, 1 Kasım'da seçim tekrarlanana kadar terörle mücadele başlattı ve sonra da buna devam etti. Oysa Türkiye'nin PKK, PYD, FETÖ ve IŞİD gibi terör örgütleriyle mücadelesi, ABD ile mücadele demektir. Çünkü bu örgütler, ABD patentlidir. Dolayısıyla, AKP iktidarı ile ABD karşı karşıya geldi. MHP'nin AKP'ye aleni desteği bu mücadele ile birlikte ve sistem değiştirerek başladı ve halen sürüyor. Sanıyorum, bu bir devlet kararıydı.
15 Temmuz ise emekli Tuğgeneral Nejat Eslen'e göre halen devam ediyor; "ABD, darbe ile yapamadığını, ekonomik krizle yapmak ve Türkiye'yi yeniden kendisine bağlamak istiyor. Çünkü ABD, Türkiye'nin kendi yörüngesinden çıkmasına tahammül edemiyor. Bunun için de Türkiye'nin 250 milyar Dolarlık dış borç ödemesini kullanacaklar."
ABD elçilik yetkililerinin "Dolar'ın 7 liraya çıkmasını istiyoruz" diye açık açık şantaj yapmasının sebebi bu olsa gerek.
CHP ve İYİ Parti'nin, yaptırım kararına karşı AKP ve MHP ile birlikte ortak bildiriye katılması çok doğrudur.
Afganistan, Irak, Libya ve Suriye'ye müdahale eden ABD, İslâm dünyasında hep AKP'yi Truva atı olarak kullandı. İran'a müdahale sırasında da kullanmak ve Büyük Orta Doğu Projesi'ni tamamlamak, yani Büyük İsrail demek olan Büyük Kürdistan'ı kurmak istiyor.
CHP ve İYİ Parti'nin en az AKP ve MHP kadar bu bekâ sorununa odaklanması gerekir. Çünkü nihai hedef Türkiye'dir!
***
Türk Dışişleri Bakanlığı ise hâlâ "ABD yönetimini, hukuk sistemimize saygısızca müdahale niteliği taşıyan bu yanlış karardan, derhal geri dönmeye çağırıyoruz" diyor!
Kemal Kılıçdaroğlu da "Eğer bir sorun varsa, oturulur, görüşülür, konuşulur bu sorun. Müttefiklik ilişkilerinin, sağlıklı bir zeminde ve anlaşmayla çözülmesi gerekir. 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında Pensilvanya'da oturan kişinin olduğunu hep beraber biliyoruz." diyor.
Tehdidin ABD'den geldiğini bilmeyen kalmadı artık! Öyleyse bu tehdide karşı bir strateji geliştirmek gerekir. Sizi parçalamaya karar vermiş devletle oturup neyi görüşeceksiniz? Yerel yönetimlere özerkliği mi? Yani PKK'nın konfederasyon modelini mi? AKP'den de CHP'den de İYİ Parti'den de istedikleri bu değil mi?