Geçtiğimiz hafta Kıbrıs Türk halkı olarak gururlandığımız, onur duyduğumuz tarihi bir gelişmeyi yaşadık. Özbekistan''ın Semerkant kentinde 11 Kasım 2022 tarihinde gerçekleştirilen 9. Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi''nde anayasal adımızla gözlemci üye olarak kabul edildiğimiz Türk Devletleri Teşkilatı''nın (TDT) Ankara''daki Olağanüstü Liderler Zirvesi''ne KKTC ilk kez katılarak düşman çatlattı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu katıldıkları toplantılarda ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler ve muhataplarına gerekli mesajları verme fırsatı buldular. Rum-Yunan ikilisi, İngiltere, AB, BM ve ABD Zirveyi iyi okumalı ve ada gerçeklerine uygun iki egemen devlete dayalı çözümü kabullenip, bölgedeki barış ve huzuru riske atacak nafile dayatmalardan kaçınmalıdır.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TDT Olağanüstü Zirvesi Devlet Başkanları Toplantısı''nda yaptığı konuşmasında, KKTC''nin Doğu Akdeniz''deki Türk varlığının,Türk dünyasının hak ve çıkarlarının temsilcisi ve yılmaz bekçisi olduğunu vurguladı. "Birliğimiz gücümüzdür" temasıyla yapılan zirvede TDT devletlerinin aynı çatı altında buluştuğunu ifade eden Tatar, "Sizlerden istirhamım haklı davamızda bizleri desteklemeniz, devletimizin uluslararası alanda hak ettiği statüyü elde etme mücadelesine katkı koymanızdır" dedi ve Kıbrıs Türk halkının yürütmekte olduğu varoluş mücadelesinde TDT devletlerinin dayanışma ve desteğinin önemine vurgu yaptı. Tatar, "Kıbrıs Türk halkı, Türk dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır ve Türk devletleri ile her alanda ilişki kurup geliştirmeye de hazırdır" dedi. Tatar, "Zulüm niteliğindeki çağ dışı olan bu izolasyonların yavaş yavaş kaldırılması, KKTC''nin önünü açacaktır" diyerek "halkıma uygulanan insanlık dışı izolasyonu da birlikte aşacağımıza inanıyor bu doğrultuda sizlerden somut adımlar beklediğimizi de ifade ediyorum" dedi.
Bakan Ertuğruloğlu, Zirve kapsamında düzenlenen Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı''na katıldı. Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlardan bahseden Ertuğruloğlu, şöyle konuştu: "Günümüze dek Kıbrıs Türk halkına uygulanan gayriinsani ve gayrihukuki izolasyonun yıkıcı sonuçlarını Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti''nin her alanda verdiği sonsuz destekle aşmaya çalıştık. Haklı davamızı bir aile olarak gördüğümüz Türk Devletleri Teşkilatı ve siz kardeşlerimizin desteği ile savunmaya devam ediyoruz. Bu dava sadece Kıbrıs Türklerinin Kıbrıs adasından var olma mücadelesinden ibaret değildir. Aynı zamanda Türkiye''nin ve Türk devletlerinin davasıdır. Bu dava 21. Yüzyılda tarihe damgasını vurmaya hazırlanan Türk dünyasının davasıdır. İnanıyorum ki, 21. Yüzyıl Türk dünyasının yüzyılı olacaktır."
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TDT Zirvesine katılmak üzere Ankara''ya gitmezden önce Avrupa Komisyonu''nda Yapısal Reform Destekten Sorumlu Genel Direktörü Mario Nava ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri''nin Siyasi İşler ve Barış İnşasından Sorumlu Yardımcısı Rosemary Dicarlo''yu ayrı ayrı kabul etti. DiCarlo''nun Kıbrıs konusunda yeni Rum Başkan''ın seçilmesiyle yeni bir süreç başlayabilir mi hususunda araştırmalar yapmakta olduğunu kendilerine söylediğini kaydeden Tatar, şöyle konuştu: "Biz de kendisine tekrar Kıbrıs konusunu, geçmişini, özünü ve içinde bulunduğumuz noktada diyalog ve teknik komite çalışmalarına olumlu baktığımızı anlattık. Ancak resmi görüşmelere geçmek için Cenevre''de yapılan 5+1 toplantısında ortaya koyduğumuz yeni siyasetimizin geçerli olduğunu, egemen eşitliğimiz, eşit uluslararası statümüzün tanınmasıyla resmi müzakerelere geçebileceğimizi kendisine detaylarıyla aktardık" dedi. Pozisyonumuz defalarca açıkça ifade edilmiş iken DiCarlo''nun ''izlenecek yolu görüşmek üzere sabırsızlanması ve Kıbrıs''a gelerek'' liderlerle görüşmesi, oynanmakta olan oyunu, rezilliği göstermeye yeterlidir. Ortak zemin yok iken, tarafların duruşları taban tabana zıt iken BM ve AB''nin müzakere ısrarını anlamak oldukça güçtür! Rum-Yunan ikilisinin biran önce müzakerelerin başlamasının ardındaki hedef Rum Başkan Hristoludis''in iddia ettiği gibi federal çözüm çerçevesinde iki toplumun barış ve huzur içerisinde yaşaması değildir. Hedeflerinin birinci aşamasında KKTC''nin tanınmasını engellemek, KKTC''yi ortadan kaldırmak sonrasında da Kıbrıs Türkünü Hristodulidis''in ''güçlendirmek hedefindeyim'' dediği ''Kıbrıs Cumhuriyeti''ne'' yama yapmaktır. KKTC olarak federasyonu hatırlatan her türlü temas,girişim ve diyalogtan uzak durulmalıdır. Federasyon döneminin icadı iki toplumlu/taraflı komiteler iptal edilmeli, bundan sonra kurulabilecek masada Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların oturacağı söylemi terkedilmeli ve masada KKTC ile GKRY''nin olacağı açıkça belirtilmelidir.
