Ekonomik sorunların nedeni hükûmetin yanlış müdahalesidir

2021 yılından beri yaşamakta olduğumuz, yüksek enflasyon, aşırı yoksullaşma, gelir dağılımının bozulması ve ekonomik ve sosyal sıkıntıların nedeni, siyasi iktidarın yanlı ve yanlış müdahalesidir.

Faiz nas yanlı bir müdahaledir. Mehmet Şimşek’in vergileri artırması yanlış müdahaledir.

Siyasi iktidarın kriz yok gibi davranması yanlı bir müdahaledir. İstikrar sorununu bölgesel ve küresel sorunlara bağlaması yanlış tespittir. Çünkü küresel büyümede ortalama birkaç puan düşme oldu ve fakat küresel enflasyon da çözüldü. Büyümenin birkaç puan düşmesi dezenflasyonist politikaların bir sonucudur.

Bölgesel sorunlara gelince, savaş hâlindeki İsrail’de yıllık TÜFE yüzde 3,5 ve Rusya’da 8,5’tir. Bizde yüzde 50’dir.

Siyasi iktidar ya verilere bakmıyor veya biliyor ve fakat algı yaratmak için doğru söylemiyor. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor ve güneş balçıkla sıvanmıyor.

Siyasi iktidar ekonomiye hiç müdahale etmeseydi, makro dengeler belki tam dengede olmazdı ve fakat bu kadar da bozuk olmazdı.

Siyasi iktidarın bu yanlışlarının başında dış ticaret açıkları geliyor.

Türkiye’nin dış ticaret açığı 2003 yılında 13,4 milyar dolar iken 2023 yılında 86,6 milyar dolara yükseldi.

Dış ticaret hacminin artması, açıkların artması demek değildir. Çin’de dış ticaret hacmi arttı ve fakat aynı zamanda dış ticaret fazlası da arttı.

dis-ticaret-acigi.jpg

Dış ticaret açığı neden bu kadar arttı?

Siyasi iktidarın, ilk günden beri yabancı yatırım sermayesi politikası yanlıştır. Diğer ülkeler genel olarak doğrudan yabancı yatırım sermayesini teşvik etti. Ama spekülatif sıcak para girişini kontrol etti. Türkiye sıcak para serabına kapıldı. 2003-2012 arası sıcak para girdi. TL değer kazandı. İthalat ucuzladı. Türkiye pamuk ekmekten vazgeçti, ithal etti. İplik ve deri fabrikalarını kapattı, ithal etti. Dışa bağımlı üretim oluştu. İhracat malı üretiminde ithal girdi oranı yüzde 80 seviyesine çıktı.

Bugün de hükûmet aynı hatayı yapıyor. Ekonomiyi sıcak paraya mahkûm etti.

Türkiye 2003 yılından 2024 yılı Ekim ayına kadar geçen 21 yıl 10 ayda toplam, 1 trilyon 126 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. (Türkiye’nin 2023 millî geliri 1 trilyon 108 milyar dolardır. )

Toplam dış ticaret açığının, dörtte üçünü Rusya ve Çin’e karşı verdik.

Açıklanan Ocak-Ekim dış ticaret verilerine göre, on ayda Çin’e karşı 34,6 milyar dolar, Rusya’ya karşı 28,3 milyar dolar olmak üzere verdiğimiz 62,9 milyar dolar açığın, dış ticaret açığımız içindeki payı yüzde 96’dır.

dis-ticaret.jpg

Türkiye’nin Çin’den teknoloji ithalatı çok sınırlıdır. Türkiye’de de üretilen malları alıyoruz.

Rusya’dan ithalatımız içinde doğal gaz ve petrol var. Türkiye'nin ithal ettiği doğal gaz fiyatları kamuoyuna açıklanmıyor. Ama sızan bilgiler veya karşı ülke açıklamalarından 2021 yılı itibarıyla Türkiye, Rusya’dan doğal gazı 1000 metreküp başına 537 dolar, Azerbaycan’dan 330 dolara alıyor. İran’dan daha düşük alıyor olabiliriz.

Dışarıdan bakınca iki soru akla geliyor?

*Türkiye, Rusya ve Çin’e mecbur mu? Putin otokrasiyi koruyor, bizimle ilgisi olmamalıdır.

*Rusya’dan doğal gaz ithalatında ve Çin’den ithalatta arada kazananlar mı var?

Yazarın Diğer Yazıları