TBMM, bu sorunu nasıl çözer?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisiyle ilgili bir belgesel çekiminde, daha önce defalarca söylediği gibi "Kürt sorununu çözmek için meşru bir organa ihtiyacımız var. HDP''yi meşru organ olarak görebiliriz" deyince, konu medyanın gündeminde birinci sıraya oturdu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "HDP''yi meşru organ görmek demek, PKK''yı muhatap almak demektir" diye tepki gösterirken, İYİ Parti''den Müsavat Dervişoğlu, "HDP''li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz? Bu meşru mu, gayrimeşru mu tartışmasına en iyi cevaptır. HDP ile AK Parti arasına sıkışan seçmen, çıkış yolunu, üçüncü alternatifi arıyor. Hiç kimse Kürt seçmen kitlesini HDP''nin sadık bendesi olarak görmesin. Siyasetin görevi onlara gidecek yeri göstermektir" dedi.
Yani konu, seçimlerle doğrudan ilgilidir!
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ise açılım süreci ve öncesindeki söylemlerinin unutulduğunu varsayarak "Kürt sorunu yoktur, biz o sorunu çözdük" dedi.
Kılıçdaroğlu, eleştirileri cevaplandırırken de "Bir sorun varsa bu sorunu çözecek organ hangisi? TBMM. TBMM''den daha büyük bir güç yoktur. Millî Kurtuluş Savaşı''nı veren Meclis, bizim TBMM''dir." diye konuştu.
***
Bu tartışmaların dışına çıkarak bakarsak, bir defa TBMM''nin iradesinin tek adam yönetiminde olduğunu hatırlatırız. Dolayısıyla, Meclis, konuyu görüşse bile sınırlarını belirleyecek olan Tayyip Erdoğan ve ittifak ortağı Devlet Bahçeli''dir. Mevcut durumda çoğunluk onlardadır.
Diyelim ki seçim yapıldı, Millet İttifakı da çoğunluğu aldı; TBMM, "sorun" olarak neyi görüşecek? O zaman da Cumhurbaşkanı kim olacak ise görüşmenin sınırlarını o belirleyecek...
Meclis''in bu konuda neyi görüşeceğini, Oslo sürecinin basına sızdırılan görüşmelerinde koordinatör ülke temsilcisi söylemişti: "Sizi buraya biz topladık, Abdullah Öcalan''ın talepleri TBMM''de görüşülecektir."
"Sorun" denilen, işte bu dayatmadır! Daha önceleri Tayyip Erdoğan''ın kullandığı "Kürt sorunu" kavramı, birinci düğmenin yanlış iliklenmesidir. Ondan sonra atılacak bütün adımlar yanlış olur!
***
Peki sorun nasıl mı çözülür? Bunu, 1989 yılında, İtalya Carabinieri Genel Komutanı Roberto Jucci, o zaman Roma''da yarbay rütbesiyle askerî ataşe olan emekli tümgeneral Osman Özbek''e, veda ziyareti sırasında söylemişti. İki ay önce de yazdım ama görüşmenin ilgili bölümü şöyleydi:
Roberto Jucci: Ağrı''ya mı atandınız? Çok dikkat etmelisiniz. O bölgede PKK çok etkindir.
Osman Özbek: PKK''nın nerede ne kadar etkin olduğunu bilecek kadar Türkiye ile ilgilisiniz demek…
Roberto Jucci: Bilgim şuradan geliyor: Bizde her Salı günü İtalya Millî Güvenlik Kurulu toplanır, ben de görevimden dolayı bu toplantılara katılırım. Toplantılarda Türkiye konusu da beş dakika konuşulur. Bu beş dakikanın üç-dört dakikasında uzmanlar PKK eylemleri hakkında bilgi verir.
Osman Özbek: Peki sayın komutan, Türkiye bu mücadeleye 1984''te başladı. Beş yıl oldu, henüz terörü sona erdiremedik. Sizin böyle bir sorununuz olsa ne yapardınız?
Roberto Jucci: Osman Bey, bizdeki verilere göre PKK bir ABD projesidir. Türkiye, İtalya gibi bir NATO üyesi olduğuna göre bu sorunu ABD ile görüşerek çözebilir. Örgütün arkasında ABD olduğu ve bunu yok saydığınız sürece terörü bitiremezsiniz…
***
Zaman Roberto Jucci''yi haklı çıkarmıştır. Tabii onun gördüğünü biz de görüyor ve yazıyorduk ama bu gerçeği siyasi parti genel başkanları yok sayıyordu! Şimdi de Suriye''nin kuzeydoğusunda PKK, ABD desteğiyle 100 bin kişilik ordu haline geldi! TBMM, bu sorunu, ancak Mustafa Kemal Paşa yöntemleriyle, emperyalist işgalle mücadele ederek çözer; Öcalan''ın taleplerini görüşerek değil...

Yazarın Diğer Yazıları