Tayyip Erdoğan'ın kompartımanları!
Tayyip Erdoğan, “Biz kafamızda kompartımanlara bölmediğimiz için gönlümüzde de sözümüzde de işimizde de ayrım yoktur. Her alanda adaleti hakim kılmak, her vatandaşımızın refah düzeyini yükseltmek, herkes için demokrasiyi en ileri düzeyde işler hale getirmek amacındayız. 70 milyon vatandaşımızı aynı hassasiyetle kucaklıyoruz. Hiç birisi arasında ayrım yapmadan, tüm bölgelerde aynı heyecanla hizmet üretiyoruz. Ayrımcılıkla, gönül kırmakla işimiz yoktur” dedi.
Ne güzel değil mi?
Başbakan dediğin tam da böyle olmalı!
Fakat Erdoğan, sözlerini uyguladı mı?
* * *
Ülke ekonomisinin yabancılara devredilmesine karşı çıkanlara kendisi ve arkadaşları her gün hakaret ediyor! Üstelik, bu düşüncede olan herkesi çetelerle bağlantılı gibi göstermeye ve bu suretle etkisiz bırakmaya çalışıyorlar.
Gönülleri böyle mi yapıyor sayın Başbakan?
Devlet kadrolarında ehliyet ve liyakat bir kenara bırakılmış, sadece AKP taraftarlığı önem kazanmıştır. Demokrat Parti de aynen böyleydi! Sınav açılır, imtihanı birincilikle kazananlar atama beklerken, DP’lilerin çocukları işe başlatılırdı.
Kişiler için yönetmelik çıkarılır mı? AKP döneminde çıkarılıyor. İş bittikten sonra iptal ediliyor!
Adalet böyle mi sağlanıyor?
* * *
Gelelim medyaya?
Başbakan gazetecilere adaletli mi davranıyor?
Bugüne kadar Başbakan’ın hiçbir faaliyetine davet edilmedim? Neden acaba? Eleştiriyorum diye mi? Oysa eleştirenler kendisinin hata yapmasını önlemiş olur. Ama nefsi eleştiriyi kabullenemiyor!
Yıllar önce çalıştığımız gazete ile birlikte okurlara, “Hz. Ali’nin devlet adamlarına öğütleri” başlıklı bir kitapçık vermiştik. Hz. Ali, Mısır’a vali olarak gönderdiği kişiye öğütlerde bulunurken şöyle demişti:
“-Memurlarını seçerken devlet suçlarından sorumlu olanları seçme; devlete millete vefalı, karakteri sağlam olanları seç.
-Şahsi menfaat beklemeden devletin, milletin menfaatlerini konuşabilecek, doğru, dürüst, nazik ve cesareti olanları seç
-Halka karşı daima içinde sevgi ve nezaket besle. Onlara bir canavar gibi davranma ve onları azarlama.
-Halktan birileri yanına korkarak gelmesin, seninle konuşurken dili sürçmesin.
-Şahsi yakınlık ve tesir altında kalarak hiç kimseye vazife verme.
-Alkışa ve yersiz övgüye müsamaha etmek insanı büyüklenmeye sevk eder ve kibre yaklaştırır. Sakın insanların iyisiyle kötüsü senin yanında bir olmasın.”
* * *
Tayyip Bey, halkı zaman zaman azarlıyorsunuz, sizi eleştirenlere hiçbir hak tanımadığınız gibi onları küçümsüyor, hatta terörist muamelesi yapıyorsunuz. Kendi yakın siyasi çevreniz dışında devlet kadrolarında hiçbir kişiye yetki vermiyorsunuz, üstelik bunları yaparken vatan topraklarını, ormanlarını, akarsularını bile satmaya çalışıyorsunuz?
Bu mu sizin adaletli yönetim anlayışınız?
İşte ATV-Sabah’ın satışı ile ilgili olarak hakkınızda verilen gensoru önergesinde “İstenilen sonuçları almak için ihale öncesi ve sonrası olaya müdahil oldu, yetkisini bir grubun avantajı için kötüye kullandı” deniliyor.
Bu mu sizin adalet anlayışınız?
“Adrese teslim medya pazarlaması” mı adalet, yoksa reklam verilmesini yasakladığınız Kanaltürk’ün boğulması mı?
Kafanızda kompartımanlar olmasa, böyle yapar mıydınız?