“Tayyip Bey’e şantaj”, Kemal Bey’e uyarı!
Yeniçağ gazetesinde ekonomi yazıları yazan CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Esfender Korkmaz’ın 22 Ekim 2010 tarihli yazısında önemli mesajlar vardı. Aslında yazının çıktığı gün dikkatimi çekmişti ama diğer gazeteler ilgilenmedi. Bari ben hatırlatayım.
Korkmaz Hoca “Türkiye balonu er geç patlar” başlıklı yazısında “AKP iktidara geldiğinde, Türkiye’nin cari açığı, bir milyar doların altında iken, bu sene 40 milyar dolara çıktı. AKP iktidarında, bu sene dahil 180 milyar dolar cari açık verdik. Bu açığı borçla ve varlık satışlarımızla karşıladık. Değerli TL sorunu Türkiye’yi soyma planıdır. Değerlenmiş parayı savunanlar, bu soygunda ortaktır” dedikten sonra bombayı patlatıyordu:
“Ekonomiyi yabancıya peşkeş çekenleri, IMF ajanlarını herkes tanıyor. Bugünkü ekonomik soygun düzenini kuranlar, koalisyon dağıtanlar, yeniden Türkiye’de söz sahibi olmak yolundadır.”
* * *
“Bugünkü ekonomik düzeni kuranlar, koalisyon dağıtanlar” dan kasıt kimdir peki?
Kemal Derviş ve ekibi değil mi?
Peki Korkmaz Hoca, “Bunlar yeniden Türkiye’de söz sahibi olmak yolundadır” derken kime uyarıda bulunmuş oluyordu?
O sırada Kemal Derviş ile kim görüşmüştü?
Kemal Kılıçdaroğlu değil mi?
* * *
Bir okurumuz, milli çizgide gördüğü köşe yazarlarına gönderdiği notta, “Bugün ABD’nin görünür ve görünmez güçleri ile Türkiye dahil birçok ülkede hükümet devirdiği, iktidara kendisine yakın partiyi getirdiği bir gerçektir. Bunu çok iyi bilen Kemal Kılıçdaroğlu da çok haklı olarak takıyye yapmaktadır. ABD’ye şirin görünmeye çalışmaktadır. Bu durumu deşifre etmeyin, çünkü çok kötü günler yaşıyoruz” diyor.
Eğer durum böyleyse, daha da kötü değil mi? Bu zihniyetle vatan kurtulur mu?
Hem sonra şu andaki iktidar da Batı’ya karşı takıyye yaptıkları iddiasını, oy almak için kullanmıyor mu? En azından bu söylentiyi halk arasında kendileri yaymıyor mu?
Baksanıza, Erbakan Hoca bile, “AKP’deki evlatlarım, bilerek İslam’a kötülük etmezler ama farkına varmadan Yahudi’nin askeri olurlar” diyor.
Halk arasında ise Tayyip Erdoğan’ın rejimi değiştirebilmek için ABD ve AB’nin isteklerini yerine getirdiği yolunda söylentileri dolaştırılıyor.
İnternet yoluyla, bütün köşe yazarlarına gönderilen başka bir mektup ise Erdoğan’ın Amerikalılarla görüşmeleriyle ilgili:
“Temalar” adlı belgede, “Tayyip Bey’e şantaj kasetleri” nden bahsediliyor!
İddiaya göre “İstanbul’daki ABD Başkonsolosluğu’nda Tayyip Bey’in önüne bir yol haritası konuluyor ve Başbakan olması halinde yapması istenen her şey tek tek anlatılıyor. Tayyip Bey de bunları not alıyor. İşte, bu sahneler kaydedilmiş.. Şimdi kendisine ’bu kasetleri yayınlarız’ diye şantaj yapılıyor..”
AKP Silahlı Kuvvetleri!
Bu iddiayı bir tarafa bıraksak bile rejimin ABD ve AB’nin desteğiyle değiştirilmekte olduğu çıplak gözle görünmüyor mu? Zaten AKP’yi, CFR’nin özerklik taleplerini program haline getirerek kurmadılar mı?
İşte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerini almak üzere profesyonel, “AKP Silahlı Kuvvetleri” de kuruluyor! Az kaldı! “Sözleşmeli er modeli” ile kurulacak paralı ordu, fiilen kimin ordusu olacak ve kiminle çatışacak zannediyorsunuz? “Ankara’nın şerri” nden “Brüksel’in şefaati” ne sığındıklarını söyleyenlerin kastettiği Ankara, hangi kurumdur?
Şimdi bu gidişi önlemek için Tayyip Erdoğan’ın rolünü Kemal Kılıçdaroğlu’nun üstlenmesini beklemek doğru olur mu?
O da Kemal Derviş politikalarına teslim olacaksa CHP’nin iktidarına ne gerek var? Mevcut iktidar, zaten ülke ekonomisini yabancılara teslim etmiş durumdadır. Devleti kuran partinin de onlar gibi davranması halinde geriye ne kalıyor?