Tayyip Bey, gizli memorandumu kimlerle görüştü?
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Sayın Başbakan önce şunu açıklasın. Kara kapılar arkasında, karanlık odalarda hangi savcılarla görüştü de parlamentoya geldi, milletvekili seçildi. Bunu bir açıklasın” sözlerine ısrarla cevap veriyor ve
“Hukukta, müfteri yani iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Sen böyle bir iddianın sahibisin, eğer dürüstsen diyorum ki ‘Bunu açıklamaya mecbursun. Açıklamadığın takdirde namertsin’ diyorum. Tayyip Erdoğan’ın karanlık odalarda görüştüğü hiçbir savcı yoktur. Bugüne kadar milletten başka hiç kimseden icazet almadı, almaz. Hayatım benim bununla geçti. Bunu ispat etmeye, açıklamaya mecbursun. Açıklamadığın takdirde bir müfteri olarak anılacaksın” diyor.
Bahçeli, cevaba karşı da Tayyip Erdoğan’ın Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanlığını gündeme getiriyor.
* * *
Bahçeli, bu konularda tam 8 yıl geç kalmıştır. Bu iddialar AKP kurulurken ve Tayyip Erdoğan, ara seçim icat edilerek Siirt milletvekili seçilirken, önündeki mahkûmiyet engeli kaldırılıp kendisine Başbakanlık teslim edilirken gündeme getirilmeliydi.
Elbette bu konularda Bahçeli ne biliyorsa açıklamalıdır.
Fakat, AKP’nin iç ve dış bazı odakların desteği ile kurulduğunu bilmeyen mi var? Tayyip Bey, Bahçeli’nin şimdi öne sürdüğü iddiaları da geçiştirmemelidir.
Tayyip Erdoğan’ın Başbakan olmadan önce içeride TÜSİAD, dışarıda da Yahudi kuruluşları ile görüştüğü, ayrıca ziyaret ettiği ABD ve Avrupa’da Başbakan gibi karşılandığı, bütün dünyanın kendisini meşru başbakan olarak gördüğü yönünde psikolojik operasyon uyguladığı ve bunu da başardığı bir gerçektir.
* * *
Daha vahim olmak üzere, Amerika’daki temasları sırasında görüştüğü bir lobi şirketinden kendisine gönderilen CFR kaynaklı bir gizli memorandumu, parti programı haline getirdiğini belgesi ile biz ispatlamıştık. Bu belgeden ilk olarak 26 Ağustos 2001 tarihli Büyük Kurultay’da 16. sayfadaki “Yazıt” sütunumda “Mr. Tayyip Erdoğan’ı ürperten belge” başlıklı yazıda bahsetmiştik. Daha sonra belgenin suretini “Küresel Haçlı Seferi” adlı kitabımızda da yayımladık. Ne yayım sırasında ne de 2002 seçimlerinde Bahçeli, “bu belge nedir” diye sormadı!
Madem ki şimdi bu konular seçim vesilesiyle gündeme getirildi, herkes ne biliyorsa açıklamalıdır.
Memorandumda Tayyip Erdoğan’a, “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız..” deniliyordu.
Belgede dünya kelimesiyle kastedilen, uluslararası güç merkezleridir. Yani ABD veya Avrupa değil, dünya hükümeti kurmaya çalışan örgütlerdir. Ankara kelimesinden de Genelkurmay anlaşılmalıdır.
* * *
Kısacası, Erdoğan’a deniliyordu ki, “Küreselleşmeye kayıtsız şartsız boyun eğecek misin? Küreselleşme şehir devletleri dönemi demektir. Etnik nüfusa göre, kendi ülkeni otonom şehir devletlerine ayıracak mısın? Bu devletlerin kendi askeri ve polis güçlerini kurmalarına izin verecek misin?”
Daha da kısası Erdoğan’a deniliyor ki, “Mistır Erdoğan, başbakan olursan, ülkeni kolay bölebilmemiz için bizimle ortak çalışma yapacak mısın? Genelkurmay ile savaşacak mısın?”
Evet, tam 8 yıldır Tayyip Bey’den bu konuda bir açıklama bekliyoruz!