Tatar Mersin'e Akıncı tersine!
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının niyetinde, hedefinde bir değişiklik olmamasına rağmen Rumlarla müzakerelere yeniden başlamak istemektedir. Akıncı yeniden başlaması için çaba harcadığı müzakerelerden sonuç alınamayacağını bilmemekte midir? Rum tarafının Crans Montana'da çöken federasyon görüşmelerinde savundukları noktadan daha katı ve uzlaşmaz bir durumda olduklarını görmüyor mudur? 9 Ağustos'da Anastasiadis ile yaptığı görüşmeden çıkan tek sonuç iki liderin, iki toplumlu, iki bölgeli federasyona olan bağlılıklarını bildirmek olmuştur ki bu herhangi bir ilerleme, gelişme değildir. Tersine çöken federasyon müzakereleri sonrasında iki liderin kendi halkları ile dalga geçmesidir... Rumun anladığı federasyon üniter yapıdaki devlete Kıbrıs Türkleri'nin yamalanmasını öngörmektedir. Ruma göre azınlık olan Kıbrıs Türklerinin yeni kurulacak düzende karar alma mekanizmasında etkin rol almaları mümkün değildir. Anlayacağınız adamlar açıkça bizi azınlık olarak gördüklerini, Kıbrıs'ın tamamında etkin olacak bir İdare altında yaşamamıza müsaade edeceklerini açıkça söylemektedirler. Rum tarafı nasıl bir çözüm istedikleri konusunda ne istediklerini açıkça ortaya koyarken, ibret-i şayan olan Akıncı'nın buna rağmen müzakere istemesidir. Akıncı'nın müzakerelerin başlamasını kişisel nedenlerle, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi için istediği ortadadır. Eğer müzakereler başlayacak olursa Akıncı, Kıbrıs Türküne dönerek, 'bakınız müzakereleri başlattım, Anastasiadis'i ikna etmek üzereyim, anlaşma için bana bir fırsat daha veriniz' diyecek ve yeniden seçilmenin önünü açacaktır. Halbuki Kıbrıs Türk halkı Akıncı'nın gerçek yüzünü, neyin peşinde olduğunu çok iyi anlamıştır ve aday olması halinde onu sandığa gömmeye hazırlanmaktadır.
***
Geçtiğimiz hafta KKTC Başbakanı Ersin Tatar ile Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve heyetleri Ankara'ya gelerek, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında önemli bir görüşme gerçekleştirdiler. Heyetler arasındaki görüşmede Türkiye'nin KKTC'ye sağlayacağı mali destek konusu ve bununla ilişikli olan Mali ve Ekonomik Protokol ile Kıbrıs sorununda izlenecek yol masaya yatırıldı. Erdoğan ve Tatar görüşme sonrasında yaptıkları açıklamada Türkiye-KKTC ilişkilerini herzamankinden daha iyi bir seviyeye çıkarmak üzere çalıştıklarını bildirdiler. Erdoğan, ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada "Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin güvenliği ve refahı için yürüttüğü çalışmaları desteklemeye devam etmektedir, devam edeceğiz. Kendi haklarımızı nasıl savunuyorsak, Kıbrıs Türkleri'nin de Ada'daki ve bölgedeki çıkarlarını aynı kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. Sorunun ortaya çıkışı da bugüne kadar gelişi de tamamen Rumların uzlaşmaz tavırlarından kaynaklanmaktadır." ifadelerini kullandı. Erdoğan, Türkiye'den değil de Avrupa'dan, Amerika'dan medet uman Akıncı'ya da mesaj verdi, şunları söyledi; "Maalesef Avrupa Birliği'nin ve uluslararası toplumun attığı her adım, Kıbrıs Rumlarını çözüm değil çözümsüzlük yolunda cesaretlendirmektedir. Bu süreçte asıl önemli olan Kıbrıs Türklerinin kendi içlerindeki birliği, beraberliği, dayanışmayı güçlü tutmasıdır."
Başbakan Tatar da konuşmasında Türkiye Cumhuriyetinin Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz'de hak ve çıkarlarını korumak için attığı adımların önemine vurgu yaparak, Kıbrıs'ta iki eşit halkın olduğunu kaydetti ve Kıbrıs Türk halkının arkasında Türkiye oluğu sürece Doğu Akdeniz'deki hak ve çıkarlarını sonuna kadar koruyacaklarını belirtti.
Kıbrıs'ta yeni bir müzakere süreci konusunda dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Tatar, Federal çözüm zemininin Crans Montana'da geride kaldığını, müzakerelere kaldığı yerden değil, sonuç odaklı, sonuç alıcı bir noktadan başlamak istediklerini söyledi.
Kıbrıs Türk halkının her zaman barış ve anlaşmadan yana olduğunu, ancak Türkiye Cumhuriyetinin garantörlüğünün her zaman öncelikleri olduğunu belirten Tatar, Türkiye'nin bundan sonraki bir anlaşmada da garantörlüğünün devam etmesi gerektiğini belirtti.
***
Başbakan Tatar'ın ve başında bulunduğu hükümetin Anavatan Türkiye'ye bağlılığı ve uyum içerisinde çalışma azmi ne kadar çok ise Akıncı'nın Türkiye'ye bakışı ise bir o kadar azdır,minimal seviyededir. Akıncı'ya Rumla birleşme mi, Türkiye ile birleşme mi sorduğunuzda cevap maalesef gavurdan yanadır. Tatar ebedi liderimiz Denktaş'ın yaptığı gibi Anadolu'nun ayrılmaz bir parçası olduğumuzun bilincindedir ve bu amaçla sık sık Türkiye'ye gitmekte ve Kıbrıs sorununu canlı tutarak kardeşlerimizi bilgilendirmekte, bilinçlendirmektedir. Tatar geçtiğimiz günlerde Mersin, Konya ve sonrasında da Malazgirt ile Ahlat'ı ziyaret etmiştir. Tatar, Anavatan Türkiye ile daha fazla yakınlaşmak,daha da kenetlenmek isterken Akıncı bir o kadar uzaklaşmak, Ruma, AB'ye ve emperyalist ülkelere daha yakın olmayı hedef edinmiştir. Kıbrıs Türk halkı Nisan ayında, Anavatan Türkiye ile yakın, kopmaz ilişkiler içerisinde olacak, başında bulunduğu devlete bağlı, yeminine sadık, milli davamızı savunacak bir lidere inşallah kavuşacaktır...