Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Taşlar yerinden oynar

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları çerçevesinde yapmış olduğu araştırmalar, başta Yunanistan olmak üzere, Doğu Akdeniz'de çıkar peşinde ve aynı zamanda Türkiye'yle ilişkileri iyi olmayan ülkeleri rahatsız etmiştir. Bu ülkeler söylemlerle, eylemlerle ve tahriklerle, Türkiye'yi haklarından vazgeçirmek için işbirliği içerisinde çaba göstermektedirler.

Tahrikleri devam ediyor

Yunanistan, gösterilen bu çabalarda başroldedir. Türkiye'nin kendi kıta sahanlığında sismik araştırma yapmasını hazmedememiş, kendisine müttefikler bularak itiraza başlamıştır. Yunanistan'a arka çıkmakta da en hevesli ülke olarak sahneye Fransa çıkmıştır.

Fransa'nın amacı, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarından pay koparmak, Libya'da, BM'nin tanıdığı ve Türkiye'nin desteklediği meşru hükümetin karşısındaki isyancı Hafter'den yana tavır alarak Türkiye'yi zora sokmak ve meşru haklarından mahrum etmeye çalışmaktır.

AB, haklı taraf Türkiye'nin değil, haksızlığını bile bile Yunanistan'ın arkasındadır. Arabuluculuğa soyunan Almanya dahi, tarafsız olması gerekirken o da aynı safta yer almıştır.

S. Arabistan, Yunanistan'a 12 uçak tahsis etmiştir. Batının ve S. Arabistan'ın maşası BAE, ilişkilerimizin iyi olmadığı ve kendisiyle hukuksuz bir deniz yetki anlaşması imzaladığı Mısır, İsrail, hatta Arnavutluk bile Yunanistan'dan yanadır. ABD dahi Yunanistan'a yakın durmaktadır.

Arkasına bu kadar ülkeyi alan Yunanistan, bu desteğin verdiği havayla iyice şımararak tahriklerini arttırmıştır. Sismik araştırma gemimizi engellemeye çalışmış, NAVTEX ilan ettiğimiz bölgeleri ihlale teşebbüs etmiş, cevaplarını almıştır. Batıdaki karasularını 12 mile çıkaracağını açıklamış, bilahare doğuda da ilan edebileceğini ifade ederek gerginliği tırmandırmıştır. Meis adasına da asker sevk ederek gösteri yapmıştır.

Kendine mi güveniyor?

Yunanistan tek başına Türkiye'yle başa çıkamayacağını bilmekte, kendisine destek olan ve teşvik eden ülkelere güvenerek bu şekilde hareket etmektedir. Kurtuluş Savaşından ders almadığı anlaşılmaktadır. O zaman da İngiltere'nin desteğini alarak hareket ettiğini ancak bozguna uğradığını unutmuşa benzemektedir.

Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının savaş nedeni sayacağını daha önce ilan etmiş ve bunun arkasında durduğunu da açıklamıştır.

Yunanistan, Fransa'nın "Türkiye ancak fiili müdahaleden anlar" anlamındaki beyanından, arkasındaki ülkelerin Türkiye'ye müdahalede kendisiyle birlikte olacağını düşünmektedir.

Müzakere edilecek bir şey yok

Türkiye'nin Yunanistan'la müzakere edeceği, diyaloğa gireceği bir konu yoktur. Yunanistan'ın yaptıklarının tümü, Lozan anlaşmasına, Paris sözleşmesine, uluslararası deniz hukukuna, uluslararası mahkeme karar ve içtihatlarına aykırıdır. Bunlardan derhal vazgeçmelidir. Vazgeçmediği gibi üstüne daha da hukuk dışı girişimlerde bulunmaktadır.

Yunanistan, arkasına aldığı ülkelere fazla güvenmemelidir. Onların ateşi elleriyle değil, maşayla tutacağını hesaplamalıdır. O maşanın da kendisi olduğunu bilmelidir. BAE gibi kaçak tetikçilerle işbirliği yapmanın, Türkiye'nin Libya'dan kalan hesapla birlikte kendisine fatura edileceğini de dikkate almalıdır. Hak ve hukukumuz çiğnenemez. Taviz verilemez.

Fiili müdahalede bulunur mu?

Yunanistan'dan Lozan anlaşmasının gereklerini eksiksiz olarak istemek şarttır. Ayrıca Yunanistan, Lozan Anlaşması ve Paris sözleşmesiyle kendisine verilmeyen, Türkiye'ye ait olduğu bilinen 18 adacığı işgal etmesinin, askeri tesis kurmasının Türkiye tarafından hesabı sorulmadığı için provokatif hareket etmektedir. 2004 ve sonrasındaki bu işgal, Türkiye'deki yönetim tarafından da bir türlü izah edilememiştir.

Türkiye ve Yunanistan NATO üyesidir. ABD ve AB ülkelerinin çoğu NATO ülkesidir. Yunanistan'ın fiili müdahaleye cesaretinin olmadığı değerlendirilmektedir. Velev ki Türk gemi ve uçaklarına müdahale ederse cevabı, misliyle değil, bir daha teşebbüs edemeyecek şekilde, çok kısa sürede ve tam güçle verilmelidir. Bu durumda zaten taşlar yerinden oynar, NATO da çatırdar.

1964'de ABD ile anlaşmazlıkta Başkan Johnson'un küstahça mektubuna, rahmetli Kahraman İsmet İnönü'nün verdiği cevap gibi "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini bulur."

Yazarın Diğer Yazıları