Tapunuza da göz diktiler!
Kentsel dönüşüm için hazırlanan yasal düzenlemeye göre, devlet kentsel dönüşüme giren binalarda her tapuya beşte bir oranında destek verecek ama bunun karşılığında tapuya da aynı oranda ortak olacak!
Haber Global’e konuşan ve konuyu yorumlayan Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu model; tapuda ortaklık... Buradaki genel bilgi şu; kamu yani devlet yenilemek istediğiniz binada hissedar oluyor. Ama bu, mülkiyet hakkını bertaraf eden bir hissedarlık olarak tanımlanmıyor. Hak sahibinin ölümünden sonra varisler binayı satmak isterse, kamu, dönüşüm desteği için başta hangi oranda ortak olduysa yine o oranda satıştan pay alıyor."
Kiraz, modelin nasıl uygulanacağı ile ilgili şunları söyledi: “Diyelim ki devlet sizin dairenizin dönüşümü için yüzde 20 destek vererek ortak oldu. Daire satıldığında güncel satış fiyatı ne ise yüzde 20'sini alıyor. Kamu, ilk defa, ‘İpotek yapmayacağım, hissedar olacağım, hiçbir zaman ortaklığın sonlandırılmasını istemeyeceğim' diyor. Devlet bu parayı hissedar olarak hibe ediyor aslına bakarsanız."
***
Bu duruma göre devlet, kentsel dönüşümü desteklemek adı altında, her dairenin satışından veya miras yoluyla intikalinden rant elde etmiş olacak...
Yıkımdan önce 1 milyon liraya satamadığınız bir daireniz varsa, devlet sizi hem krediyle borçlandıracak hem de yüzde 20’lik destek verecek... Siz kredi taksitlerini ödeyemeyip yeni dairenizi satarsanız, satış bedelinin yüzde 20’sini devlete ödeyeceksiniz...
Bu arada, depreme dayanıklı yeni dairenin fiyatı beş katına, on katına çıkacak. Siz satıştan aldığınız parayı kredi borcuna ve devlete verirken, elinizde kalan parayla başka bir daire alamayacaksınız. Devlet ise hibe gibi göstererek verdiği desteği, beş misliyle, on misliyle sizin sırtınızdan geri almış olacak...
Devlet, kendi parasını çalıştırmış, bu arada vatandaşın mülkünü elinden almış olacak... Böyle devlet olmaz!
***
Kentsel dönüşüm böyle bir şey değildir. Vatandaşı, taksitlerini ödeyemeyeceği kredi borcunun altına sokmak, ayrıca tapuya ortak olmak, soygundur!
Peki ne yapılabilir?
Bir binanın yıkılıp yeniden yapılması kentsel dönüşüm değildir. Kentsel dönüşüm, ada ada planlanır. Bir adanın tümden yıkılıp yeniden yapılması halinde, mevcut konutların iki katı konut üretilir ve bunların satışından, bütün maliyet karşılanır, kâra da geçilir. Projeyi TOKİ’nin veya belediye kuruluşlarının planlaması gerekir. Bu sistemde vatandaş, tek kuruş harcamadan depreme dayanıklı konutuna geçer...
***
Osmanlı döneminde, bir araziyi devletten kiralayan çiftçi “tapu vergisi” öderdi. Tapu vergisi, bir defa verilirdi. Üründen ise “öşür” adı altında onda bir oranında vergi alınırdı. Bunun dışında vergiyi tahsil edenlere de vergi ödenir, ayrıca otlak vergisi, küçükbaş hayvan vergisi, evlenme vergisi gibi vergiler de ödenirdi. Vergilendirme, tımarlı sipahi sistemi içinde zulme dönüşür, onda bir oranı beşte bire çıkarılır, bazen çiftçinin gelirinin yarısına el konulurdu...
Dadaloğlu, bu sebeple “Ekende yok biçende yok, yiyende ortak Osmanlı” demişti...
***
Şimdi hazırlanan düzenleme, vatandaşın depreme dayanıklı konut ihtiyacını karşılamak adına ranta yatırım yapmaktır, fırsatçılıktır. Devlet, vatandaşını soydurmamak için vardır; vatandaşın sırtından rant elde etmek için değil...
Getirilmek istenen sistemin benzeri ABD’de uygulanmıştır ama halk soyulmuştur! Mortgage sistemi ipoteğe dayanıyordu ve senetler borsada alınıp satılıyordu!
Türkiye’de getirilmek istenen sistemde de devletin, tapudaki hissesini satması söz konusudur!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasal olarak “sosyal bir hukuk devleti”dir, “kapitalist devlet” değildir.
Bir ara Millî Görüş Hareketi’nin “adil düzen” diye tanıttığı sistemde de devletin beşte bir oranında yatırımlara ortak olması esas alınmıştı... Tapuya ortak olmak fikri de bu anlayıştan mı çıktı yoksa?
Devletin tapuya ortak olması fikri, mevcut nüfusun sahip olduğu mülkün elinden alınması ve dışarıdan gelenlere devredilmesine hizmet eder! Yoksa asıl hedef bu mudur?