Tanrı’yı AKP’yi kapatmaya zorlamak!

AKP, Türkiye’nin sinir uçları olan dini tartışmaları esas alarak varolmuş ve gerginlik stratejisi ile hayat bulmuş bir partidir. Son gerginlik alanları, sözde din temelli gayelerle, ordu ve yargı ile hesaplaşmaktır. Ancak, objektif gözler, AKP’nin İslam dininden çok, uygulamada Hıristiyanlığa hizmet ettiğini tespit etmektedir. Akdamar kilisesi, Sümela Manastırı ve Tarsus’taki Aziz Paul kilisesini ibadete açmak bu cümledendir.
Sadece bunlar değil elbette. Hıristiyan din adamları da Hıristiyanlığa bu kadar hizmeti geçen başka bir başbakanın olmadığını alenen söyleyebiliyor.
Merkezi İngiltere’de bulunan Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi ve İngiltere Büyükelçiliği’nin “Barış Diyarı Mardin” adlı konferansı, Artuklu Üniversitesi’nde düzenleyebilmesi ve bir İslam bilgininin cihatla ilgili fetvalarını tartışma konusu yapabilmesi de AKP iktidarı sayesindedir. Cihad, İslam’da farzdır. İslamın farzlarını, İngiliz gizli servisinin elemanları mı belirleyecek ki Mardin’de onlara böyle bir tartışma imkanı veriliyor? Tartıştıkları konu da “İşgale karşı direniş olsun mu olmasın mı?” Bağımsızlığını korumak için işgalcilere karşı, canını dişine takmış ve mazlum milletlere örnek bir zafer kazanmış bir ülkede oluyor bütün bunlar?
***
Bereket versin ki muhalefet meselenin farkındadır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Uygulama ve politikalarıyla batılı değerlerin İslam coğrafyasında taşeronluğunu yapan AKP hükümetinin bu toplantının tertibindeki rolü ve yeri nedir? Giderek yaklaşan İran’a saldırılma ihtimali üzerine, bu ülkenin Müslüman halkının manevi direnme dayanakları hakkında kuşkular mı uyandırılmak istemektedir? Ülkemizde yapılan bu toplantı ile on binlerce şehidin üzerinde yükseldiği Filistin direnişi, dini gerekçelerle kırılmak mı istenmektedir? İslam dünyasında başlayan anti emperyalist tepkiler, sürdürülen eş başkanlık görevinin gereği olarak, söndürülmek mi istenmektedir?” diye sorduktan sonra, AKP’nin İslam dünyasına sokulmuş bir “Truva atı” olduğu tespitini tekrarladı.
Bizim de “İslam’ın Truvası” adlı eserimizde anlatmaya çalıştığımız tablo, işte bu tablodur!
***
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise yargıyı ele geçirme girişimlerini anlatırken “İslam tarihinde yargıya yönelik ilk müdahale Emeviler döneminde yapılmıştır. Ehl-i Beyt’e yönelik hareketlerin arkasında bunlar vardır. İslam’ın en kutsal değerlerini ve Hz. Peygamber’in ailesini hedef alan uygulamalar yapmışlardır. Buna karşı çıkanlar olmuştur. Bunların başında İmam-ı Azam Ebu Hanife vardır. Bu davranışına karşılık büyük işkence görmüş ve hapishanede ölmüştür. İslam’da dini siyasete alet etmenin öncüsü Muaviye’dir” dedi. Bilindiği gibi Baykal, daha önce de AKP’yi “Muaviye politikası” takip etmekle suçlamıştı.
***
Baykal bir de “Anayasaya aykırı bir düzenleme bilerek yapılıyorsa, göze alınarak yapılıyor, ’risk alıyoruz’diyorlar. Risk almak ne demek? Gövdemizi bu işin altına koyuyoruz diyorlar. Ne demek bunlar. Anayasayı ihlalden mahkum olma riskini göze alıyorlar demektir” tespitini yaptı.
Özetle; AKP, Siyonistlerin “Tanrı’yı kıyamete zorlamak” taktiğine benzer bir şekilde, Cumhuriyet Başsavcısını, kapatma davası açmaya zorluyor. Dava açılacak ki seçime yine mağdur olarak girecekler! Böylece, yeniden oyları toplayıp iktidarlarını sürdürecekler! Türkiye bu oyuna artık düşmeyecektir.

Yazarın Diğer Yazıları