Tanka topa ne gerek var Kadir Bey bir bakış atardı!
Eller lütfen; şu "askeri vesayetle savaş" tayfası ellerini kaldırabilir mi, görebilir miyiz?
Bir soralım bakalım;
"Fırat'ın doğusu"na doğru şöyle önden önden siz gitmek ister misiniz; belki meseleyi -dün ellerindeki mühimmata dair az buçuk bilgi verdiğim- terör örgütü, ay çok pardon "Suriye muhalefeti"ne çiçek atarak, öpücük yollayarak halletmeyi denersiniz!
Kadir Bey, "üç numaralı bakışını" atar ve cümle terörist ardına bakmadan kaçar…
Hem kim bilir, belki de memlekete,"çöpe atıldı" diye homur homur, ağzınızın içinde geveleyip durduğunuz şu "ikinci çözüm süreci"yle dönersiniz!
***
Aslında;
- Şimdi anladınız mı, Türkiye Cumhuriyeti için "Güçlü Ordu" dilemek için, siviller, seçilmişler yahut siyaset üzerinde "vesayet" oluşturmak gibi bir "gizli ajanda"ya ihtiyaç olmadığını?
- Şimdi anladınız mı, Türkiye Cumhuriyeti'nin orduyu küçültmek, askerliği sembolik hale getirmek gibi "konforlu" alanlara sahip olmadığını?
- Şimdi anladınız mı, "cinayet silahı" gibi yaftaladığınız o tanklara, tüfeklere, savaş uçaklarına, füzelere "meşru müdafaa" için nasıl ihtiyaç duyduğumuzu ve bunların tamamını acilen "millileştirme"nin nasıl bir zorunluluk olduğunu?
- Şimdi anladınız mı, "yeniden Sevr"in bir "paranoya" olmadığını?
- Şimdi anladınız mı, "parçalanma, bölünme korkuları"nın, "siyasi anomali" olmadığını?
Diye de sormayı isterim ama, hâlâ NATO mermer NATO kafa!
Türkiye'yi, "PKK ve klonlarıyla müzakere ederek" güvenlileştireceklerine inanan ve bu ihtimali baltaladığı için askeri operasyonu kınayanlar var hâlâ!
Velhasıl sormaya ne hacet; anlamamışlar.
***
Türk'ün İstiklal Marşı kabul edileli neredeyse 100 yıl olacak, "canavar" olduğuna ikna olamıyorlar; "Batı"yı hâlâ "medeniyet" sayıyorlar.
Vatan savunmasındaki askerimizin yaptığına "savaş" diyorlar da, "7 bin mil öteden" Suriye'ye her nevi silahı yollayanların yaptığının adını koyamıyorlar; "savaşa" çıktıkları kadar "işgale" karşı çıkamıyorlar. Ve dahi, bir vakitlerin "Kaderini önce Allah'a sonra İngiltere'ye emanet eden" padişahı gibi bir millete celladıyla aşk yaşamayı dayatıyorlar.
***
Türkiye Cumhuriyeti'ne, bir kere "mücadele yerine müzakere"yi dayattınız, bir kere askerimizi kışlaya, yetmedi demir parmaklıklar arkasına hapsedip, teröristleri davulla zurnayla yollarına güller döke döke karşıladınız; sonucunu gördük, musalla taşları yetmedi şehitlerimizin cenazelerine!
Türkiye Cumhuriyeti ordusunu bir kere "demokratikleştirdiniz(!)"; müfredatlarını değiştirdiniz, komutanların "imam"lara bağlandığı yeni bir hiyerarşi yarattınız, "cumhuriyeti koruma kollama hassasiyetini" ortadan kaldırdınız, her "sorun"u "barış"la çözen "demokratik zihniyetli subaylar" yarattınız; sonucunu gördük, Cumhuriyet tarihi boyunca "düşman devletler"den yemediğimiz kurşun yağdı kafamıza 15 Temmuz'da!
Allah rızası için bu defa siz susun, bu "devlet"in, bu "ordu"nun binlerce yıllık tecrübesi konuşsun;
Hâlâ bir yerlerde o silsileden bir "devletli" yahut "asker" kaldıysa tabii!
***
Türkiye Cumhuriyeti'ni, "iki tivitle hizaya sokulabilen ülke" çukurundan çıkarabilecek, o çok sevdiğiniz "masada" elini güçlendirebilecek tek yol budur!
Çanlar kimin için çalıyor
ABD'nin çekildiği filan yok, Abdullah Ağar'ın ifadesiyle yaptığı şey sadece "pozisyon ve konum değiştirmekten ibaret" de, velev ki çekiliyor… Velev ki, Trump, sahiden de "ABD, asla Ortadoğu'da olmamalıydı" diyor ve demekle kalmayıp bunun gereğini yapıyor… O zaman, özelliklere Türklere, her zamankinden daha uyanık, daha temkinli olmalarını tavsiye ederim.
Tanrı, geleceğin "büyük satranç tahtası" olan Orta Asya'yı korusun!
İstikrar budur…
En azından kendi içinde tutarlı bir ülkeyiz;
Dün, başına çuval geçirilen askerlerimizin değil de onların başına çuval geçiren "coni"lerin, "sağ salim evlerine dönebilmeleri" için dua ediyorduk…
Bugün, yakıp yıktığı coğrafyalardaki mazlumların, işgal ettiği yahut terörist ordusunun önüne attığı ülkelerin, liderlerin değil "Trump'ın halinden anlamayı" salık veriyoruz!
Kafa aynı.
SORU-YORUM
Bugün de İsmail Saymaz sorsun:
- Amerikan Büyükelçiliği, Ergun Babahan gibi bir müptelanın twitini beğenince ortalık ayağa kalkıyor, devlet katından kınama açıklamaları yapılıyor, büyükelçilikten izah isteniyor da; Amerikan Başkanı Trump, bizleri alenen aşağılayan twitler atınca neden ölü numarası yapılıyor?